İki tayin, iki tespit!
1) Son 14 yılda 10 farklı MHK görev yaptı. Sırasıyla Sabri Çelik, Ufuk Özerten, Mustafa Çulcu, Hilmi Ok, Oğuz Sarvan, Yusuf Namoğlu (1), Zekeriya Alp, Yusuf Namoğlu (2), Kuddusi Müftüoğlu, Yusuf Namoğlu (3). Bu 10 MHK da Fırat Aydınus'tan vazgeçemedi. Fırat Aydınus, bugünkü G.Saray-F.Bahçe maçıyla 30'uncu derbisine çıkacak.
2) EY Malatya-G.Saray maçında Halis Özkâhya; performans olarak iyi değildi. Mariano'nun gördüğü sarı kart ki; derbide cezalı duruma düştü yine Ahmet Ildız'a gösterilmeyen ikinci sarı kart kabul edilemez hatalardı. Başakşehir-Beşiktaş maçına Halis Özkâhya çıkabiliyorsa; bu hafta maçları olmayan Bülent Yıldırım, Hüseyin Göçek ve Ali Palabıyık'a haksızlık olmuş derim.
Ancak Namoğlu da der ki, diyecektir ki; "Onları da VAR'da kullanacağız!"
İşte sıkıntı da bu; kime ödül, kime ceza bilmiyoruz.
İddia yenilir yutulur gibi değil!
İki eski MHK Başkanı aynı hafta ekranlarda hakem yorumculuğuna başladı.
Mustafa Çulcu TRT Spor'da, Kuddusi Müftüoğlu CNN Türk'te işbaşı yaptı.
10 hafta gecikme ile başlayan Mustafa Çulcu programa çok sert ve hızlı girdi; önemli bir iddiada da bulundu!
F.Bahçe-Beşiktaş maçındaki daha sonra ortaya çıkan Atiba-Ayew pozisyonundaki elle oynamanın olmadığı görüntünün montaj olduğunu düşünüyor. "Çakma bir görüntü" diyor, yani "elle oynama var" diyor.
Futbolu ve kuralları çok iyi bilen başarılı spiker arkadaşımız Hünkâr Mutlu, küçük dilini yutacak şaşkınlıkla dinledi.
İddiada bulunan kişi eski MHK Başkanı, iddiada bulunulan kanal TRT Spor.
Bu konuya yayıncı kuruluş ve TFF mutlaka açıklık getirmelidir!
Bu asla cevapsız bırakılacak bir konu değildir!
Şahsi kanaatim, MHK bu pozisyon için montaja ihtiyaç duymaz. Çünkü öncesinde faul vardı diyerek de hakemlerini kurtarma şansı vardı.
Müftüoğlu'nun TFF Başkanı'nın sahip olduğu kanalda başlaması da dikkat çekici bir konu.
Çünkü Demirören, Ağustos 2016'da dönemin MHK Başkanı Müftüoğlu ile yollarını ayırmıştı.
Bu da aralarında bir problem veya sıkıntı olmadığını gösteriyor.
Her iki başkana da programları hayırlı olsun diyelim.
Futbol Federasyonu bir vakıf değildir!
Son günlerde çok sayıda eski hakemde VAR olabilme aşkı başladı!
Bunun arkasında "Biz de Türk hakemliğine katkı verelim, hizmetimiz geçsin" duygusu yok tabii ki...
Maç başına 4,400 TL iştahları kabarttı.
Anlaşılan o ki; TFF yöneticisi Cengiz Zülfikaroğlu'nun kapısı bu aralar çok sık çalınıyor.
Bu konuda kısa bir süre önce hakemliği bırakmış ya da bundan sonra bırakacak olanları ayrı bir yere koyabiliriz.
Ama adamlar hakemliği bırakalı 10 yıl, 20 yıl olmuş!
Ama bu göreve talipler, olacak iş değil!
VAR protokolünün sayfasını açmamış, teknolojiden bihaberler...
Hakemlerin, MHK'ların, TFF'nin aleyhine her şeyi söylemişler.
Eee "Biz gelelim, VAR'da görev alalım!"
Bereket; sosyal medya denen bir olay var.
Bu eski arkadaşların oyun kuralları ile ilgili bilgi ve birikimlerini zaman zaman görüyoruz.
Hakaretleri ve beğenileri orada duruyor; henüz mürekkepleri kurumamış.
TFF, bunlara kapıyı çok net kapatmalı. MHK, tavrını açık bir şekilde koymalı.
Aksi takdirde sistem çöker!
Mutlu ve memnun olma şansımız yok!
Hafta içinde UEFA'nın Madrid'de VAR semineri vardı. Halil Umut Meler, ikinci gruptaki 25 hakem arasında kendisine yer buldu.
UEFA, Cüneyt Çakır'ın da aralarında bulunduğu 25 Elit Kategori’deki hakemle VAR hakkında görüş alışverişinde bulundu.
Şu anda UEFA'da VAR eğitimini veren 3 kişi var.
1) İtalyan Roberto Rosetti
2) İspanyol Carlos Velasco Carballo
3) Türk Murat Ilgaz
Dahası bu ay içinde UEFA, VAR eğitimini Türkiye'de yapacak.
Bizdeki altyapı, teknoloji ve uygulanan VAR'ı büyük bir hayranlıkla izliyorlar.
Bizim sıkıntımız şu;
VAR karışmazsa; "Niye karışmadı?"
VAR karışır ve doğru bulunursa; "VAR olmasa ne yapacaktık?"
Yani mutlu ve memnun olma şansımız yok!
Hakemlikte bir geçiş dönemi yaşıyoruz; 5 ya da 10 yıl sonra çok başka bir hakemlik olacak. Belki de bunun sancıları yaşanıyor.