Kızların iç sesi!..

A -
A +
ÖĞRENDİM Kİ;
"-Korkuya engel olamıyorsan, meydan okuyacaksın..."
 
 
Krampon...
 
DURSUN Özbek’in “Uçaklar inmeye başlayacak” şeklindeki transfer müjdesinin ardından Sabri Sarıoğlu, Bolu – İstanbul arasını uçakla geçti…
 
ŞUBAT ayında İstanbul gümrüğünden ülkemize giriş yapan Oleksandr Karavayev'den 5 aydır haber alınamıyor…
 
FUTBOLCU eşleri, sevgilileri, arabaları üzerine yayınlanan galerileri tükenen Fotomaç'tan sitem: "Hayatınıza bi yenilik getirin yaa..."
 
 
Bizim pano
 
Hastanede işlerini hallettikten sonra otobüsle Aksaray Metro’ya geldi...
Niyeti metroya binip, Yenibosna’ya gitmekti...
Dalgındı... Merdivenlerin son basamağını da inince silah sesleriyle irkildi...
Neler olduğunu anlamaya çalışırken, çatışma içindeki iki farklı grubun arasında kaldığını anladı...
Koşmaya başladı... Diğer insanların neden bu kadar sakin olduğunu düşünmedi bile...
Birileri arkasından geliyordu; o koştu, koştu, koştu...
Nihayetinde arkasından “Birader” diye bir ses duydu... Durdu...
Kendisine su verildi, teri silindi, omuzlarına masaj yapıldı...
“Çok korktun yahu” dedi, gözlüklü entel adam;
“-Dizi çekiyoruz, görmedin mi şeritleri?...”
Diğer insanlarla göz göze gelmemek için en sondaki vagona gidip oturdu... Yol boyunca kendi kendine güldü...
Çok zor bir gün geçirdi Murat Abi...
 
 
Ana Kumanda
 
(...FOX TV / Evlen Benimle)
 
ESRA EROL: Belli ki ablam sizden hoşlandı... Hobileriniz neler?..
EVLENECEK AMCA: Sevgi, saygı... 
 
Xxx
 
ESRA EROL: Siz hanımefendiden elektrik alamadınız mı?..
EVLENECEK ADAM: Dünya ahiret bacım, o derece yani...
 
 
 
Temel'in yeri...
 
Temel'in ayağını alçılı gören arkadaşları geçmiş olsun dileğinde bulunduktan sonra, "Ne oldu" diye sormuşlar...
"-On metrelik merdivenden düştüm" demiş Temel...
Teselli etmişler;
-Ooo... Şansın yerindeymiş ki bir kırıkla atlatmışsın... Hakikaten ucuz kurtulmuşsun...
Temel söylenmiş;
"-Daha birinci basamaktaydım..."
 
 
Hayal…
 
Kafamızın salim olması büyük ölçüde, içinde bulunduğumuz anı ne kadar yaşayabildiğimize bağlıdır. Bir gün veya, bir yıl önce neler olduğu, ya da ertesi gün neler olabileceğinin önemi yoktur... Sizin var olduğunuz yer, içinde bulunduğunuz andır...
Bu her zaman böyledir...
Ne var ki, çoğumuz birçok şeyi aynı anda dert etme sanatında ustalaşmışızdır...
Geçmişteki sorunlarımız ve geleceğe yönelik endişelerimiz yaşadığımız ana hükmettikçe, biz de kaygılarla ve ümitsizlikle dolu bir bunalıma gireriz...
Bu durumdayken hayattan zevk almayı, önceliklerimizi ve mutluluğumuzu ileri bir tarihe erteleyerek, gelecekte "Bir günün" bugünden daha iyi olacağına inanmaya çalışırız...
Ne yazık ki; şimdi bize geleceğe bakmamızı söyleyen zihniyet, bunu hep tekrarlar ve o "Bir gün" bir türlü gelmez.
Biz kendimizi bu başka planlara kaptırmışken, çocuklarımız büyür, sevdiğimiz insanlar bizden uzağa taşınırlar...
Kimi ölür, vücudumuz giderek biçim değiştirir; bu arada hayallerimiz uçup gidiyordur.
Kısacası, hayatı ıskalıyoruzdur.
 
