Büyük kırılma

A -
A +
Küresel piyasalarda, etkileri içeriye de yansıması kaçınılmaz, dikkate alınması gereken önemli gelişmeler yaşanıyor. Yıllardır 104-105 bandının altında seyreden küresel dolar endeksi, bu direncini kırarak geçen hafta 107,5 seviyesinin üzerini test etti. Bütün dünyada doların daha da güçlenmesini sağlayan bu parametre, büyük kırılmaları da beraberinde getirdi. EUR/USD paritesinde Ocak 2003’ten bu yana en ciddi hareket yaşanıyor. En hacimli parite, 20 yıllık destek bölgesi olan 1.0350’nin altına geriledi. FED’in ciddi anlamda sıkı para politikası duruşu ve ECB’nin daha yavaş hareket etmesi; doları, avro karşısında son 20 yılın en değerli noktasına taşıdı. Paritede işlemler son olarak 1.02’nin altında tamamlandı. Bu parite, 1.0350 seviyesinin altında kaldıkça “1 dolar=1 avro olacak mı” sorusu, daha yüksek sesle yankılanacak.
Hatta dahası da var. O da paritede 0,85 seviyesi… Çok kimse buna ihtimal vermese de, ABD ve Avrupa’daki makroekonomik rakamlar, dengeler ve eğilimler, avronun yakın vadede kolay kolay toparlanamayacağına işaret ediyor. Şöyle ki;
-ABD ve Avro Bölgesinde yıllık enflasyon oranı yüzde 8,6’da bulunuyor. Ancak ABD'de ÜFE yüzde 10,8 iken, bu rakam Avro Bölgesinde yüzde 36,3 gibi, enflasyonun oldukça üzerinde bir noktada seyrediyor. Makas, Avrupa’da daha açık ve mücadele, Avrupa için daha çetin geçecek.
-Enflasyon dinamiklerine bakıldığında, ABD’deki daha fazla tüketici eğilimlerinden kaynaklanıyor. Ancak Avrupa, ciddi anlamda bir enerji maliyeti baskısı altında… ABD’nin kendi enerjisini üretebilmesi, bu anlamda Rusya’dan tam bağımsız olmasını da sağlıyor. Avrupa ise kış öncesi tedirgin…
-ABD Merkez Bankası (FED) önümüzdeki toplantıda muhtemelen 75 baz puanlık faiz artışına gidecek. Cuma günü açıklanan ve beklentilerden oldukça iyi gelen ABD istihdam verileri de FED’in bu anlamda elini güçlendirdi. Böylece ABD’de politika faizi, yüzde 2,5’e çıkacak. Avrupa Merkez Bankası ise sıfır seviyesinde bulunan faiz oranlarını, bu ay 0,25 puan artırma yoluna gidecek. Yani Avrupa, daha yavaş hareket ediyor çünkü üye ülkelerin hepsinin dinamikleri birbirinden farklı ve bu sebeple Avrupa’da agresif karar mekanizması, ABD gibi çalışmıyor.
Bütün bunlar “avronun daha zayıf kalacağı” ihtimalini güçlendiriyor ve paritenin, tekrar yönünü yukarı çevirmede ne derece başarılı olacağı hakkında soru işaretleri barındırıyor. Bu durum, ağırlıklı olarak dolarla alan ve avro ile satan Türkiye için de önemli. Milyar dolarları bulabilecek muhtemel parite zararına karşı; yeni fiyatlamalar, yeni pazarlar, ‘hedge’ mekanizmaları gibi tedbirler şimdiden hayata geçmeli…
          ***
Herkese mutlu, sağlıklı, huzurlu bayramlar dilerim...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.