“4 A” ekürisine dikkat!..

A -
A +

Ahmet Ağaoğlu ile Abdullah Avcı, "sessiz ve derinden giderek" şampiyonluğa ulaşacak bir "Trabzonspor takımı" inşa ediyorlar; Üç Büyüklere duyurulur!..
Transferler, "nokta transfer" olarak müthiş; yapıldı ve yapılıyor…
Süper Lig başlarken, sahalarda "eksiği gediği kalmamış" bir bordo mavili takım seyretmeye başlayacağız.
"Hoca" konularını yeni çözmüş, ama "transfer konusunda geride kalmış" Galatasaray ve Beşiktaş'ın yanında "henüz hocasını bile bulamamış" Fenerbahçe, "bu gecikmenin bedelini" ödeyebilirler.
Abdullah Hoca'nın "bu defa hedefe varacağına dair" inancımı yazarken, Ağaoğlu Başkan'ın da "çok uzun yıllardan sonra Trabzon'a 'şampiyonluğu getiren' başkan olarak" Trabzonspor tarihine geçebileceğini düşünüyorum.
Destek bordo mavili taraftarlardan; Başkan'ın da, Hoca'nın da bu desteğe çok ihtiyaçları olacak!..
Bu arada, "spor yazan bir gazeteci" olarak, itiraf etmem gereken bir sırrım var. Uzun zamandır içimde ukde olarak kalan ve yazmak istediğim bir sır… İşte, Abdullah Hoca'dan "özür dileyerek" nihayet yazıyorum.
Şimdi "tam tarihini hatırlamadığım" bir zamanda, Galatasaray yönetimi "Avrupa'dan getireceği ünlü bir Hoca'nın yardımcısı olma" teklifini yapmıştı, ona.
O da, gazetelerde okuduğum kadarı ile "Ben kimseye yardımcı olmam" diyerek öneriyi geri çevirmişti. Hâlbuki Galatasaray yönetimi "Gelecek yabancı hocadan sonra bayrağı ona teslim etmeyi düşünüyor" ve Galatasaray'da "Piontek - Terim / Derwall - Denizli" modeli bir "teknik adam sistemini yerleştirmek" istiyordu.
Galatasaray'da altyapı hocalığı da yapan Avcı'nın "bu tutumu" bende bir "antipati" duygusu yeşertmişti, onun için… Ne kadar yanlış; bu duyguyu yeşertmeden önce, "kendisiyle konuşmam ve gerekçesini bütünüyle kendisinden öğrenmem" gerekmiyor muydu?..
Tekrar tekrar özür dilerim Hoca'm. Temennim Ahmet Başkan ile el ele hedefe varmanızdır; başarılar!..

Pazarlamacılar fena şişti!..
Haber ve yorum kampanyalarıyla, onca gayret sarf ettiler, ama "Galatasaray Başkan ve yönetimine 'açıkça' hakaret eden / taraftara küfreden" Belhanda'yı Galatasaray'a yamayamadılar…
Helal olsun, Belhanda'nın menajerine… Tanımak isterdim. Adam TV'lerimizdeki, spor sayfalarımızdaki onca yorumcu ve haberci ile "Nakış ör, pazarla" oyunu oynadı.  Neredeyse, geçen yıl "bir sent bile indirim yapmamakta direnen" ne var ki şimdi "Adana Demirspor'a 1,5 milyon avroya giden" futbolcuyu, "indirim jesti (!) de yaptırarak" Galatasaray ile 2 milyon avroya sözleşme yenileyecekti. Olmayınca Adana Demirspor'a pazarladı!..
Ve… G.Saray'ın "yeni" Başkan'ı, "bu transfere dönüp bakmayarak" ilk başkanlık testinde 10 üzerinden 10 aldı, alkışlandı; kutlarım!..  Merak ediyorum; Fatih Hoca üzülmüş müdür, acaba?..

