Kediler için kurulan tuzak!

A -
A +

Afganistan konusunda bir açıklama yapan Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, bir "Rus Atasözü" ile başlamış konuşmasına; "Aptallar kendi hatalarından, akıllılar başkalarının hatalarından ders çıkarır!.."
Bu sözü gazetede okuyunca "Bu bize ders olsun" diyerek "kötü sonuçların, başarısızlıkların yarınlarda "ders alınarak tekrarlamayacağını" anlatmaya çalışan" onca kulüp başkanı, onca teknik adam, onca kaptan, onca bakan, onca federasyon başkanı, onca "kendim dâhil" yorumcu, spor yazan meslektaşım gözlerimin önünden geçip gitti…
Evimizin bahçesine, "kuşlar için" yoğurt kabına "su koyarak" yerleştirmiştik… Birkaç gün sonra "yolunmuş birkaç avuç kuş tüyünün çimin üzerine yayıldığını görünce", jeton düştü; "kediler çiçeklerin arasında saklanıp", su içmeye gelen kuşları avlıyorlardı. "Su kaplarımız" kuşlar için "kediler için kurulmuş" tuzaklar olmuştu. Ve ders almıştık; kuşlar için suyu, üst katın balkonlarına koymaya başladık. Kediler tırmanamıyor, kuşlar da suları "ölüm riski olmadan" içiyorlardı. Ne var ki, "biz ders alana kadar" bir kuş kedilere yem olmuştu!..
Bütün bunları neden yazdım?... Kimse darılmasın gücenmesin, "Galatasaray futbol takımının hatalarından, bütün yerli yabancı rakipleri ders alıyorlar" da, nedense "Galatasaray'ın futbol takımını yönetenler", ders bile almıyor ve "hatalar devam ediyor"; goller yeniyor, puanlar, kupalar, şampiyonluklar ve elbette "onlarca milyon avroluk gelirler" kaybediliyordu!..
Rakip takımın hücumu "takım kaptanı" Muslera'nın elinde sona eriyor. Muslera topu alıyor, atmak için etrafa bakınıyor, ileri adımlar atıyor, gene bakınıyor, sonra… Topu, önündeki stoperlere, beklere ya da orta saha oyunculardan birinin yanına yuvarlıyor. "O top; su kabı", tuzak kurulmuş, "kediler, kuşların yanına yaklaşmış" ve "hata gelirse" ki, geliyor; işte "Taylan'ın büyük hatası" ve Kasımpaşa'dan yenen "beraberlik" golü…
Bu kaçıncı?.. Bu kaçıncı?.. Bu kaçıncı?..
Ya da stoperler alıyorlar topu, önleri en az 15-20 metre boş, alıp götürecek ve "boşta olan" bir arkadaşına topu vererek hücumu başlatacaklarına, o da ne?.. Luyindama duruyor, bir o yanına bir bu yanına dönüyor, veriyor 15 metre yanındaki stoper arkadaşına, o da dönüyor, kendisine veriyor, artık "Galatasaray defansının kendi kendine hata yaptıracak bu kurgusunu ezberlemiş olan" rakip teknik adamların, futbolcularına da ezberledikleri "baskı uygulaması" başlıyor, top ayağında olan Galatasaraylı oyuncu baskıyı yiyip" hata yapınca ki, birinden birinde yapıyor, top kapılıp Muslera ile karşı karşıya kalınıyor; artık gerisi rakip oyuncunun becerikliliğine kalmış…
Ya da "baskıyı gören" Galatasaraylı oyuncu, topu geriye, Muslera'ya atmaya çalışıyor, pas kaleciye varmadan kapılırsa gol oluyor, vardığı sırada Muslera baskı karşısında hata yapıyor, gene ya gol oluyor ya penaltı!..
Bitmedi; Galatasaray "bunca maçtan sonra" hâlâ "fizik gücü mafiş", dahası "bireysel hatalar bakımından rekor kıran" bir takımsa kabahat "takım disiplinini" futbolcularına anlatamayan ve "bu disipline uymayanları" hâlâ baş tacı eden hocalarda değilse kimde?..
Terim'in "sihirli elini" yazmaya meraklı meslektaşlarıma soruyorum; "o sihirli el 'hata eline dönüşerek' Kasımpaşa başta onca takıma dokunur ve puanlar kaybedilirken" hiç yazmıyorsunuz ama…
Bahaneniz hazır, yazıyorsunuz; "Efendim, çok oyuncu değişti, yeni oyuncular birbirine alışmadı, fiziki güç için de biraz sabretmek gerek"; öyle mi?..
Pereira, "beklemiyor" ama üstelik "kendisi" de "takımı, oyuncuları gibi" yepyeni…
Bakınız, "bu gidişe hemen çare bulunmazsa", 16 Eylül'de başlayacak "Avrupa maçları" Galatasaray için felaket olur; bizden söylemesi, zira "oraların kedileri çok daha yırtıcı!.."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.