Savaşla barışık olmak!

A -
A +

ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Jerome Powell, geçen hafta yaptığı açıklamada enflasyonun çok yüksek olduğunu belirterek, faiz artırımında gerekirse “daha da agresif” olacaklarını söyledi. 

Yüksek enflasyona atıfta bulunarak, fiyat istikrarının sorumluluğunun kendilerinde olduğunu vurgulayan Powell “Bundan sonraki toplantılarda faiz oranını 25 baz puanın da üzerinde artırmanın uygun olduğu sonucuna varırsak, bunu yapacağız. Çünkü enflasyondaki artış, beklenenden çok daha büyük ve daha kalıcı” dedi. 

Geçen hafta bir açıklama da TCMB tarafından geldi. Başkan Şahap Kavcıoğlu 'Yatırımcı Toplantısı'nda yaptığı sunumda “enflasyonun ekonomik gerçeklere dayanmayan fiyat artışlarından kaynaklandığını, barış ortamının sağlanması ve baz etkisinin devreye girmesiyle birlikte, yıl sonuna doğru tansiyonun düşeceğini” aktardı.

Öncelikle FED'in bu ayki toplantısında, 2018’den bu yana ilk defa faiz artırımına giderek, politika faizini 25 baz puan artırdığını ve yüzde 0,25-0,50 aralığına yükselttiğini hatırlatalım ve bütün bunlardan hareketle piyasaları ne bekler, anlamaya çalışalım:

- Yıl sonuna kadar FED'in her toplantıda faiz artıracağını, hem de zaman zaman bunu 0,50 olarak yapacağını, şimdiden (serbest piyasanın fiyatladığı) ABD 10 yıllık faizi oranlarının yüzde 2 gibi yüksek seviyenin üzerine oturduğunu, savaşla ilgili belirsizliklerin sürdüğünü görüyoruz.

- Bu tabloda dolar dünyada güçlü kaldı ve içeride 8 Mart'tan beri 14,50 desteğinin üzerine yerleşti. Son kapanışını 14,83 TL'den yapan dolarda, aylık hareketli ortalama seviye 14,50 noktasında bulunuyor. TCMB'nin "bekle-gör" politikası sürdükçe, doların bu destek üzerinde kalıcı olma ihtimali de yüksek gibi görünüyor.

- Para politikasının şu anda ana aracı olarak görülen Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarında ilk vadeler dolmaya başladı. 3 aylık ilk getiriler yüzde 25'e yakın seyrediyor. Bu, aynı zamanda 3 aylık enflasyona da yakın bir getiri... Dolayısıyla "sadece an itibarıyla" KKM hesaplarının enflasyona karşı koruma sağladığını da görüyoruz. 

- TCMB'nin politika faizi yüzde 14'te iken, serbest piyasada fiyatlanan Türkiye'nin tahvil faizleri yüzde 26,30 - 27,70 arasında seyrediyor. Makas oldukça açılmış durumda. Yıllık enflasyonda en iyimser (düşük) beklenti bile yüzde 40 civarında... Hâl böyle iken "Acaba Merkez Bankası faiz politikasını değiştirir mi" soruları da artmaya başladı. 

- Borsa, savaşın ilk gününden itibaren (23 Şubat kapanış seviyesine göre) yüzde 9'a yakın yükseldi. Endeks, yüksek ödenen temettü beklentileriyle birlikte, özellikle büyük hisselerde gerçekleşen alımlarla diri duruyor. Geçen haftanın son üç gününde 2.200 direnci kırılamadı. Kapanış, 2.175'ten gerçekleşti.  

- Borsa üzerinde temettülerden kaynaklanan düşüş etkisi azaldıkça, önce 2.200 direnci hedeflenebilir. Burası yukarı kırılırsa (şartların da desteklemesi hâlinde) 2.350'ye kadar yükselişin önü açılabilir. Grafiklerde, uzun yükselişin ardından "bir soluklanma, bir yorulma" işaretleri de yok değil... Muhtemel kâr satışlarında 2.100-2.150 bandı kabul edilebilir olmalı. Borsa; orta ve uzun vadede cazip değerlemelere sahip olması ve enflasyona karşı "daha iyi getiri" ihtimali ile, desteklerden alımla karşılaşıyor. 

Sonuç itibarıyla FED, TCMB ve borsa, savaşa değil de "daha barışık" beklentilere kilitlenmiş durumda... 

 

ALTIN NE OLACAK?

 

Altın için bir parantez açalım... Ons 1.910-1.920 doların, gram ise 900-910 TL'nin üzerinde sağlam durdu. Mevcut (sıcak-soğuk) savaş ve enflasyon ortamında, bu seviyelerin üzerindeki hareketlilik devam edecek gibi görünüyor. Ons, FED'in "daha agresif olacağız" çıkışına çok olumsuz tepki vermedi. Haftayı 1.958 dolardan tamamladı. Aylardır borsalara ve diğer emtialara göre oldukça primsiz kalan 'osn'ta, referans olarak aldığımız 5 ve 22 günlük hareketli ortalamalar, sırasıyla 1.942 ve 1.949 dolar seviyesinde bulunuyor. Her iki nokta üzerinde de günlük kapanışlar, bir defa daha 2.000 denemesini gündeme getirebilir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.