Fatih Hoca’ma mesaj!..

A -
A +
“Hep kendini düşünerek” atıyorsun adımlarını… Geçen sezon, “Başkanını ‘düşman’ ilan edecek kadar” insafsız açıklamalar yapmıştın, şimdi, Muslera gibi bir kaptanını, “Ben ne yapayım, işte mağlubiyetin sorumlusu bu” diye bağırarak taraftarın önüne atacak hâle geldin, Hoca’m, farkında mısın?..   Hey gidi “koca” Fatih Hoca’m hey… Nereden nereye geldiğinin bilmem ki farkında mısın?.. Neydi o, çarşamba gecesi Galatasaray’ın yediği ilk golde, “topu yumruklayan” Muslera’ya gösterdiğin tepki… Yıllar yıllı, “şampiyonlukların, kupaların kazanılmasına “kurtarışlarıyla ‘birinci derecede’ katkı koyan” Galatasaray Kaptanı’na yüz binlerce TV başındaki, binlerce tribünlerdeki sarı kırmızılı taraftarların önünde “kendini kaybederek” yaptığın “insafsız” hareket?.. “İlk maçta kaybedilmiş bir turun ikinci maçında” hem de “ilk maçtaki hatasının üzüntüsünü ve moralsizliğini” omuzlarında taşırken, Muslera, “böyle ‘acımasız’ bir tepkiye müstahak olacak” bir futbolcu, bir kaptan mıydı?.. Söyler misin bana, Muslera “bundan böyle” Hocası’na nasıl inanacak, nasıl güvenecek?.. Bak, “Muslera’ya böyle yaparsa, bize ne yapmaz” diye düşünecek olan öteki futbolcuları saymıyorum, mesela “aynı maçta, benzer tepki ile karşılaşan” Luyindama’yı!!! “Hep kendini düşünerek” atıyorsun adımlarını… Geçen sezon, “Başkanını ‘düşman’ ilan edecek kadar” insafsız açıklamalar yapmıştın, şimdi, Muslera gibi bir kaptanını, “Ben ne yapayım, işte mağlubiyetin sorumlusu bu” diye bağırarak taraftarın önüne atacak hâle geldin, Hoca’m, farkında mısın?.. Üç yıllık yeni projeksiyon, “böyle mi” başlıyor?.. Dahası, “Üç yıllık projeksiyonun hangi temel üzerine kurulacağını” da gösterdiğinin farkında mısın; “Barış çıkacak, Babel girecek… Kerem çıkacak Arda girecek” öyle mi?.. Zaten iş bitmiş, “turu alan” Üsküdar’ı geçmiş, sen “gencecik çocukları oyundan alıyor” yerlerine “35’lik futbolcuları” sokuyorsun… “Yenileceksek Türk oyuncularla yenilelim, gençlerle yenilelim, ama onları kazanırız” diyen ve bu uyarı yüzünden “düşman” ilan ettiğin Başkanı’na inat!.. Sevgili Hoca’m, “bu inat ve bu ısrar ile değil üç yıl, 13 yıl daha yetmez” sana!.. Kendini Barış’ın yerine koy… Daha ilk maçta “bitirdin” o gencecik çocuğu!.. Babel’i, Arda’yı mı alacaksın, takımda oynayan ve “hiçbir şey yapmayan” onca oyuncu varken, neden Barışlar, Keremler?.. Bak Hoca’m “asil bir insan olarak” yapacağın bir şey var; “şimdi yazacaklarımı” unutma… “Ben o 5’lik yenilgide uyuyamadım. Galatasaray bizim dünyamız, her şeyimiz. Yurt içinde ve dışında övünç kaynağımız. Kısır şahsi çıkarlara alet etmeden, marka ve prestij değerini hep en yüksekte tutmak şart. O nedenle birlik ve beraberliği destekleme adına susuyorum. Ben de hâlâ umut var. Neuchatel’i hatırlıyorum. İnşallah!..” 5-1’lik PSV maçından sonra telefonuma gelen mesajda duruyor, bu satırlar!.. Yazan, Mustafa Cengiz Başkan… Bir taraftan “ağır bir hastalıkla” mücadele ederken, bir yandan da “Kana kan, intikam” peşindeki Liseci takımının “kendisini Galatasaray Kulübü’nden ihraç ettirme” talebinin “yeni” Galatasaray yönetimi tarafından Disiplin Kuruluna gönderildiğini duyduğum (İnşallah doğru değildir) bir “acımasız” tablo ile karşı karşıya olan Mustafa Cengiz Başkan!.. Alp Yalman’dan beri “Galatasaray’ın en başarılı başkanı olan”, kulübü UEFA’nın ceza bataklığından kurtaran, Florya’yı alan, Kemerburgaz’ı “sorunsuz” Galatasaray’a kazandıran, “senin başında olduğun” takımla “futbolumuzdaki bütün kupaları” Galatasaray Müzesi’ne getiren bir başkandır, Mustafa Cengiz!.. Onu ziyaret et. “Geçmiş olsun” de… Özür dile… “Nankörler cephesinde olmadığını” ispat et!.. Bunu yap ki, “büyük Fatih Terim’ olduğunu herkes görsün; bizler de karşılaştığımıza ellerini “sevgi ve saygı ile” sıkalım!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.