SERGEN HOCA’NIN BÜYÜK HAMLESİ / YOKLUKLARLA ŞAMPİYON -2-

A -
A +

Beşiktaş da pek de üstünde durulmayan veya tek tük cümle ile geçiştirilen önemli bir değişim oldu. Kadro oturmaya başlayınca Sergen Yalçın siyah beyazlı takıma geldiği günden beri ön libero oynayan Atiba’yı yeni bir göreve soyundurdu… Hem de 38 yaşına bakmadan… Josef’e süpürücü ve hücuma katkı görevi veren Hoca, Ati’yi bir tık öne ve forvet arkası bölgeye kaydırdı. Bunda elbette Josef’in pozisyon bilgisinin yüksekliğinin büyük rolü vardı.

Sergen Hoca böylece kendisi de pozisyon bilgisiyle rakip atakları büyümeden önleyen Atiba’yı iki yönlü kullanmaya başladı. Bu Beşiktaş’ın ön tarafta daha rahat hücum yapmasını sağladı. Ati futbol kariyerinin skorerlik açısından da en verimli sezonunu yaşadı… (4 gol, 8 asist, 12 gole katkı)
Ani kontralarda gerek Josef ve gerekse Atiba rakip atakları büyümeden önleme kabiliyetlerini sergilediler. Tabi ki bunda daha Josef’in payı büyüktü. Sambacı gizli kahraman olarak Beşiktaş’ın şampiyonluğuna son derece önemli bir katkı yapacaktı.

Yavaş yavaş oturmaya başlayan kadro ile birlikte Beşiktaş sonuç almaya başladı. 6. haftada deplasmandaki 3-2’lik Denizli galibiyetini ardından iç sahada Yeni Malatya karşısındaki 1-0’lık galibiyet takip etti, moraller düzeldi. Fakat Marius Sumudica ile 3-5-2’yi müthiş oynayan G.Antep önündeki 3-1’lik mağlubiyet Beşiktaş’ı çok kritik bir eşiğe getirdi…