Galatasaray’ın “Ada Savaşçısı” ne yapacak?
Yıllardan beri bir "yılan hikâyesine dönen" ve İnan Kıraç'ın, dahası İnan Kıraççıların "gelen giden" Galatasaray başkanlarına baskıları ile "bir türlü çözülme kavuşamayan" Galatasaray Adası, yeni Başkan Burak Elmas'ın kucağında bulduğu "büyük" sorunlardan biridir!..
Ne var ki, yıllardan beri, "nedense" Galatasaray başkanlarının "yardıma çağırmadığı" ama kendisi "kendine görev çıkaran" ve "ada davalarını" yakından takip eden… Divan Kurulu toplantılarında "konuyu ve ne yapılması gerektiğini" anlatmaya çabalarken, Divan Kurulu Başkanları tarafından sözleri kesilen bir hukukçu, bugün Burak Elmas'ın kurullarından birinde, hem de "etiketli" olarak bir sandalyeye oturmuştur… Disiplin Kurulu Başkan Yardımcısı Avukat Tayfun Akçay…
Ve de yakından biliyorum ki, "Galatasaray Adası'nı Suada yapan" ve Galatasaray Genel Kurulunun kararına rağmen "Adayı tahliye etmeyen" Mehmet Koçarslan'ın herhâlde "sevmediği, hatta nefret ettiği" insanların da başında gelmektedir; Tayfun Akçay… Tabii, "İnan Kıraççıların" ve "Liseci" takımının da!.. Bakalım, yeni yönetim, "Ada mücadelesinde Akçay'dan yararlanabilecek" mi?.. Yoksa, Divan Kurulu toplantılarında yapacağı konuşmalar gene engellenecek mi?..

Mustafa Denizli’ye ihanet mi?..
Süper Lig'in yeni takımı Altay'da "garip gelişmeler" oluyor; "garip" derken "en hafif tabiri bulmak için" çabaladığımı söylemeliyim.
"Tek kuruş almadan" ve de "kariyerini ortaya koyarak" Altay'ı "Süper Lig'e çıkaracak" sorumluluğu yüklenmiş ve siyah beyazlı takımı hedefine ulaştırmıştı.
Kendisini kutladığımda sormuştum; "Kalacak mısın?.."
Cevabı çok netti ve de yazmıştım; "Eğer Süper Lig'de kalabilecek bir takım kurulabilirse elbette!.. " Sonra, "Altay'ın mali durumuna uygun bir transfer listesini raporlayarak" yönetime vermiş, köşesine çekilmişti.
Sonrasında… Bunca zaman geçmiş, Hoca'nın "kalıp kalmayacağına dair" bir gelişme olmamıştı. Spor yazarları da, kulüp başkanına sormuşlardı; "Sözleşme yapacak mısınız, Mustafa Hoca kalıyor mu?.."
Cevap; "Ondan cevap bekliyoruz" oldu.
Bu defa gazeteciler Hoca'ya sordular; "Cevabınız bekleniyormuş, olumlu bir cevap verecek misiniz?.."
Mustafa Hoca şaşırmıştı; "Ben onlardan cevap bekliyorum, raporumu verdim, kulüp bütçesine uygun listemi verdim, şu ana kadar arayan olmadı!.."
Tabir uyacak galiba; buyurun cenaze namazına!..

Şaka!..
Ümit Özat, Fenerbahçe'ye "son takımını küme düşüren" Hikmet Karaman'ı tavsiye ediyor. Ona bir sorum var:
Üç sezondur Fenerbahçe'de Ali Koç Başkan "sayısal olarak" transfer rekortmeni… Bir zamanlar Bucaspor'da Bülent Uygun Hoca da "sayısal olarak" transfer rekortmeni olmuştu. Bu rekorlar daha uzun süre kırılamayacak gibi…
"Al gönder'ci" başkana, "gönder al'cı" teknik adam daha uygun olmaz mı, Ümit Hoca?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.