(...Richard Carlson)
 
 
itirafım var...
 
(...isim: kevser ...şehir: istanbul ...yaş: yirmi iki)
 
Lise son sınıfta felsefe dersindeyiz... Hoca dünyanın globalleşmesinden, artık kimsenin "Ben Amerikalıyım, Alman’ım" demeyişinden, herkesin dünyalı oluşundan falan bahsediyor...
Ben de önümde test kitabı, arada bir kafamı kaldırıp hocayı dinliyormuş gibi yapıyorum... Ama ne anlattığından haberim yok...
İşte böyle hocaya baktığım anlardan birinde, o da bana bakıp;
"-Peki söyle bakalım şimdi sen nerelisin" diye sordu...
Ben de "RİZELİYİM" dedim...
Sınıfı düşünün... Benim cevaba mı gülsünler, böyle bir cevabı ancak bir Karadenizlinin vereceğine mi?..
 
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)
 
 
 
 
…gibi bir hayat
 
-Yüzme biliyormuşsun, ama ileri gidemiyormuşsun gibi bir hayat…
 
-Üçlü prizden hep yanlış fişi çekmişiz gibi bir hayat.
 
-Telefondaki sesinden erkek mi yoksa kadın mı olduğunu anlamadığın kişiye adını sormuş da "Deniz" cevabı almışsın gibi bir hayat.
 
-55. dakikada oyundan alınan yıldız futbolcunun tekmelediği 0,5'lik su şişesi gibi bir hayat...
...
-Astarlı eşofmanın astarına takılan ayak gibi bir hayat...
...
-Fotoğraf için poz verirken yanlışlıkla video alınmış gibi bir hayat...
...
-Arkadaşıma askerlik paralı olacakmış dedim, hazır beleşken gidip yapayım dedi. Fakirlik öyle işlemiş...
 
 
Kızların iç sesi!..
 
-En büyük sıkıntılarımdan biri saç lastiğini 2 kere geçirince bol, 3 kere geçirince çok sık olması…
 
-40 kilo kızların sırf ilgi içinde boğulmak için ''Çok şişkoyum yaa'' triplerine girmeleri sizce de zekâ geriliği göstergesi değil mi?..
 
-İlk başta yakışıklı olsun, uzun boylu olsun, esmer olsun derken zamanla kriterinin adam olsun’a düşmesi... Peki…
 
-En sevdiğim şey trip atmak, en sevdiğim ikinci şey trip attığımı inkar etmek…
 
-Olur olmaz şeyleri kafama takıp kendime sıkıntı çıkarmak konusunda bir dünya markasıyım…
 
-Mideme gitmesi gereken şey nasıl basene iniyor hayret bir şey!.. Çok sinirliyim…
 
-Sinekleri anlamak da zor. Paris’te uçmak varken neden benim odamın içinde uçuyorsun be…
 
-Yoğun bakımda olmadığı hâlde bilinci kapalı çok insan var.
 
 
Yıldız Abla günlüğü
 
-Uçamıyorduk ama çakılmasını iyi öğrendik…
 
-Hayatın karşısına geçip "Ben gülüyor muyum" diye bağırmak istiyorum…
 
-Bazılarını arayıp "İyi ki yoksun" demek istiyorum…
 
-Şimdiki aklım olsaydı, şimdiki aklıma ihtiyaç duyacağım bir mevzu zaten olmaz…
 
-Her şey yolunda ama ben o yolda değilim…
 
-Bilerek mi kalp kırıyorsunuz?... Yoksa bu acımasızlığınız sevdiğiniz insanları iki metre toprağın altında hiç görmediğinizden mi…
 
-Ben kilo verdiğimi hissediyorum umarım tartı da hisseder…
 
-Mutfakta bıçak bulamadım neyse sırtımdakileri kullanayım bari.
 
-Gülerek çekindiğimiz fotoğraflara ağlayarak bakıyoruz, hayat adil değil…
 
-Şarjım da tükendi aynı ben ya…
 
 
 
 
Ters açı...
Kızların iç sesi!..
“-Çok tatlı!..”
(…Hakkı Ergin’den)
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.