Biz küçükken...

A -
A +

“-Küçükken seviyor sevmiyor yaparken sevmiyor gelince sapını da sayar, zorla sevdirirdim kendimi...”
...
“-Küçükken buzdolabının kapağını yavaşça aralayıp ‘Dolap kapalıyken de ışık yanıyor mu la’ dediysen, aynı devrin malıyız...”
...
“-Küçükken balkon demirinin arasına kafamızı sokup, çıkaramayınca kalp krizi geçiren çocuklardık biz...”
...
“-Küçükken fakiriz diye LC Waikiki’den giyinemiyordum, büyüdüm fakiriz diye LC Waikiki’den giyiniyorum, anlayamadım bu işte bir acayiplik var...”
...
“-Küçükken ezan okununca evlere dağılırdık. Şimdi telefonların şarjı bitince dağılıyoruz...”
...
“-Artık hayat, küçükken oynadığımız Kutu Kutu Pense’ye benziyor. Çünkü herkes bir bir arkasını dönüyor sadece...”
...
“-Küçükken o kadar fakirdik ki; üstüme çay dökülmüştü ısındım diye ailecek sevinmiştik...”
...
“-Küçükken büyük sınıfların matematik kitaplarına bakıp bunları nasıl yapıyorlar diyordum, anladım ki, yapamıyorlarmış...”
...
“-Küçükken ayakkabılarımın cırtcırtlarını çapraz yapıştırdığımda kendimi dünyanın en artist kişisi zannederdim. Güzel günlerdi...”

Öğrendim ki; “-En tehlikeli silah; yanlış yoldaki zekâdır...”

Sabri Reyiz günlüğü

-Maçın hiç tadı yoktu. Keşke Volkan’ı enseleyeyim de heyecan gelseydi...
...
-Bu Yunanlılar neden hiç denizden çıkmıyor?..
...
-Eğer dünyada yer çekimi varsa; benim şutlarım neden havaya gidiyor?..
...
-Google’a “Kusur” yazdım, “Önce kendinde ara” yazdı...
...
-Geçen gün Anayasa’nın 152. maddesinin 3. fıkrasını okudum, hiç gülmedim. Yazamamışlar kitabı...
...
-Bisikletle dünya turuna çıkacaktım ama bisikleti uçağa almadılar...

Temel bir gün...

-Hayatında ilk kez at yarışına giden Temel, oynadığı atın kaybetmesine niçin sevinmiş?...
-Kazansaydım koca atı evde nasıl beslerim diye...
xxx
-Temel kuyudan kovayla suyu çekip, tekrar kuyuya boşaltıyormuş. Bunu yüzlerce kez yapmış, niçin?..
-Kuyuda kaç kova su olduğunu ölçüyormuş...
xxx
-”Çöl” filmini seyretmeye sinemaya giden Temel, biletçiden ne istemiş?..
-Gölgede bir koltuk...

 

Hayat...

“-Hayatımız diye adlandırdığımız şey, başımızdan geçen her şey değil, sadece onların bir eseridir...
Şu anda tecrübe ettiğimiz şeyler bile bize fazladır, anlayamayacağımız kadar derindir...
O yüzden de sadece şunu veya bunu seçeriz...
İşimize geleni, keyfimize uygun düşeni ve onun etrafına basit bir öykü öreriz ‘Hayat’ adını verdiğimiz hayal ürününü...
Ama aynı zamanda, geride ne pislikler bırakır, ne tuhaf ve korkunç şeyleri farkında olmadan yok ederiz!..
Ne yapmakta olduğumuzun bir farkına varabilsek!
Ama bizler sadece tek ve basit bir hayatı yaşamayı becerebiliriz...
Fazlasını kaldıramayız.
Hayata tahammül edecek gücümüz olmazdı, eğer hiç durmadan onun büyük bir parçasını silip atıyor olmasaydık...”                      
(...Karel Capek)

İtirafım var

(...isim: yurdanur)
Kocama, “Kocacığım, diyelim ki doktorsun ve diyelim ki estetikçisin, neremi kesip düzeltmek istersin?’’ diye sordum.
‘’Dilini’’ dedi. Üç gündür susuyorum; ne olur, ne olmaz...
xxx
(...isim: semih)
Babamı kandilde namaz kılmış, dua ederken görünce “Benim için de dua et” deyiveriyorum ve babamın cevabıyla dumur oluyorum.
“-Kendisi nerede denirse ne diyeyim?”
xxx
(...isim: elif_ce)
Özel bir bankadan defalarca, kredi başvurusu yapmam için arayan kadına, “Hanımefendi ben zengin bir koca buldum, krediye ihtiyacım yok çok şükür. Darısı başınıza” dedim.
Artık arayanım yok, mutlu ve huzurluyum.
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

KRAMPON

VOLKAN Demirel: “Maçta en zorlandığım pozisyon; seremonide Sabri ile el sıkışıp sıkışmama kararıydı…”
...
DERBİ performansı ile futbolu G.Saray’da bırakacağını açıklayan Sabri Reis, sözleşmesine, “Ömrü billah” maddesi ekletti…
...
İBRAHİMOVİÇ: “Ronaldo çok şanslı bir adam… O her zaman Messi’yi en önden izlemek için kendine bir yer buluyor…”

 

Ana Kumanda...

(...BETAZ TV / Beyaz Futbol)
AHMET ÇAKAR: İki üç bin lira kazanan emekçilere saldırıyorsunuz. Gelin bana saldırın. Ben öküz gibiyim...
ERTEM ŞENER: Hocam ne diyorsun öyle, müsaade etmem ben buna...
Xxx
(...TV 8 / Bay Tahmin)
FİKRET ENGİN: Sen çok tutuyorsun bu Çağatay Ulusoy’u...
MURAT ÖZARI: Fikret var ya; bu çocuğu çaya kat; şekere gerek yok... Yağlı ekmeğe sür; yağlı ballı ekmek olsun!...

 

Bizim pano

EMİN: Serdar neredesin maç başlayacak seni bekliyoruz burada...
SEDAR: Abi asıl sen neredesin?.. Biz maçı oynadık bitti...
EMİN: Nasıl olur olum?.. Neredesin sen, hangi maçtasın?..
SERDAR: Abi Londra Camping’deyim işte...
EMİN: Olum maçı Marmara’ya aldık ya... ‘Hakan Ünsal’da oynayacağız şimdi!
SERDAR: O zaman bu oynadığım adamlar kimdi peki?..

Biz küçükken...

 

 

 

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.