Sinir testi...

> Küçücük hatalarını büyütün, 3 gün kadar konu, sadece o hata olsun, tüm arkadaşlarınıza şikâyet edin, yüz yüze görüşmezseniz bile telefon ederek şikâyet edin. Sonra da ağlayın...
…
> Her tartışmada 10 yıl önceki hatalarını konu edin... Hatasını hatırlayamazsanız kendisine sorun... Şaşkınlıktan kendi hatasını size hatırlatırsa o zaman hemen onu suçlayın... Aman ağlamayı ihmal etmeyin...
...
> Baktınız ki tartışmada haklı çıkmak üzere, tereddütsüz düşün bayılın ve ayılmadan önce de titreme krizi geçirin...
…
> Siz bayıldığınızda sizden uzak bir yere gidip oturduysa, ayılınca, neden sizinle ilgilenmediğini sorun, kızın, onu suçlayın. Hatta tekrar bayılın...
...
> Es kaza haklı ise... Hemen eski haksız olduğu olayları ona hatırlatın ki, haklı olduğu olayı unutsun...
...
> Ama ne olursa olsun hastayken, yukarıdakileri yapmaya ara verin ve onunla ilgilenin...
…
> Dırdır çok önemli... Yapmayı ihmal etmeyin.
...
> Kıskançlık yapın ama bundan hoşlanırsa asla kıskanmayın...
...
> Saçlarınızı onun tercih ettiği formun tersine yapın...
...
> Bütün bunlara rağmen sizi sevmeye devam ediyorsa, ne yapıp edip hemen onunla evlenin. Evliyseniz hemen yukarıdakileri yapmayı bırakın.

Öğrendim ki; “-Erkekler kadınların söylediği şeyleri kafaya takıyor... Kadınlar ise erkeklerin söylemediği şeyleri...”

itirafım var...

(…isim: mustafa kara... şehir: istanbul... yaş: yirmi iki...)

“-Merhaba telefonuma çağrı atmışsınız...”
-Ben kimsenin telefonuna çağrı atmadım... Siz kimsiniz?..
“-Mustafa ben...”
Ve gülüşmeler... Öncesi şöyle;
İş yerinde arkadaşlarla muhabbet sırasında bir arkadaşın yeni hat aldığını öğrendim.
Kaydetmek için kendi numarama çağrı attım...
Amacım gelen çağrıdan onun numarasını kaydetmekti...
Daha sonra işin başına döndüm tabii...
1-2 saat sonra işi hafifletince elime telefonu aldım ve bilmediğim bir numaranın çağrı attığını gördüm...
Arayınca yukarıdaki diyalog yaşandı...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

Ayaküstü...

Ha Frederic François Chopin’in marşını çalmışsın, ha Hammamizade Dede İsmail Efendi’nin marşını.
Yanlışı yanlışla düzeltmeye kalkmak böyle bir şey işte...
Yazık!..
∆∆∆
İngiltere Arakan’da hakem rolüne başlamış…
Tipik İngiliz siyaseti.
(...Mustafa Koç / Okur – Yazar)

İtibar & Karakter…

* İtibarı içinde yaşadığın ortam belirler;
karakter, inandığın doğruları...
* İtibar, sandığın şeydir;
karakter ise olduğun...
* İtibar fotoğraftır;
karakter ise yüz...
* İtibar dışarıdan gelir;
karakter içeriden...
* İtibar yeni bir topluluğa girdiğinde sahip olduğundur;
karakter giderken elinde olan...
* İtibarın bir anda oluşur ya da kaybolur;
karakterin ise ömür boyunca...
* İtibarın bir saatte öğrenilir;
karakterin kolay kolay açığa çıkmaz...
* İtibar mantar gibi büyür;
karakter sonsuza kadar sürer...
* İtibar zengin veya fakir yapar;
karakter ise mutlu ya da mutsuz...
* İtibar insanların mezar taşına kazıdıklarıdır;
karakter meleklerin huzurda senin için söyledikleri...
(...William H. Davis)

Ana Kumanda

(...A SPOR – Artı Futbol)
LEVENT TÜZEMEN: Ben bu tip maçlarda bit yeniği arıyorum arkadaş...
İLKER YAĞCIOĞLU: Bunları futbol otoritesi kimliğinizle mi söylüyorsunuz?..
LEVENT TÜZEMEN: Yok armut ağacında yaprak kimliğimle?..

KRAMPON

BEN AFRA transferini “Ben önce yazdım” kavgası sonucu dün 2 muhabir daha birbirini bıçakladı...
∆∆∆
F.BAHÇE, Hatem Ben Arfa’yı 185. kez transfer ederek bu alanda kırılması zor bir rekora imza attı…
∆∆∆
AZİZ Yıldırım, şampiyonluğun formülünü açıkladı,  “Hatem Ben Arfa değil de, “Hakem” Ben Arfa’yı alırsa kesin şampiyonuz”...

Bizim pano

Serdar B-2’den üçüncü kata çıkmak için asansöre girdi...
Aynada az sayıdaki saçlarını düzelttiği sırada asansör zeminde durdu ve Fatih bindi...
Koyu Beşiktaşlı Fatih’e, “Ne o, sesiniz çıkmıyor artık” diye takıldı...
Ceketinin kolundaki tozları vurarak temizledi, yakasındaki kepekleri avuç içiyle sildi...
“Akşamki haberi girmemişsiniz” gibi iş konularına da daldı...
Asansör üçüncü kata geldiğinde koluna girip, aşağı indirmek istedi...
Ancak adam beşinci kata çıkmak için diretti...
Çünkü asansördeki Fatih değildi...
Kafasını iki yana salladı, asansörün kapısını kapattı ve gitti...