Kız felsefesi!

“-Havaların sıcak olmasının en güzel yanı; sıcak kalan çayın nefis tadı...”
...
“-Mesafe korkunç bir şeydir... Özlüyor mu, unutuyor mu; bilemezsin...”
...
“-O kadar çok uyuyorum ki, bazı şeyleri rüyamda mı gördüm yoksa gerçekte mi yaptım ikileminde kalıyorum...”
...
“-Sen akıllı telefonsun, yere düşerken paraşüt açacaksın...”
...
“-Şarj aletimden izin alıyım da telefon biraz bende kalsın...”
...
“-Bazen kafanda bir sürü yeni sekme açılır...”
...
“-Adını şifrem yapsam ‘Yetersiz karakter’ diyecek, hâlâ konuşuyorsun...”
...
“-Kız aşk acısını bile Retrica ile çekiyor...”
...
“-Kız felsefesi: Benim haklılığım doğuştan geliyor, ama yine de istiyorsan, tartışalım”...

Öğrendim ki; “-Hiç kimseye, sorgulamayacak kadar çok güvenmemeli...”

Ana Kumanda

(...BEYAZ TV / Beyaz Futbol)
AHMET ÇAKAR: Bazen bunları kasıtlı söylediğini düşünüyorum...
RASİM OZAN: Ben yorumcuyum hocam, saçma sapan da konuşabilirim...
AHMET ÇAKAR: Merak ediyorum Rasim, bu kadar iri cüsseyi kemiksiz nasıl ayakta tutabiliyorsun?..

Bizim pano

Âdem, geçen gün evlenen Fatih’in Ataköy’deki düğününe gitmiş...
Restoran kısmına geçip, güzel bir ziyafet çekmiş...
“Bizden kimse gelmemiş, ne vefasız arkadaşlar” diye söylenmiş...
80 lira ödeyerek çıkıp, yandaki düğün salonuna geçmiş...

İlk görüşme sözlüğü

-Beni niçin tercih ettin?..
“Seni ilk gördüğüm andan beri vuruldum, sen farklısın” gibi şeyler duymak istiyorum...
...
-Anneniz kaç yaşında?..
“Senden hoşlandım... Evlilik durumunda kaynanamın ne kadar yaşayacağını merak ediyorum...”
...
-Daha önce hiç benim gibi biriyle görüştün mü?..
“-Doğru yoldasın... Bir de benim gibi güzel, zeki ve alımlı biriyle olmadığını söylesen...”
...
-Boyum kısa mı?.. Kilom nasıl?..
“Ne dersen de ben eksiklerimi biliyorum... “Ben seni böyle seviyorum” de yeter...”
...
-Arkadaşım Arzu’yu nasıl buluyorsun?..
“Arkadaşımı acayip kıskanıyorum... Çabuk iyi biri olmadığını ve insanları kullandığını falan söyle...”

Yıldız Abla Günlüğü

-İnsanlar da fotoğraf gibi; ne kadar büyütürsen, kalitesi o kadar düşüyor...
...
-Yanımda bir kişilik yer var ama o kişilik sende yok.
...
-Mutluluğun resmini çizemem ama acının heykelini dikerim..
…
-Gittiği için arkasından üzüleceğim tek şey: İnternet...
...
-Ne marka giyerseniz giyin, kefen anonimdir...
...
-Hayatımızın en güzel yılları telefonu şarja takmakla geçip gidiyor...
...
-Kızlar “peki” diye bir küfür bulmuş, çok etkili...
...
-Güvendiğim dağlarda göz gözü görmüyor.

İtirafım var...

(...isim: tolga  ...şehir: istanbul ...yaş: bilinmiyor)
İşten geldim, yorgunum, eve gidip dinleneceğim...
Merdivenlerde annemle karşılaştım, akrabalara gidiyorlar babamla...
Babam sonradan gidecek hesapta... Annem “Anahtarı içeride unuttum, kapıyı açamadım seninkini ver bana” dedi...
Verdim anahtarı eve girmeden üst kattaki komşuya gittim, fatura gelip gelmediğini sordum...
İndim bizim kapıya vurdum “Tak tak” ses yok... Tekrar “Tak tak” gene ses yok...
“Baba baba” ses yok... Dedim “Babam herhalde uyuyakaldı” elimi cebime attım anahtarı anneme verdiğimi hatırladım...
İki dakika sonra telefon çaldı babam, “Oğlum ben annenleyim, karşıya geçeceğiz Maltepe’ye gidiyoruz... Evi dağıtma, pencereleri kapa, yağmur gelirse elbiseleri içeri al” diyor...
O gün geç saate kadar güvenlik kulübesinde 5 saat fazladan nöbet tuttum...

Krampon

FOTOMAÇ muhabirlerinin aldığı bütün ödüller, kaynak olarak gösterdikleri Lquipe gazetesine gitti…
∞∞∞
FATİH Terim işsizlik maaşı almak için Bodrum SGK Müdürlüğüne başvurdu…
∞∞∞
G.SARAY’ın ilk 11’inde tezahüratları anlayacak futbolcu olmaması yönetimi sevince boğdu…

Temel’in yeri...

Dursun işşiz arkadaşı Temel’i şık bir takım elbise içinde, ağzında puroyla görünce sormuş;
“-Ne oldu yahu?.. Lotodan para mı çıktı?...”
Temel kasılarak,
“-Yoo... Mobilya ticaretiyle uğraşıyorum...”
İki hafta sonra Dursun yine Temel’i eski püskü giysiler içinde görmüş;
“-Eee... Şimdi ne oldu?... Battın mı?...”
Temel üzgün;
“-Hayır... Evdeki mobilyalar bitti...”

İnsan!

Kendimizle ve korkularımızla öylesine doluyuz ki; hiçbir duyguyu, hiçbir insanı, hiçbir nesneyi olduğu gibi bütün gerçekliğiyle göremiyoruz, her şey kendimizle ve korkularımızla oluşturduğumuz prizmalardan kırılarak ulaşıyor bize...