Stres -2-

Günümüz insanı İmam-ı Rabbani hazretlerinin (rahmetullahi aleyh) nasıl bir kalp temizleyicisi olduğunu bilse O'nun kalp ışıkları etkisine girmeye can atar...

Onun Mektubat kitabının kıymetini bilen, ona sahip olmak için bütün servetini bir pula sayar... Bu kitabın kıymeti bilinse kuyumcular raflarına altın değil bu kitabı koyar... Ama bu öylesi bir nasip işi değil...

Stres... Kelimeler bir 'kasımpatı' ise insanı kuşatıveren stresin yoğunluk dönemi 'tank demiri' mahiyetinde...

Kasımpatı demiri delip geçebilirse kelimeler de stresi yok etsin... Etseydi bu kadar normal rolü yapan anormal aramızda dolaşmazdı... Herkes konuşup duruyor...

İnsanlar avuç avuç sinir ilaçlarına gömülmez; terapiler alıp başını gitmezdi...

Bu ne korkunç bir hapishanedir ki görünmez soyut parmaklıklar ardında yığınlar ağlıyor...

Bir görünmez ejderha ki insanları birer birer yutuyor... Korkunç bir özelliği daha var; yedikçe acıkıyor...

Stres... Hapishaneler ve toprağın altı onun doruk noktasına yeniklerle her geçen gün daha da doluyor...

İnsanlık bu görünmez ama görünürden daha görünür felaketle ancak Alemlerin Efendisi Muhammed aleyhisselamın getirdiği ilaçlarla kurtulabilir...

O ilaçların terkibi kainatın Yaradanı tarafından Sevgilisine öğretilmiş ve kullara rahmet olarak gönderilmiştir...

Ama kulların alçak olanları bu rahmeti insanlara ulaştırmamak için bütün güçleriyle çalışıyorlar... Atılmadık iftira bırakmıyorlar...

Batı'nın allayıp pullayıp süslediği; kendine faydası olmayan, 'nefsi azmanlaştırma' üzerine kurulu kültürüne özenmemeli, aldanmamalı... Son dine ve 'Kainatın tabibi'ne koşmalı... İnsanlık bilmeden O'nu arıyor... Nasiplileri buluyor...