Bilanço öncesi son fırsat mı?

 

 

Borsa İstanbul’da BİST100 endeksi eylül ayını 3.179,99 puandan tamamladı. Bir süredir destek vazifesi gören 3.200 seviyesini geçen hafta kıran endeks, temmuz-eylül yükseliş trendinin yüzde 50 düzeltme seviyesi olan 3.036 noktasına da oldukça yaklaştı. Kritik desteklerde bulunan endeksle ilgili dikkatimi çekenleri paylaşıyorum;

- Borsada son birkaç günde dış dinamiklerin de fiyatlandığı görülüyor. Bu kapsamda majör merkez bankalarının uyguladığı sıkı para politikası ve bunun dünya borsaları üzerinde oluşturduğu satış baskısı, içeride de hissediliyor.

- Önümüzdeki süreçte BİST100 endeksinde; 3.035-3.048 destek bölgesinin korunması, “satış baskısının daha fazla artmaması” için ilk önemli gösterge olacak.

- “Sakinleşme” ve “yön kararı” için, endeksin tekrar 3.200 seviyesinin üzerinde bir konumlanmaya ihtiyacı var.

- Alım yönlü hareketlerin daha da anlam kazanması için ise, 3.235’te bulunan 5 günlük ortalama ve 3.325’te bulunan 22 günlük ortalama seviyenin “kalıcı olarak” geçiliyor olması gerekiyor.

- Borsayı içeride destekleyecek en büyük hikâye, bilanço sezonunun yaklaşıyor olması... 20 Ekim tarihi itibarıyla borsada 3. çeyrek bilançoları açıklanmaya başlayacak. Bilanço sezonu, kâr beklentisi olan ve bu son düşüşte fiyatları gerileyen hisse senetlerine yatırım için önemli fırsatlar sunabilir.

- Borsanın “enflasyona karşı korunma aracı olarak” görülmesi de, hisse senetleri cazip seviyelere gelmişken, daha orta vadeli yatırımları teşvik edebilir.

- Bu kapsamda borsa endeksinin 3.035-3.200 bandında bir dip çalışması yapması, daha yakın bir ihtimal olarak değerlendirilebilir.

- Bilanço sezonu öncesinde havacılık ve sınai hisseleri öne çıkabilir. Hızlı kâr satışı ile karşılaşan demir-çelik ve petro-kimya hisselerinin de destek bölgelerine yakınlığı dikkat çekiyor. Bununla birlikte Emlak Konut GYO, ekim ayında büyük bir kampanya açıklamaya hazırlanıyor. Takip edilmeye değer gibi görünüyor.

- Borsanın muhtemel iç ve dış olumsuzluklarla 3.000 puan altına sarkması gündeme gelirse, başka şeyleri konuşuyor olacağız. Bu, şu anda ana senaryomuz değil...

 

 

Eylül toplantısında politika faizini yüzde 3,25’e yükselten FED, 2023’ün ilk çeyreğinde bu oranı yüzde 4-4,50 bandına taşımayı hedefliyor. ABD tahvil faizleri ise önden koşarak kendini yüzde 4’ün üzerine attı. Geçen hafta burada dikkat çeken bir gelişme yaşandı. 10 yıllık tahvillere yüzde 4 üzerinden alımlar geldi ve orada faiz, yüzde 3,7 sınırına kadar geriledi. Bu hareket “dolarda (küresel anlamda) zirveye yaklaştık mı” şeklinde beklentileri doğurmaya başladı. Dolar endeksinde “zirveye yakınlığın”, ons altında “dibe yakınlık” anlamına geleceğini biliyoruz. Bu sebeple geçen hafta onsta, 1.614 dolara kadar yaşanan düşüşün ardından yukarı tepki geldi. Ve haftanın sonuna doğru ons altın, yeniden 1.660-1.670 dolar bandına kendini attı. Ons altın için kısa vadede 1.680 hâlâ ciddi direnç... Bu seviye aşılmadan, hareketin daha da ivmelenmesi beklenmemeli. 1.655-1.640 bandı ara destek olarak izlenmeli. ABD verileri, belirleyici olmayı sürdürecek. Özellikle enflasyon daha fazla yükselmezse, onsta da “dip çalışması başlıyor” diyebiliriz. Enflasyon kötü sürprizlere devam ederse, onsta 1.550 dolara varabilecek düşüşlere de hazırlıklı olmalıyız.

 

 

Gram altın fiyatlarını değerlendirirken, dolar/TL’ye de bakmak gerekiyor. TCMB’nin gevşek para politikası uygulaması, dolarda düşüş beklentilerini “daha zayıf” tutuyor. Bu kapsamda OVP ve TCMB anket beklentileri de, dolar/TL’de 2022 sonunda 19 TL üzerinde bir fiyatlamaya işaret ediyor. Ons tarafında olumsuz beklentilerin fiyatlara önemli ölçüde dâhil olduğu ve doların daha diri duracağı ana senaryoda; gram altın için 955-970 TL bölgesinin, bir fırsat alanı olduğunu söyleyebiliriz. Nitekim geçen hafta gramda 960 TL’nin test edilmesinin ardından, yeniden 990 TL’nin üzerine doğru hareketlenmeyi gördük.