Bu tabloyu kulüpler istedi!..

Lâf aramızda kulüplerimiz, futbolumuz altın çağını yaşarken (!) son 1 yıldır hakemlerin çok kötü olduğuna dair bir algı yerleştirildi... 
Kulüpler, yöneticiler, teknik adamlar ve futbolcular bu başarısızlıklarını ancak “hakem hatalarıyla” örtebilirdi. Hakem hataları mümkün olduğu kadar köpürtüldü. Medya da bu işte üzerine düşeni fazlasıyla yaptı. 
TFF’si, MHK’sı da bu durum karşısında yetersiz ve aciz kaldı.
Hakem kafası koparmak kolaylaştı.
Ve kart göstermeme, oralı olmama hakemler arasında hızla bir virüs gibi yayıldı.
Bu bizi ilerleyen haftalarda maç kontrol etmenin çok zorlaşacağı bir yere götürecek. 
Belki bir 10 yıllık emek sonrasında hakemler sahada otoriteyi sağlamışlardı.
Şimdi kart göstermeyen hakem, maçla ödüllendiriliyor. 
Bakın bu futbolcular, bu teknik adamlar hakemleri sahada nasıl parmağında oynatacak!
UEFA istediği kadar önce oyuncu sağlığı, hakem otoritesi desin dursun!

Rosetti neden yoktu?
Süper Lig hakemleri geçen hafta İstanbul’da 2 günlük bir seminer gördü.
Bu seminerde İtalyan eğitimcimiz Rosetti yoktu!
Bu ilk defa oluyor. Eğitimcinin olmadığı seminer!
Rosetti, cumartesi günü geldi, birkaç hakemi çıplak gözle statlarda izledi.
Sebebi çok açık!
Rosetti, “Hakemlere kart gösterin. Bu pozisyon kırmızı, bu sarı kartlık hareket” diyecekti.
Bizim ülkemiz (Kulüpler, antrenörler, oyuncular yöneticiler, çok bilen medyamız) bunu istemiyor.
Sahada kart göstermeyen, dağılan, sonra da dalga geçilen hakemleri çok özledik!.

At izi, it izi!..
TFF, şimdiye kadar toplam 98 hakem ve gözlemcinin FETÖ’den ötürü ilişiğini kesti.
Tahkim Kurulu, kendisine müracaat eden 6 gözlemciye, “TFF elemanı değilsiniz ki, ben sizi yargılayayım” şeklinde bir karar açıkladı.
Ey TFF yetkili ve sorumluları; bu 98 kişi içinde devletin güvenlik açısından “en hassas kurumunda” çalışmaya devam edenler var. Görevlerinin başında memurlar, akademisyenler, dekanlar, profesörler var. Bütün soruşturmalardan temiz çıkmışlar. 
Acaba TFF’de de bir kumpas mı var? Kurumlardan biri doğruyu söylemiyor. Bakın bu gizli kalmaz. 

Eskiye dönüş!
Süper Lig ve TFF 1.Lig’de görev yapan hakemlere uçak mesafesinde olmayan seyahatlerinde TFF, siyah Mercedes minibüsler tahsis ediyordu.
Örnek; İstanbullu bir hakem ekibine Eskişehir, Bursa, Balıkesir gibi mesafelerde bu hizmet veriliyordu.
Hakemler araç kullanmıyor, daha güvenli bir seyahat yapıyorlardı.
Bu kaldırılmış.
Şehirlerarası otobüs kullanın denilmiş. 
MHK toplu taşımayı teşvik ediyor!
Diyelim ki; Eskişehir-Bolu veya Bursa-Kasımpaşa maçının hakem ekibi Kamil Koç Turizm’in otobüsüne bindiler... 
Otobüs mola verecek, tesiste taraftarlarla bir aradasınız. Ya da ön koltuktakiler bir kulübün formalı taraftarları çıkacak.
Daha geçen hafta Sakarya ve Eskişehir taraftarları otobanda birbirine girdi. Birbirleriyle maçları olmadığı halde. 
Bedri Hoca’m kızmayın ama siz geçen geldiğinizde de hakemlerden terminaldeki ücret tarifelerinin fotokopisini istemiştiniz. 
Bu son uygulama kimin fikri çok merak ediyorum? TFF’nin mi, yoksa MHK’nın mı?

Güle güle Adil Sinem!
Süper Lig’de yardımcı hakemlik yapanlar sessiz sedasız sahneden inerler, kimsenin haberi olmaz! Ama yanlış bir bayrakları, senelerce tartışılır. Kimi zaman hakemlikleri, kimi zaman da kokartları alınır.
Hiç değilse giderlerken birkaç satır yazı ile biz onore edelim.
Adil Sinem, noktayı koymuş!.
Süper Lig’de toplam dolu dolu 14 yıl yardımcı hakemlik, bunun 5 yılı FIFA kokartlı.
Meşhur bir Ankaraspor-Beşiktaş (15 Eylül 2007) maçı FIFA kokardını yemişti.
Geçen yıl Trabzon-G.Antep maçı sonrası mahsur kalmıştı. Böyle nice hatıralar!
250’den fazla Süper Lig maçı! Mustafa Çulcu, Erol Ersoy, Ünsal Çimen, Kuddusi Müftüoğlu, İsmet Arzuman, Yunus Yıldırım, Vedat Yüksel, Bülent Demirlek, Bülent Yıldırım, Orhan Erdemir, Ali Aydın, Cem Papila, Cüneyt Çakır, Fırat Aydınus, Kamil Abitoğlu, Deniz Çoban, Alper Ulusoy, Ümit Öztürk... Bunların hepsiyle defalarca maça çıkmış. Her kuşakla hakemlik yapmış!.. 
Sessizce veda ediyor. Bari biz iki satır yazalım dedik...