G.Saraylılar, İspanyol’a güvenin (2)!..

A -
A +

Geçen hafta bugün yazdığım yazının başlığı “Galatasaraylılar İspanyol’a güvenin” idi.

Pazar gecesi, “bu mesajımın ne kadar doğru olduğu” Trabzonspor maçında ortaya çıktı.

Sekiz günde üçüncü maça 11 antrenmanla, “lider” Trabzonspor’la oynamak için sahaya çıkan sarı kırmızılı ekip, “bu sezonun en iyi futbolunu” ortaya koydu, hem de “gençler başta büyük kondisyon eksiğine” rağmen…

Eğer “Marcao, Bakesetas’a, Taylan Visca’ya asist yapmasalar” maçı 1-0 kazanacaklardı.

Yenilgiye rağmen, takımın oynadığı futbol, tam da “Galatasaraylılar, İspanyol’a güvenin” başlığımın ne kadar haklı olduğunu gösteriyordu.

İspanyol, “Fatih Terim’in enkazını, sekiz günde ayağa kaldırmaya” başlamıştı, gerisi gelecekti.

Bir defa “kötü niyetliler ve Galatasaray’ı karıştırmak isteyenler dâhil” herkes bilmeli ki, “bu kadroyla ‘takviyesiz’ devam etse” bile Galatasaray küme düşmez; “düşmeyeceğini gösteren” bir futbol oynamaya başlamıştır.

“Bu kadro takviye edilecektir” zira “Burak Elmas - İspanyol hoca ikilisi” çok açık ki, “hedef olarak” martı ve haziranı seçmişlerdir.

Devam etmekte olan “ara” transferde, “yapılabilirse, iki üç ‘nokta’ takviye ile Süper Lig’de yukarılara tırmanmayı ve asıl ‘UEFA Ligi’ni” hedef seçmişlerdir!..

Haziranda da, sanıyorum, İstanbul’da görüşülen Luiz Compos’la beraber “gelecek sezon” ve “3,5 yıllık proje” için transfer piyasasına girilecektir.

Galatasaraylılar, “birazcık sabır”; yönetim, “sezon başında Fatih Terim teslimiyeti ve onun ‘transfer listesine onca milyon avro yatırmak” gibi, önemli hatalar yapmıştır.
Şimdi, “akıllar başa gelmiş” ve “doğru yol” bulunmuştur.

Fatih Hoca, “kupadan elenmiş, Süper Lig’de şansı kalmamış bir tablo içinde” görevi bırakmıştır. Bu bakımdan Burak Elmas - İspanyol hoca beraberliğinin “mart ve haziran hedefi” doğrudur.

O tarihlere kadar, “fizik kondisyon” dâhil, “şampiyonluğa oynayacak bir büyük takımın bütün eksiklerini tamamlayacak” bir denemeler ve araştırmalar süreci yaşanacaktır.

“O maç kazanılmış, bu maç kaybedilmiş” tartışmalarının yerini, “oynanan futbol” alacaktır.

Nitekim sekiz günün 11 antrenmanlı üç maçlık sürecinin son karşılanmasında “tünelin ucu” görünmüştür; “Bu hoca başaracaktır”; Alanya maçı kaybedilse bile…

Unutmayalım; ligin ilk yarısında Galatasaray “kendi sahasında” Alanyaspor’a “1-0” kaybetmişti.

Bu arada, Burak Başkan’a da bir çift sözüm var; sakın ola ki, istifayı falan düşünme… İşte o zaman “ortaya çıkacak seçim kaosunda ve hoca boşluğunda takım küme düşebilir” ve de unutma ki, “Liseci takımı” Galatasaray’ın üzerine çökmek için kapıda fırsat bekliyor!..

Herkes iyi bilmeli ki; “Galatasaray başka ‘bazı’ kulüplere benzemez; Galatasaray taraftar tarafından ve sokaktan yönetilmez!..”

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.