Formül; “Mesut gitsin, Vitor kalsın mı?..”

A -
A +

Fenerbahçe yorumcuları, yazarçizerleri “Pereira gidiyor, gitmeli” korosuna “assolist olmak için” yarışıyor!..

Aslında “başlıktaki” formül; “Ali Koç gitsin, Aziz Yıldırım gelsin” olmalıydı ama “şimdilik” o sloganın “hayata geçmesi / geçirilmesi” zor görünüyor. Ne var ki, tribünlerde başlayan “Ali Koç istifa” sesleri, o formülün de “sezon bitmeden devreye girme ihtimalini” gündemde tutuyor!..
Biz, “Ali Koç gitsin, Aziz Yıldırım gelsin” formülünü Fenerbahçe tribünlerine, Yüksek Divan Kurullarına ve Genel Kurullarına bırakarak, gelelim, “Mesut gitsin, Vitor kalsın mı” formülüne…
Önce, “garip bir tablo” konusunda yazacaklarım var.
Sergen Yalçın, geçen yılın “iki kupalı” teknik adamı… Bu sezona “önemli transferlerle takviyeli bir kadro” ile girdi. Taraftara “Şampiyonlar Ligi’nde de iş yapacak bir kadro” ümidi ve heyecanı veriyordu.
Şimdi duruma bakın; Şampiyonlar Ligi puan cetvelinde “acıların acısı bir tablo” var, Süper Lig’de de “liderden 10 puan geride kalındığı” ve camianın “ümitsizliğe düştüğü” bir tablo…
Galatasaray’da, “onca yıldır görevde olan” ve de bu yıla “önemli transferlerle giren” Fatih Hoca’nın takımının durumu da ortada… Lider Trabzonspor’un 9 puan gerisinde ve “takımın oynadığı futbol, Süper Lig’de de, ‘başarılı görünen’ UEFA Ligi’nde de” kimseleri tatmin etmiyor. 
Hoca ise “Biz başkanımızla üç yıllık bir program yaptık, hedef koyduk” diyerek, bu “olumsuz” tabloyu gözlerden kaçırmak istiyor ve de “kaç yıldır Galatasaray takımının başında olduğundan” söz edilmesini istemiyor… 
Hayrettir, “birkaç istisna hariç” Galatasaray medyası Hoca’ya “mevsim başından bu yana toz kondurmamaya çalışıyor; “tek maç eleştirileri” bile az tuzlu!..
Tablonun garipliği şurada; Beşiktaş’ta da, Galatasaray’da da yazarçizerlerin, yorumcuların içinden bir tane bile “bunca zamandır iş başında olan Sergen ve Fatih Hocalar için ‘Gitti, gidiyor / Gitmeli” diyen çıkmadığı hâlde, Fenerbahçe yorumcuları, yazarçizerleri “Pereira gidiyor, gitmeli” korosuna “assolist olmak için” yarışıyor!..
Pereira kim; “kendisi için yepyeni bir takımın ve o takımın yenilenen kadrosunun başına gelen ‘sadece’ üç aylık” bir teknik direktör!..
Elbette hatası olacak, eksiği olacak, “sonunda ‘doğruyu bulacağı’ denemeler” yapacak; neticede bugün “puan cetvelinde” Galatasaray ve Beşiktaş ile “başa baş” denilecek bir pozisyonda takımı!..
Üstelik onun “Mesut gibi” bir “dev” sorunu var!..
Arsenal’de “haftada 350 bin pound alan, her antrenmana çıkan” ama “Arsenal Teknik Direktörünün ‘tek maçta bile’ şans vermediği” bir futbolcu, Mesut!..
“Fenerbahçe’ye geliyor / Geldi / Sözleşme imzaladı” haberlerini manşetlere çıkaran spor medyamız, Mesut Özil’in “Avrupa’daki son yıllarına, futbol dışı tutkularına, bu tutkuların futbolunu nasıl etkilediğine” bakmadı. “Benim gibi” birkaç arkadaşımın yazıları, uyarıları önemsenmedi…
Ve de, şimdi “Fenerbahçe kadrosunda futbolcular arasında huzursuzluklar var, bölünmeler var, Hoca’ya karşı olanlar var” iddiaları seslendirilmeye, yazılmaya başladı.
Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az!...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.