‘Biz bitti demeden, bitmez’ diyen Hoca ‘artık’ yok!..

A -
A +

Fatih Terim'i, "Galatasaraylı" olarak "Galatasaray Başkanı'na 'düşman' dediği gün" kaybettim!..
Fatih Terim'i, "insan" olarak "Galatasaray için canıyla uğraşırken, elinden geleni yapmak için çırpınan Mustafa Cengiz Başkan'a 'düşman' dediği gün" kaybettim!..
Fatih Terim'i, Türk sporu adına, Türk futbolu adına, Galatasaray adına "muhteşem kariyeri" ve bunca yıl geçirdiğimiz "saygı ve sevgiye dayalı" süreç sebebiyle "bir spor insanı, bir spor yazan gazeteci" olarak "kaybetmemek" için ve de "doğru yolu bulacağı" inancıyla hemen her hafta sabırla ve ısrarla onu yazıyorum, yazmaya devam edeceğim…
Öyle hatalar, öyle yanlışlar yapıyor, inat ve ısrarla da tekrarlıyor, sonra da "başarısızlıklara bahane armaya çalışıyor" ki, insan üzülerek bir ünlü filozofun sözünü hatırlıyor; "Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil."
Konfüçyüs, 2.500 yıl önce bu sözü ile "aynı denemeleri tekrar tekrar yapmakta ısrar ve inat eden ama 'farklı sonuç bekleyen' adama 'ne yapması' gerektiğini" anlatıyor!..
Ve pazar gecesi TRT'de Yüzde 100 Futbol'da Rıdvan Dilmen diyordu ki; "120'ye kadar saydım, şimdi 180'e, 200'e varmıştır. Galatasaray'ın bu kadar korner atışında tek golü yok!.."
Buna "bir o kadar da, sağdan soldan ataklarda veya duran toplardan yapılan ortaları" da ekleyebiliriz; sonuç, "Sıfıra sıfır, elde var sıfır!.."
Elinde bir Diagne gibi "pivot ve dağıtıcı santrfor" var; bir de "önüne, yanına düşen, düşecek olan toplarda 'tek vuruş golcüsü' bir santrfor" var; Mustafa!.. Eeee… Ve "gene ve belki de 50-60'ıncı defa, 'geri pas' sebebiyle yediğin gol" ile mağlup duruma düşmüşsün…
Hâlâ maçın başından beri "hiçbir şey yapamayan" takımında "ne yapacakları beli olan" Mustafa ve Diagne "nihayet" ama "tek tek" aklına geliyor…
Mustafa, yenilen golden çok az bir süre önce, "62'nci dakikada Halil Dervişoğlu'nun yerine" oyuna sürülüyor…
69'ncu dakikada gol yenildikten 9 dakika sonra 78'inci dakikada da Diagne…
Ve… "Bu kaçıncı defa 'sürüldüklerinde, hele hele beraber olduklarında ne olduğunu' gene görüyorsun, Hoca'm; Diagne paslı, Feghouli asistli Mustafa golü geliyor, oyun tek kaleye dönüşüyor!.. Ve de… Seni ve takımını "bir defa daha" ve bu maçın içinde de "90'ıncı dakikada mağlubiyet golünü yemekten" çok övdüğün stoperlerin değil, "beraberlik golünü atan santrforun Mustafa" kurtarıyor. Santradan tek başına gole giden Pesic'i kovalayıp, şut atarken rahatsız eden ve Muslera ile karşı karşıya kaldığında "topa doğru dürüst topa vurdurtmayan" Mustafa!..
Tanınmaz hâldesin Hoca'm, "tertip, taktik bir yana", ortada "oyun / futbolcu disiplini" de yok…
Beşiktaş yenilmiş, Hatayspor yenilmiş, Alanyaspor yenilmiş, Fenerbahçe berabere kalmış"; Galatasaray kazanamıyor ve lider Trabzonspor'dan çok geride kalıyor, etrafındakilere göre de yerinde sayıyor… Taraftar "Galatasaray'ını, 'eski günlerin Hoca'sını' arıyor"; homurdanmaya başlıyor; haberin ola, Hoca'm!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.