Yanlış yapıyorsun, Federasyon!..

A -
A +

Futbol Federasyonunun "yabancı futbolcular" konusunda aldığı karar, "birçok yönü ile 'haklı' olabilir" ama "doğru" değildir!..
Futbol Federasyonu, "kısıtlama / yasaklama" yerine, "teşvik unsurları olan" bir sistem üzerine kurulmuş bir karar almış olsa idi, hem "haklı olacak" hem de "doğru kararı" bulmuş ve uygulamaya koymuş olacaktı!..
Türk futbolunda "yabancı kısıtlamaları, yasaklamaları" yıllarca uygulandı, kime yararı oldu; "Bastır parayı, Anadolu kulüplerinin elinden al en iyi Türk oyuncularını, kur 'Üç Büyükler' hegemonyasını" yarışında olan Galatasaray'a, Fenerbahçe'ye, Beşiktaş'a!..
Trabzonspor'un "kendine özgü" sebeplere dayalı "bir dönemlik" başarısına, sadece "Bursaspor'un eklediği" bir şampiyonluk dışında İzmir, Ankara başta, Anadolu'dan bir başka şampiyon çıkarabildik mi?..
"Aynı" tabloyu Türkiye ve Cumhurbaşkanlığı Kupalarında da görebiliriz, "nispetsiz" bir ağırlık var, İstanbul'dan yana!..
Dahası, bu "kısıtlamalı ve yasaklamalı" sistemin, "yerli" futbolcu piyasasını "çılgın rakamlara kadar yükselttiğini" ne çabuk unuttuk?..
"O paralara alınan" futbolcuların çoğunun "o fiyatların psikolojik ağırlığı altında ezilerek" ve de "olmadan olmuşluğun" acıları içinde yeşil çimlere "başarısızlık imzaları" attıklarını da unutmamamız gerekmiyor mu?..   
"Efendim, sahaya 11 yabancı ile çıkan takımlar varmış… Çoğu zaman yabancı oyunculara kulüp kasalarını boşaltan bir hovardalıkla milyonlarca avrolar, dolarlar ödeniyor ve borç batağına yuvarlanılıyormuş… Efendim, millî takıma oyuncu yetişmiyormuş… Efendim, 'ana kadrolarda yer bulamadıkları için' altyapılardan 'üst seviyede' çok az futbolcu yetişiyormuş" da muş muş…
Kulüpler Yasasını çıkar, "borçları, borçlandıran yöneticilere ödetecek" sistemi getir, "altyapıdan gelecek genç oyunculara A kadrosunda yer veren" kulüpleri "teşvik edecek" ödüller ve "kadrolara altyapıdan yetişen futbolcu kotası" koy. Dahası "alınacak yabancılar" için "kalite ve kariyer" şartlarını da koy… Bak bakalım ne olacak?... Tam da, "Üç Büyüklerin ilk üçe giremediği" bir lig sezonunda "yabancı yasakları ve kısıtlamaları" getirmeye kalkışır ve "kulüplerin bütün itirazlarına rağmen" durmadan "İnadım inat" açıklamaları yaparsan, ortaya çıkan tablonun "esas" sorusu şu olur; "Kimden yanasın" ey Federasyon?..

Bir yanlış daha!..
"Alt ligleri oynatmama" kararı ile "bir üst lige çıkma / bir alt lige düşme şartları" masa üzerinde tespit edilince, ortaya çok "adaletsiz ve insafsız" tablolar çıktı.
Bu duruma isyan eden kulüplerin içinden de "bir tanesi" de, "helal olsun" dedirtecek bir karar ve açıklama ile bu adaletsiz tabloyu ortaya koydu!..
Kutluyorum, bu masa üstü kararı ile 2. Lig'den, 1. Lig'e çıkma hakkı "göz göre göre elinden alınan" Ankara Demirspor Kulübü'nü…
"Bu karara itiraz ediyoruz, uygulanacaksa, artık biz yokuz, play-off maçlarını oynamayacağız ve de futbol şubemizi kapatıyoruz" dedi, yönetim!.. Gerçi sonra 'devam' dediler ama hak arayışlarını sürdüreceklerini söylediler.
Bir takıma "Sen çık" de, ötekine "play-off oyna", bir takımı "düşür", öteki takımı "düşürme" ve de buna "spor adaleti" de, olacak şey mi?..