BÜYÜK DÖNEMEÇ
Beşiktaş, zirvenin 7 puan gerisinde ve 11. basamaktayken zorlu bir maç trafiğine girecekti. Ya buradan lige ortak olarak çıkacak veya havlu atacaktı. Bu keskin viraj Medipol Başakşehir, Fenerbahçe, Kasımpaşa ve Aytemiz Alanyaspor maçlarından oluşuyordu. Bu seri öncesi Sergen Yalçın da verdiği demeçte her şeyin bu dört maç sonucuna bağlı olduğunu açıkça dile getiyordu. Yani bu girdaptan sağ salim çıkamamaları durumunda görevi bırakacaktı. 
ÖLÜM KALIM SAVAŞI
Beşiktaş önceki sezonlarda da sık sık mağlup olduğu son şampiyon Başakşehir’i evinde 3-2 ile geçerken bir anda camiaya can geldi. Bu maç inanılmaz zorluklarla oynandı. Öyle ki kaleci Ersin cezalı ve Beşiktaş defansını Covid-19 vurmuştu. Rosier, Vida, Welinton ve N’Sakala’nın yerine geri dörtlü, Dorukhan-Necip-Montero-Rıdvan şeklindeydi. 
15 YILLIK KÂBUSU BİTİRDİ
Hele ardından Kadıköy’de alınan F.Bahçe galibiyeti müthiş bir moral patlaması getirdi. 
Beşiktaş, 2005'ten beri Fenerbahçe'yi deplasmanda yenemiyordu. Dile kolay 15 yıl olmuştu.
Fakat 50. dakikada Larin’in kırmızı kartla atıldığı karşılaşmayı Kara Kartallar 4-3 kazanıyor ve ilginç şekilde 15 yıl önceki skora imza atıyordu. Üstelik yine on kişi kalarak… Bu zaferden sonra Kasımpaşa’yı üç golle sahadan silen Sergen Yalçın’ın takımında artık moraller ve inanmışlık yerine gelmeye, takım havası oluşmaya, yüzler gülmeye başlamıştı. Ne var ki bir sonraki ‘Çırak Çağdaş Atan’ın takımı karşısında Alanya’da alınan mağlubiyet keyifleri biraz kaçırdı. Yine de dört maçlık ölüm grubundan 9 puanla çıkılması şampiyonluk yolunda belirgin bir kırılmayı temsil etmeye yetti…
Sergen’in talebeleri gittikçe daha iyi oynuyor, özellikle rakibini orta sahada boğuyordu. Rosier-Ghezzal kanadı inanılmaz işlere imza atıyordu. Leicester’da yokları oynayan Ghezzal kalitesini ve asistlerini konuşturdukça parmak ısırtıyordu. Rosier’in Roberto Carlos’u andıran stili ve sürekli bindirmeleri rakipleri şaşırtıyordu. 
Ligde Ghezzal sezonu 8 gol 17 asist, Rosier ise 1 gol 6 asistle tamamlayacaktı ki bu, Kartal’ın sağ çizgiden 9 gol 23 asist yapması, yani 32 gol üretmesi demekti… Beşiktaş’ın 89 gol attığı düşünülürse üçte birinden çoğu sağ kanattan gelecekti...
ABOU SAHNE ALDI
Aboubakar gollerini sıralamaya başlamış, bunun yanı sıra pas istasyon görevini de büyük bir başarıyla yerine getirir olmuştu. Beşiktaş sadece Ghezzal’ın asistleriyle değil, özellikle rakip on sekiz çevresinde çok rahat ikili-üçlü duvar paslarıyla da sonuç alıyordu. Sergen Hoca bir önemli hamle daha yapmış ve aslında forvet olan Larin’i sol çizgiye yerleştirmişti. Bu fikri de tutmuş, sezon başında gönderilmesi düşünülen Kanadalı inanılmaz bir çıkış yakalamaya başlamıştı. İlk Rize maçında attığı dört golü, ligin sonuna doğru 7-0 kazanılan Hatay maçında da yineleyecek, sezonu ligde 15 gol, 5 asistle tamamlayacaktı.  
FORVET ARKASI EKSİĞİ
Beşiktaş özellikle Ljajic’in bölgesinde istikrarı sezon boyunca yakalamakta zorlandı. Oğuzhan bu bölgede bir dönem form tutsa da ardından yaşadığı sakatlıkla tam verim veremedi. Mensah da sezon boyunca beklentileri karşılaşamaktan uzak kaldı. Yani üç ayak da Beşiktaş’ın oyun kuruculuğu anlamında yetersizdi. Bu bölgede bir Bakasetas olsaydı siyah beyazlılar belki de şampiyonluğu çok önceden ilan edeceklerdi… 
İNANILMAZ ÇIKIŞ 
Beşiktaş Başakşehir galibiyetiyle birlikte inanılmaz bir çıkışa başlamıştı. Öyle ki oynanan 13 karşılaşmada sadece Alanya’ya mağlup olmuş, 11 galibiyet 1 beraberlikle 34 puan toplamıştı. 7. hafta puan durumunda 8. sırada ve sadece 10 puanı olan siyah beyazlılar 16. haftada Kayserispor'u deplasmanda 2-0 yenerek liderliğe yükselmiş ve ilk yarı sonuna kadar bir daha da bırakmamıştı. 
Bu 13 haftada iki de derbi galibiyeti vardı. F.Bahçe 4-3, G.Saray iç sahada 2-0 mağlup edilmişti… 
Üstelik Erzurum maçıyla birlikte pandemi sebebiyle sıkıştırılmış fikstür yoğunluğu da başlamıştı. Takım dar kadrosuna rağmen üç günde bir maça çıkmak zorundaydı. Zaten ikinci yarıyla birlikte özellikle bu bölümün ikinci yarısında sakatlıklar arka arkaya biraz da bu zorlanmadan gelecekti. 
LİDERLİK GİTTİ...
İkinci yarıya Vodefone’daki şok Trabzon mağlubiyetiyle girildi… Liderlik gitti… Sonra deplasmandaki Antalya beraberliğiyle birlikte takım ligde üçüncü sıraya geriledi… F.Bahçe liderliği ele geçirmiş, G.Saray ikinci sıraya yerleşmişti. 
