Haber gazeteciliği sizlere ömür!..

A -
A +

Artık “iyice inandım” ki, spor ekranlarında ve spor sayfalarında “haber gazeteciliğini unuttuk”, hem de “tamamı” ile!..
Eskiden, spor sayfalarında ne manşetler, TV ekranlarında ne bombalar patlardı; “atlatma haberler” olarak; yarış büyüktü; yarışı kaybeden haberciler, şeflerine, müdürlerine hesap verirlerdi!..
Şimdi, “Gelsin ajans haberi”, koyalım sayfalara, ekranlara!..
Ekranlardaki alt yazılar dönerken, “yapılan isim, imla yanlışları, hatalı kelimeler, cümleler saatlerce döndükleri hâlde”, düzelten olmuyor. “Hatalı yazılmış” ajans haberleri, “düzeltilmeden” sayfalara konuyor!..
TV ekranlarında dinliyorum, spor sayfalarında okuyorum, “sayısı az” yorumcu kardeşlerim, o konuşmalarının cümle aralarında, o yazılarının satır aralarında “öyle şeyler söylüyor ve yazıyorlar” ki, öyle ipuçları ve istihbaratlar veriyorlar ki, “haberciler, biraz araştırsa, doğrulara uzansa”, spor sayfalarında manşetler, TV ekranlarında bombalar patlar, art arda. Ama ne gezer; kimin umurunda?..
İşte, sizlere bir örnek vereyim… 9 Ağustos’ta Türkiye’de, Kemal Belgin Kardeş’im, “beni şaşkına çeviren” bir yazı yazdı, “Ali Koç’un, Aziz Yıldırım rövanşı” başlıklı!..
Vay canına, Ersun Yanal başta birkaçını biliyordum ama sevgili Kemal’in listesinde say say bitmeyen “öyle isimler” var ki; evet, “vay canına!..”
Ali Koç’un Aziz Başkan’ın adamları ile “yollarını ayırmasını” bir yere kadar anlıyorum da, “Aziz Başkan’ın gönderdiklerine” Fenerbahçe kapısını sonuna kadar açmasını ve de “Ali Koç kadrolaşmasını onlarla kurmaya çalışmasını” anlamam mümkün olmuyor; “Vadedilen büyük ve çağdaş Fenerbahçe” bu kadrolarla mı kurulacak?..
İşte tam da bugünlerde Ali Koç yönetiminin “Seren Direği” Başkan Vekili Semih Özsoy da istifa etmez mi?
Bekle babam bekle; “bu istifanın iç yüzünü” bakalım kim yazacak? Ucundan kulağından “bir şeyler yazıldı” ama öğrenemedik; beni tatmin eden bir yazı ya da konuşma olmadı, bugüne kadar…  Zira “şu” tablolara bakın…
Tarih: 31 Mayıs 2018, Yer: 1907 Derneği... Ali Koç, Aziz Yıldırım’a karşı büyük farkla kazandığı seçim öncesi delegelere son konuşmalarından birini yapıyor. Koç, gecenin sonuna geldiğinde ailesini kürsüye davet ediyor, “Aile her şeyden önemli. En çok onlar çekecek, biraz daha az görüşeceğiz eğer seçilirsek” diyor. Ardından da, “Aileden sonra olur mu?” sorusunu soruyor. Çocukları “Olur” yanıtı verince de, Semih Özsoy’un adını anons ediyor. “Dimdik ayakta durdu. Yanımda durdu, onun tecrübesi, aklı, zekâsı, hep doğru yolu gösterdi. Beni rayıma oturttu. Bir başarı olacaksa katkısı büyük. Semih Özsoy’a bir alkış lütfen” deyip, konuşmasını alkışlar altında tamamlıyor.
Bitmedi; birkaç gün sonra Ali Koç, yönetim kurulundaki arkadaşlarına evinde kutlama yemeği veriyor, o yemekte de Semih Özsoy’a duyduğu güveni dile getiriyor. “Arkadaşlar, ben neysem Semih de odur. Onun dediği, benim dediğimdir. Benim yokluğumda koltuğa oturacak kişi de Semih Özsoy’dur” diyor. (Fotospor’dan…)
Tablo “buyken”; bu istifa ne oluyor; meğer “ilk” de değilmiş; “ilk istifa aralık ayında olmuş”; olmuş da, “kabul edilmeyen” bu istifadan sonra “kabul edilen” neden ve nasıl olmuş?..
Değerli okurlarım; bu konuda “tatmin edici” bir yazı okuduk mu ya da konuşma duyduk mu, spor sayfalarında ve TV ekranlarında…
Onun için açtım telefonu, “Fenerbahçe bir bilenime”, sevgili Kemal Belgin’e sordum; “Bu tablonun gerisinde ne var, ne oldu, Allah aşkına?..”
Bana, “Yazacağım Öcal Abi, bekle” dedi; sabırsızlıkla bekliyorum; bomba patlayacak galiba!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.