Yasak var, ya cezası?..
Galatasaray ile Fenerbahçe arasında gidip gelen Sivassporlu futbolcu sebebiyle, haftalardır, spor sayfalarında da, ekranlarda da tartışılan bir konu var. "Sözleşmesi bitecek olan futbolcu, transfer ayı öncesi başka bir kulüp yöneticileri ile ancak kulübünün yazılı iznini alarak görüşebilir, anlaşabilirmiş. Talimatlar 'yazılı izin olmadan' görüşmesi yasaklamışmış ve çok ağır cezaları varmış!.."
Doğru, "talimatlar" tam da işte "böyle bir şarta bağlamış" sözleşmesi bitmekte olan futbolcunun transfer görüşmesini ve anlaşmasını!..
Tamam da, "bu yasağa uyulmazsa", cezası nedir; futbolcu için de, izinsiz görüşmeyi yapan, anlaşan yöneticiler için de?..
Ben, ne Futbol Kanunu’nda, ne Futbol Statüsü’nde, ne Transfer Talimatı’nda, ne Disiplin Talimatı’nda, "Transfer Talimatı’nda bulunan 'yazılı izin olmazsa' kuralını ihlal etmenin cezasının ne olduğunu açık açık yazan" bir madde bulabildim. Yani; BULAMADIM!..
Şimdi bir kulüp, elinde, futbolcu ile yaptığı "ticari / hukuki tazminat hükmünün konulduğu" bir sözleşme ile "futbolcu sözleşmenin gereğini yerine getirmeyip, başka bir kulübe imza attığında" mahkemeye gidip "tazminatı isterse" ne olur?..
Bir; mesela bu tazminat "5 milyon TL" olabilir. Kulüp "sözleşmede yer alan şartları yerine getirmişse", mahkeme büyük bir ihtimalle, "sözleşmenin gereğini yerine getirmeyen ve başka kulübe giden" futbolcuya "sözleşmede olan tazminatı ödetecek" kararı verir.
Ne var ki, "bu karar", Futbol Federasyonu "Transfer talimatındaki 'yazılı izin' şartını ihlal ettiği için" Futbol Federasyonu nezdinde "suçtur" ve gereği yapılacaktır.
Ancak," gereği" nedir; Disiplin Talimatında "ihlali yapan" kulüpler, yöneticiler için "biçilen ceza" ne kadardır?..
Diyorum ya, "bu cezaları" ben bulamadım; "merdivenlere oturan seyirci için" cezanın ne olduğu var da, "bu olayda cezanın ne olduğu, ne olacağı" yok!..
Bulabilen varsa, bana yazsın da, ben de "körlüğüm için" herkesten özür dileyeyim.
Soru basit; "suç var ama ne ceza verileceği yok"; acaba Disiplin Kurulları "kulübüne göre mi" talimatta bulamadığım bir cezaya hükmedecekler?..

Bu kadar "tesadüf" olur mu?
Perşembe sabahı "erkenden" cuma günü çıkacak yazımı yazdım ve gazeteme gönderdim. Fatih Hoca'ya "Git artık" diyenleri eleştiren bir yazı idi.
Gece, Urla'daki deprem uykumu kaçırdı, internete girdim, "Depremle ilgili geniş bilgilere ulaşmak istedim"; bu arada gazetelerin WEB sitelerini de tıkladım. Sabah gazetesine göz atarken birden sevgili kardeşim Hıncal Uluç'un o günkü yazısını okumadığımı hatırladım. Bir tık daha…
Ve karşıma Fatih Hoca'ya "Git artık" diyen bir yazı çıkmaz mı!..
"Tırnak içindeki" slogana bakın; iki yazıda da "tıpkısının aynısı"; sanki "sevgili Hıncal'ın yazısı okuyup, ona cevap vermişim!.."
Hemen Hıncal'a telefon ettim, karşılıklı kahkahalar içinde "tesadüfü" anlattım. Bilmem ki, "yazımı kendi yazısını okumadan yazdığıma" inandı mı; inanmıştır canım!..

Şaka!..
Enteresan bir tesadüf" var; Denizlispor üzerinden…
Liglerin "son ve kritik haftalarında" bu kaçıncı "aldığı sonuçlarda şampiyonu tayin edişi?.."
Yanlış hatırlamıyorsam, Horozlar "Beşiktaş'ın da, Fenerbahçe'nin de başlarını yakmıştı"; şimdi sıra Trabzonspor'da galiba?..
O sonuçlar" iki defa "Galatasaray'ı şampiyon yapmıştı"; şimdi sıra Başakşehir'de mi?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.