Ardından 6 maçlık galibiyet serisi geldi… Devre arasında takıma katılan Cenk Tosun deplasmanda G.Birliği’ne iki gol atarken maça damgasını vurdu. Kartal önemli bir üç puan kazandı ama bu sefer de sakatlanan Cenk’i kaybetti. Yıldız oyuncunun sahalara dönmesi yaklaşık iki ayı bulacaktı. Alanya’dan ilk maçın rövanşı alınırken de bir gole imzasını atan Cenk, dört gün sonra Erzurum’daki sert zeminde yeniden sakatlanacak ve sezonu kapatarak, Beşiktaş’ta sadece üç maç forma giyebilecekti. 
Üst üste altı maçını kazanan Kara Kartallar lige gittikçe damgasını vurmaya başlamıştı. 29. Haftada koltuğu yeniden ele geçirmiş ve artık bir daha bırakmayacaktı. 
Bu arada en yakın rakipleri F.Bahçe ve G.Saray’ın sürpriz puan kayıpları da siyah beyazlıların işini kolaylaştırmaya başladı. Ligin sonuna doğru F.Bahçe’de Erol Bulut’la yollar ayrılmış ve Emre Belözoğlu ile flaş sonuçlar alınmaya başlamıştı. 
Sakatların çokluğuna bir de vurucu güç Aboubakar eklendi. Kamerunlu yıldız Sivas’ta sakatlandı ve sezonu kapadı. Fakat buna rağmen oyununu sakin ve güvenli şekilde oynayan Sergen Hoca’nın takımı, sezon başından beri ortalarda görülmeyen N’Koudou’nun katkısıyla puan farkını açmaya başladı. Hele ligin dişlisi, Boupendza ve Diouf gibi golcüleri olan Hatay önünde iç sahada alınan 7-0’lık galibiyet, ‘bu iş bitti’ yorumlarına sebep oldu.
Kartal ikinci sıradaki F.Bahçe’ye 5, hemen ardındaki G.Saray’a ise 6 puan fark atmıştı ve, ‘Şampi…’ başlıkları atılmaya başlanmıştı bile…
BEKLENMEYEN SONUÇLAR
Fakat her şey G.Saray-Beşiktaş maçıyla değişti. 
Oynadığı futbolla taraftarlarını bile şampiyonluktan umut kestirten Aslan’ın İmparator’u sahasında Beşiktaş’a şans tanımadı. 
Fatih Terim ustalığını bir kere daha gösterdi. Son haftalarda galibiyet getiren Halil Dervişoğlu ve Kerem Aktürkoğlu gibi on birde oynattığı gençleri kulübeye çekti. Falcao-Babel ve Onyekuru gibi ayakta kalan yıldızları bu maçta on birde sahaya sürdü.
Kesin favori gösterilen Beşiktaş’ın orta sahasını müthiş bir presle bloke etti. Gedson-Emre Akbaba-Taylan’dan oluşan ikinci bölgeye Babel ve Onyekuru da yanaştı. Sergen Yalçın’ın haftalardır süre gelen kanat ve rakip on sekiz önündeki çok varyasyonlu oyun planının boşa çıkaran Fatih Hoca, ani kapılan toplarda dikine çok seri ataklar geliştirdi. 
Beşiktaş’ın sezon boyunca çok aksayan oyuncusu N’Sakala’nın iki gafletinde G.Saray iki gol buldu. Siyah beyazlıların öz güvenli futbolu yerini panik oyununa bıraktı. Saldıran rakibi karşısına üçüncü golü de bulan Aslan bir anda zirveye ortak oldu. Beşiktaş’ın F.Bahçe’yle puan farkı ikiye, G.Saray’la ise üçe indi.
Sarı Kanaryalar da bu sonuçla şampiyonluk potasına girdi. Fakat inanılmaz şekilde evinde Sivas’a mağlup olan Emre Belözoğlu’nun takımı bir anda üçüncü sıraya geriledi. 
G.Saray yenilgisinin travmasıyla şampiyonluğu riske giren Beşiktaş, Karagümrük karşısına çıktı. Fakat takımda panik futbolu adeta bağırıyordu. Sakatların çokluğu da buna eklenince bir süredir on bir bile kurmakta zorlanan Sergen Hoca bir şok daha yaşadı. On kişi kalan Karagümrük Vodafone’da Beşiktaş’ı yendi. G.Saray Denizli’de kazanınca puanlar eşitlendi. Beşiktaş’ın tarihi rakibiyle ikili averajı da eşitti ve aynı puanda (81) oldukları için iş genel averaj üstünlüğüne kalmıştı. Beşiktaş’ın G.Saray’a iki gollük fazlalığı vardı. Kartal hem kazanmalı hem de G.Saray’la bu farkı korumalıydı. Beraberlik şampiyonluğun uçup gitmesi, koca bir sezonun emeklerinin heba edilmesi demekti… 
VALENTIN ROSIER: "Karagümrük maçı sonrası sahaya yığılıp ağladım evet. Çünkü bütün sezon verdiğimiz emekleri elimizden uçup gideceğini düşündüm…"
Karagümrük maçında kazanıp son maçta İzmir’de bir puanla turu garantiye almayı isteyen Sergen Yalçın ve ekibi için son maçı kazanmaktan başka çare kalmamıştı. 
BÖYLE FİNİŞ GÖRÜLMEDİ
Süper Lig’in son haftası görülmemiş bir finişe sahne oldu. G.Saray evinde Malatya’yı farklı yenmek zorundaydı ama eski oyuncusu Adem Büyük’ün golüyle geri düştü. Aynı saatte başlayan maçta Beşiktaş ise Vida’nın erken golüyle rahatladı. Fakat Göztepe Alpaslan’la tabelayı eşitleyince stres dolu dakikalar başladı. İstanbul’dan gelen G.Saray golleri tansiyonu iyice yükseltti. 
Fakat Beşiktaş’ın Karagümrük maçındaki aceleci futbolunun yerini sakin bir oyuna bıraktığı açıkça gözlemleniyordu. Belli ki Sergen Hoca bu konuda oyuncularını iyi hazırlamıştı.  Larin’in kazandırdığı penaltıyı sezonun flaş ismi Ghezzal gole çevirince şampiyonluk göründü. G.Saray’ın 3-1’lik galibiyetine rağmen rakibine +1 averaj üstünlüğü bulunan Beşiktaş 90 dakikanın bitiminde çılgın bir sevinç yaşıyordu…

SERGEN HOCA’NIN BÜYÜK HAMLESİ / YOKLUKLARLA ŞAMPİYON -2-

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.