İşte hakemlerin arkasında böyle durun!

6. haftadaki F.Bahçe-Beşiktaş maçının hakemi Ali Palabıyık’tı.
Maçtan sonra düdüğü istendi, hakemliği bıraktı, bıraktırdılar haberleri bile çıktı.
4-6 hafta dinlendirilmesi, sonra da TFF 1. Lig’den başlatılması bekleniyordu.
MHK, ilk defa bir tavır ortaya koydu. Sayın Demirören’in hakemi destekleyen tavrı mutlaka etkili olmuştur.
7 ve 8. haftalarda dinlendirilen Ali Palabıyık, 9. haftada Kayseri-Konya maçına verildi. Bir haftayı normal dinlenme kabul edersek, bir hafta bekleme ile lige geri döndü.
Bu uygulama çok yerinde ve isabetli olmuştur. Hakemlere güven gelmiştir.
Hem de Beşiktaş’ın aleyhine hata yapan bir hakemin arkasında durulmuştur. Birçok algının ya da gerçeğin yıkılmasına sebep olacak bu atamayı yapan MHK’yı kutluyorum.
Dilerim; bunu bütün hakemlere ve bütün kulüplere karşı da yapabilirler.

Hakemlerin kafasını da böyle karıştırmayın!
 Defalarca yazmış ve söylemişimdir; “En iyi eğitim, hakem tayinidir.”
Bunun böyle olduğunu MHK ve hakemler benden çok daha iyi bilirler.
Şimdi Sayın Namoğlu’na sesleniyorum!
- Hakeme ilk 4 haftada 2 tane Süper Lig maçı verdiniz.
- 4. haftada ev sahibi takımın aleyhine bir penaltı çaldı. (Pozisyon gri. Bana göre penaltı. Biz bu sezon ne penaltılar gördük!) Sonra ne yaptınız?
- 5. haftada 4. hakemlik.
- 6. haftada 4. hakemlik.
- 7. haftada 4. hakemlik.
- 8. haftada 4. hakemlik.
Şimdi hakemlerin buradan alacağı mesaj nedir? Veya Yusuf Abi hakemlere ne demek istiyor? 
“Evlatlarım, bu takımın aleyhine pek düdük çalmayın. Çalana maç veremem. Verirsem de ancak 4. hakemlik verebilirim.”
Yusuf Abi bu 5 haftalık periyot, bu mesajı veriyor! 
“Planlama öyleydi” diyen biri çıkacak olursa, o kişiyle hakemlik konuşmam. 

 Eğri oturalım doğru konuşalım!
Beşiktaş bu sezon Şampiyonlar Ligi’nden şu ana kadar 39,2 milyon avro kasasına koymuş.
G.Saray ve F.Bahçe’nin mevcut kadrolarında verdikleri paradan daha fazlasına satacakları bir tane futbolcu bile yok.
Yarışı kaybetmek ya da yarıştan kopmak, iflas etmekle aynı manaya geliyor.
Bilinçaltı şunu söylüyor; “Hakem hatasıyla da olsa maçı biz kazanmalıyız!” 

Oyuna yoğunlaşan kaybetmiyor!
Monaco-Beşiktaş maçından alınacak çok ders var!
1) Beşiktaş’ın ofsayt olmayan nizami bir golü iptal edildi. Oraya takılı kalmadılar. Oyuna yoğunlaştılar. Takılı kalsalar maçı kaybedebilirlerdi. Beşiktaş’ın böyle kaybettiği çok maç var.
2) Sırp hakem Mazic, Pepe’yi atabilirdi. Atmadı, yorumu “bariz gol şansı değil” oldu. Herkes hakeme saygı duydu.
3) Monaco’nun nizami bir golü iptal edildi. İki ayrı yardımcı hakem birer tane fahiş hata yapmış oldu.
Ama hakem hiç konuşulmadı. Neden? UEFA hakemini hırpalattırmıyor. Ne olursa olsun buna izin vermiyor. TFF de hakemini hırpalattırmamalı.
Hakemle uğraşan, bedelini ödemeli. Öylesine ve alt sınırlardan verilen cezalar bugün bizi bu noktaya getirdi.

 Mesele pişme meselesiyse!
Tolga Özkalfa, 2 defa FIFA kokardı takmış, Süper Lig’de 13 yıl düdük çalmış bir hakemdi.
Toplam 167 tane Süper Lig, 69 tane TFF 1. Lig maçı yönetmiş.
Sezen başında Süper Lig gözlemcisi yapıldı. Beraberinde 10 isim de daha hiçbir kritere bakılmadan gözlemci oldu.
Özkalfa, geride kalan 8 haftada 3 tane TFF 1. Lig, 1 tane de kupa maçında gözlemcilik yapabilmiş.
MHK’ya şimdi soralım;
1) Tolga Özkalfa’nın pişmesini mi bekliyorsunuz? Yunus Yıldırım’ın, Kâmil Abitoğlu’nun pişmesini beklediniz mi?
2) 167 tane Süper Lig maçında düdük çalmış bir gözlemci 8 haftada pişemediyse; hakemlik hayatlarında Süper Lig yüzü görmemiş gözlemciler nasıl pişecek?
3) Gözlemciler arasında Özkalfa’nın hakemlik kariyeri kadar kariyeri olan kaç gözlemciniz var?
Yoğurdu üflüyorlar!
Kamuoyu ya da TFF yöneticileri bu işlerle pek fazla ilgilenmez.
 - A hakemleri TFF 1. Lig’de.
 - B hakemleri 2. Lig’de.
 - C hakemleri 3. Lig’de düdük çalarlar.
 MHK 2. Lig’e A hakemi, 3. Lig’e B hakemi gönderiyor.
 Daha ekim ayındayız. Ligin henüz dörtte biri bitti.
 Ya klasmanları yanlış yaptınız, ya da kulüplerden ödünüz patlıyor!