Evliliğin gerçek tanımları...

A -
A +

(... “Kadınlar alışveriş sebepleri” başlıklı “Murat Turan” çalışması)
-Modanın çok hızlı değişmesi ve buna ayak uydurma çabası...
-Yeni bir şeye sahip olma duygusu...
-Hayatlarının değişeceğini sandıkları için, ama bu durum pek uzun sürmez...
-Sadece stres atmak içindir. Hoş sonrasında eşlerini strese sokarlar o da ayrı bir konu...
-Ne kadar alırlarsa alsınlar giyecek kıyafetlerinin olmadığını düşündüklerinden...
-Vakit geçirmek ve kafası bozuksa kafa dağıtmak için yaptıkları eylemdir...
-Bu olaya bir nevi terapi de denilebilir. Bünyeye iyi gelir, ferahlatır, rahatlatır...
-Reflektör bile alsalar, ‘’Bulunsun diye aldım, çok ucuzdu’’ demek için yaparlar...
-Üzüldükleri zaman mutlu olmak için, sevindikleri zaman sevinçlerini pekiştirmek için.

Öğrendim ki; “-Bıraktığında sana acı verecek kadar hiçbir şeyi sahiplenmemeli...”

Ana Kumanda

(...TV 8 – Bay Tahmin)
FİKRET ENGİN: Bir de böyle “Havlayan köpek ısırmaz” diye bir laf var...
MURAT ÖZARI: Nereden biliyorsun kardeşim; senet mi imzaladın köpekle?
...
MURAT ÖZARI: Fikret benim en sevdiğim dostlarım kimler biliyor musun?..
FİKRET ENGİN: Kimler abi?...
MURAT ÖZARI: Başta sen... Kurbağalar, kertenkeleler, bukalemunlar.
...
FİKRET ENGİN: Bir de Dallas dizisi vardı eskiden...
MURAT ÖZARI: :Ceyar çok sinsiydi, arkadan vuran, ayakkabı gibi adamdı”
...
FİKRET ENGİN: Abi Quaresma kanat oyuncusuymuş?...
MURAT ÖZARI: Onu boş ver kanat dedin de canım kanat çekti ya.
...
FİKRET ENGİN: Lorik Cana’yı da beğenmezsin sen şimdi?...
MURAT ÖZARI: Abi neyini beğeneyim?... Ben bu adamı Aksaray’da görsem turist sanırım.

İtirafım var
(...isim: sevda ...şehir: istanbul ...yaş: yirmi bir)
Bir mağazada çalışıyorsanız sık sık rezil olabileceğiniz durumlardır...
Geçenlerde bir çift geldi ve kıyafeti denerken bayanın göbeği gözüme çarpınca, “Aa bebek mi bekliyorsunuz?...”
Patavatsızlığımı laf ağzımdan çıktıktan sonra fark ettim...
Çünkü satın almaya çalıştıkları şey bir gelinlikti...
Almadılar da zaten...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

Kapak konusu!

SEDAT LAÇİNER:
“-Bülent Arınç, Sadullah Ergin ve Hüseyin Çelik partinin ‘Karakutusu’ gibi isimlerdir…
Bu nedenle açıklamalarını hafife almak mümkün değil”

ERSOY DEDE:
“-Karakutu düşen uçakta aranır… O abiler paraşütle atlayan kabin ekibinden…
Uçak havada hâlâ… Hem de iyi gidiyor…”
∞∞∞
SEYYAR KAPAKÇI:
“-1930’ların Türkiyesi’ne dönmek için her yolu deneyenler, hedefi 2071 olanlara ‘gerici’ diyor!…
Allah akıl fikir versin!...”
∞∞∞
CAN DÜNDAR:
“-Her hakim ve savcı staj döneminde bir süre hapis yatmalı…
Verdiği kararın, istediği cezanın, geciken adaletin ne anlama geldiğini anlaması için…”

SERDAR GÖKHAN:
“-Her gazeteci ve akademisyen bir şehidin baba evini ziyaret etmeli…
PKK’ya desteğin ne anlama geldiğini anlaması için”

Bizim pano

Mustafa Abi’nin iş esnasında hiçbir şey yapmadan dikilmekte olduğunu gören Selim yoruyor:
“-Ne oldu Mustafa?... Bir problem mi var?...”
Cevap ortalığı kopartıyor;
“-Yok abi... Şu anda “Standby”dayım...”
...
İnce, uzun, dal gibi olan Mustafa Abi’nin paleti eğri büğrü dizdiğini gören 0.1 tonun üzerindeki Selim Abi, Mustafa’ya takılmadan edemez;
“-Ne o, paletin hâli ne böyle?”
Mustafa Abiden cevap gecikmez:
“-Bana baaak, palete bak... Anlarsın o zaman...”

Yıldız Abla günlüğü

Yıldız Abla günlüğü...
-Üstesinden gelemediklerime tecrübe diyorum, kendime iyi gelsin diye...
-Bu kadar boş insan varken, neden bu kadar boş insan var?...
-Karar vermekten bıktım. Bundan sonra tüm kararlarımı alacağım.
-Ağlama duvarı olsak spreyle gülücük çizerler iyi mi?...
-Pes etmeyi sevmiyorum ama savaşmaya değmiyorsun...
-Ağlamak istediğim her şeye gülmek zorunda kaldım...

Krampon

BURAK Yılmaz’ı izleyen Çinliler, “Bunun çakmasını yapmak imkânsız” alalım dediler...
...
G.SARAY yönetimi, bu hâlde bile “İbrahimoviç Cimbom’a doğru” başlığını atan Fotomaç’a dik duruşundan dolayı tebrik mesajı yolladı…
...
G.ANTEP’in hocası Mutlu Topçu, kalecisinin yediği golleri yorumladı: “Üzüm üzüme baka baka…”
...
ŞİDDETLİ kulak çınlamasından Kadıköy Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Pereira, taburcu edildi...

Temel bir gün...

İstanbul-Ankara arasını 3 saatte alan hızlı tren sonunda gerçekleşmiş...
İş adamının biri de Ankara’ya gidecek bir toplantı için...
Yetişebilmek için atlamış hızlı trene. Fakat yolda Ankara’daki toplantı için hazırladığı evrakları İstanbul’da unuttuğunu fark etmiş...
Kondüktöre gitmiş ve derdini anlatıp mutlaka inmesi gerektiğini söylemiş...
Binbir yalvarmadan sonra kondüktör adama trenin hızlı tren olduğunu hiçbir yerde durmadığını ama Arifiye’de biraz yavaşladığını anlatmış...
Ve demiş ki:
“-Yalnız trenden atlar atlamaz hızla trenin gidiş yönünde koşman lazım yoksa parçalanırsın...”
Adam çaresiz “Tamam” demiş, Arifiye’ye geldiklerinde de atlamış ve başlamış koşmaya...
Bizim Temel’le Dursun da en arka vagonda seyahat ediyormuş... Camdan bir bakmışlar adamcağızın biri son hız koşuyor...
“-Vah adamcağıza yazık... Herhalde treni kaçırdı yetişmeye çalışıyor” demiş ve adamı tuttuğu gibi tekrar vagona çekmişler...

Evliliğin gerçek tanımları...

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.