Erkekler ne ister?

A -
A +

-Dışarıda türlü atraksiyonları çözer, evde düz mantık olunsun ister...
...
-Depresyona sokar, mutsuz kadın olmasın ister...
...
-Kırar, döker; kimse kendisine trip atmasın ister...
...
-Kıymık batsa dünyayı ayağa kaldırır, olayı abartmayan kadın ister...
...
-Kendisini terk eden sevgilisinin pişman olmasını ister...
...
-Zengin olunca evini, arabasını ve eşini değiştirmek ister...
...
-Her haltı karıştırır, yine de anlayış ister...
...
-Kahvehaneden ülkesini ve futbol takımını yönetmek ister...
...
-Trafikte birkaç adam öldürmek, eve katil suratıyla gelmek ister...

-Kimse “Kadınlar ne ister” diye sormasın ister...

Öğrendim ki; “-Ders almayı bilirsen, acı en iyi öğretmenmiş…”

Ana Kumanda

(...TV – 8 / Bay Tahmin)
FİKRET ENGİN: Bugünkü kıyafetimi nasıl buldun?..
MURAT ÖZARI: Sen bu akşam böyle karanlıklar içindeki bir civciv gibisin Fikret...
HHH
FİKRET ENGİN: Ya bu aralar hep tek maçtan yatıyorum...
MURAT ÖZARI: Ya ben yarın sana çalar saat alayım fazla yatma... Bu aralar sen çok yatar oldun...
HHH
FİKRET ENGİN: Herkes olayların farkında aslında...
MURAT ÖZARI: Halk her şeyin farkında... Sen halkı Gülhane Parkı’nda mı zannediyorsun        Fikret Engin?...

Ayaküstü...

Belediyeler inşaat ruhsatı verirken park mecburiyeti getirmezse yakında bütün şehirlerimiz İstanbul’u aratmayacak.

İstanbul’un adı çıkmış o kadar.
Küçük şehirlerimizde bile park edecek yer yok.
Belediyelerin yapmadığını / yapamadığını birileri parklı otopark yaparak kısmen çözecekler…
Koca koca resimli afişleri gördükçe insan,
“Belediyeler başkanlar için mi, başkanlar belediye için mi?” demeden edemiyor…
Ne zaman adam oluruz sorusuna, “Kaldırımları esnafların işgalinden kurtardığımız zaman” dedi.
“Kaldırımların çoğuna kaldırım demek için de bin şahit lazım” diye ilave etti ayrıca.
Her gün Amerika aleyhinde konuşup, iftar ve sahuru kolasız yapamayan arkadaşlar;
Sizin de geçmiş bayramınız mübarek olsun.
(...Mustafa Koç / Okur – Yazar)
 
Ali Ağaoğlu günlüğü
-Mutsuz falan değilsiniz. Sadece paranız yok, o kadar.
-Yüksek yüksek tepelere rezidans kuruyorum.
-Yunanlara bir ülke dolusu can simidi hediyem olsun.
-Millet fakir gibi yere düşüp bir yerlerini kırarken ben jet- ski’yle kaburgalarımı kırıyorum.
-Paradan daha değerli bir şey varsa o da daha çok paradır…
-Köpeğimin adını Parabaş koydum
-N’aber diyenlere zenginim diyorum.
 
Temel’in yeri...
Temel, arkadaşıyla yolda giderken elindeki çakısıyla parmağını kesmiş...
Biraz ötede sağlık ocağı varmış...
Temel, “Ben şurada pansuman yaptırayım” demiş...
İçeri girince karşısına iki kapı çıkmış...
Birinde “Hastalıklar”, ötekinde “Yaralar” yazılıymış...
“Yaralar” kapısından girmiş... Yine önünde iki kapı çıkmış...
Birinde “Et”, ötekinde “Kemik” yazıyormuş...
“Et” kapısından girmiş... Yine iki kapı çıkmış karşısına...
Birinde “Önemli”, ötekinde “Önemsiz” yazıları varmış...
“Önemsiz” kapısından girince kendini sokakta bulmuş...
Dursun sormuş:
“-Nasıl iyi baktılar mı?..”
Temel cevap vermiş;
“-Hayır... Ama organizasyon müthiş...”
 
Krampon
QUARESMA: “O kadar da diyorum yıldız oyuncuya penaltı kullandırılmaz diye...”

ÖMER Üründül: “Portekiz üçüncü penaltıyı da kaçırınca eleneceklerini anladım…”

MECİDİYEKÖY’de bir grup Galatasaray taraftarı siyahi bir saatçiyi Gomis sanarak, omuzlarda Taksim’e kadar getirdi…

PARA sıkıntısı çeken Galatasaray’da, stajyer futbolcu dönemi başladı…
 
 
İtirafım var
(...isim: ibrahim ... şehir: istanbul... yaş: yirmi dört...)
Cep telefonumu yeni almıştım...
Epey pahalı bir şeydi... Malımın kıymetini hiç bilmediğimden açılış mesajı olarak kendime, “Dikkatli kullan” diye yazmıştım...
Annem telefona bakarken yere düşürdü, telefon kapandı...
Açtığında, “Dikkatli kullan” yazısını görünce kalpten gidecekti kadın...
Anne, senin de dediğin gibi helal olsun di mi şu Japonlara...
Adamlar senin telefonu yere düşürdüğünü anladılar valla...
 
 
Bizim pano
Murat’ın, birkaç günlük İngilizce çalışmasından sonra ettiği sözler;
“-Şu Amerikalılar ne biçim İngilizce konuşuyor?.. Hiç bizim bildiğimiz İngilizceye benzemiyor...”
HHH
Hasan Hocam, Serdar’dan bir yöneticiyi aramasını söylemiş... O da rapor veriyor;
“-Abi iş yerinden aradım, ‘Aradığınız numaraya ulaşılamıyor’ diyor...
HHH
Arkadaşlarla Ortaköy gezisi ve Emin’in ilk Waffle yediği günün konuşması;
“-Önce tatlıyı getirdiler, Waffle’ı birazdan verecekler galiba...”
Erkekler ne ister?
 
 
 
 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.