itirafım var...

A -
A +

(…isim: ahmet ...şehir: kocaeli ...yaş: yirmi sekiz)
Senenin belli günlerinde pazar günü mesaiye geliyoruz 5 arkadaş.
Sadece yanımızda bize yemek yapan abla gelmiyordu.
E o gün de yemek yapmak mecburen bize düşüyordu.
Arkadaşlarla yaptığımız yemeğin yanına salata yapalım dedik.
Salatayı doğramak için bir leğen gerekiyordu.
Ben de hemen ablamızın kullandığı depoda bir leğen buldum.
Yemeğin yanında salatayı keyifle yedik..
Eee bunda ne var diyeceksiniz?..
Ertesi gün leğeni yerinde bulamayan ablamız bana hitaben;
“-Ya benim ayaklarım ağrıdığında içinde yıkadığım leğen nerede?..”
O anki yüz ifademi unutamam… Aman Allahım!..
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

Öğrendim ki; “-Gerçek özgürlük; kime hapsolunacağını bilmekmiş...” 

Krampon...
BAŞAKŞEHİR maçında arka arkaya bakkala gitme ihtiyacı duyan Denayer’den haber alınamıyor…
∞∞∞
YAŞADIĞI şanssızlıklar için nazar boncuğu takılan F.Bahçe’de, bu yöntem de işe yaramazsa Ozan Tufan hamama götürülecek.
∞∞∞
ŞENOL Güneş “Kazanmak için bir takımın gol atması lazım” yorumu ile NOBEL’e aday gösterildi…

Ana Kumanda
(...BEYAZ TV / Beyaz Futbol)
RASİM OZAN: Bildiğim şeyler de olsa bunları anlatacağım yer ekran değil...
AHMET ÇAKAR: Ben sana sinsi diyorum... İçten pazarlıklı diyorum... Hakaret etmiyorum... 
∞∞∞
(...TV 8 / Bay Tahmin)
SEYİRCİ SORUSU: Dişim fena hâlde ağrıyor, ne önerirsiniz?..
MURAT ÖZARI: Diş ağrısının bir numaralı çözümü kaju fıstığı... Evet kaju fıstığı... Fuji Nejat vardı bir de, Allah rahmet eylesin... 
∞∞∞
(...A SPOR / Ne Dedi)
GÖKMEN ÖZDENAK: Bizim zamanımızda böyle rahat hareket edemezdin?..
EMRE BOL: Senin futbolculuğunu da biliyoruz Gökmen Abi... Çektiğin şutla Dolmabahçe’de turist vurmuşluğun var... 

Sabri Reyiz Günlüğü
-Sayın Cumhurbaşkanım Millî Takım’a da kayyum atayın lütfen…
-Galatasaray’ın şampiyon olmasındaki tek engel Tudor.
-Kansere çare bulundu, Galatasaray’ın yan toplardan yediği gollere çare bulunamadı.
-Millî takım,  Facebook’ta San Marino’yu kardeşi olarak güncelledi…
-Kendim için demiyorum, efsaneler ölmez forma değiştirir…
-Dağa taşa “Cenk Tosun 150 m €” yazmak istiyorum.
-Başakşehir okullarda seçmeli ders olarak verilsin.

Temel’in yeri...
Nasıl olduysa otomobil yoldan çıkmış ve uçuruma doğru yuvarlanmış...
Temel’e bir şey olmamış, ama karısı Fadime bayılmış...
Bir başka arabadan tesadüfen bir doktor inmiş ve bayılan Fadime’yi ayıltmak için başlamış yanaklarını tokatlamaya...
Temel doktora sokulmuş;
“Lütfen doktor bey” demiş,
“-Müsaade edin biraz da ben tokatlayayım, böyle bir fırsatı tam 25 yıldır bekliyorum...” 


Heyecan...
“-Biliyorum… Bana tutku verecek herhangi bir şeye ya da kimseye artık rastlamayacağımı biliyorum…
Birisini sevmeye kalkışmak, önemli bir işe girişmek gibidir, bilirsin...
Enerji, kendini veriş, körlük ister...
Hatta başlangıçta bir uçurumun üzerinden sıçramanın gerektiği bir an vardır...
Düşünmeye kalkarsa atlayamaz insan.
Bundan böyle artık bu gerekli sıçrayışı yapamayacağımı biliyorum…”
(…Jean-Paul Sartre)

Ayaküstü...

Türkiye değişti ancak Batı hâlâ eski Batı.
Bunlara göre: “Türkiye keriz, ne yapsalar yeriz...”
Biz de deriz,
“Eski camlar bardak oldu. Eski çamlar kereste. Civcivler horoz oldu başka türlü ötüyor. Alın sizin olsun o zehirli kümes de...”
∞∞∞
Ortak tatbikatımızda bizi ortak düşmanları olarak gösterecek kadar dostlar (!)…
∞∞∞
Yurt dışına giden öğrenciler bedenen bizim evlatlarımız da.
Geri gelirken ne kadar ruhen bizim evlatlarımız olarak döndüler/dönüyorlar?
Yurt dışında evlat mı yetiştiriyoruz yoksa başkalarının ruh evlatlarına sponsor mu oluyoruz?..
∞∞∞
Yumurta kıramayacaklara yiyecek reklamı yaptırıyorlar ya. 
Pes doğrusu. 
“Kadına sen önce o uzun tırnaklarını kes hele” demezler mi?
∞∞∞
Yazın 3 ay okul tatili çok uzundur ve öğrenciler okuldan kopmaktadır.
Yaz tatili kısaltılarak onun yerine sonbahar, kış ve ilkbaharda on beşer günlük tatiller konulmalıdır.
Kışın zorlu geçen yerlerde gerekirse kış tatili uzatılarak diğer tatiller kısaltılabilir.


Kış mevsiminde trafik ve hava kirliliğine de biraz katkısı olur.
∞∞∞
Büyükler konuşamayınca;
düdükler ötüyor.
(...Mustafa Koç/Okur-Yazar)

Kızların İç Sesi!
-Sevdim mi tam severim, sildim mi ayarlar/hesap/gizlilik/engelle…

-Çok sıkılıyorum Instagram’a giriyorum Instagram’dan sıkılıyorum Instagram’dan çıkıyorum. Az önce çıktığımı unutup yine Instagram’a giriyorum…

-En yakın kankamla aynı kişiden nefret etmemiz nefis bi duygu…

-YouTube arka planda çalmadığı sürece teknolojinin hiçbir yeniliğine oha süper olmuş demeyeceğim bilsin bunu herkes…

-Gün geliyor eskiden görmek için can attığımız insanı görünce kafamızı çeviriyoruz. Hayat cidden çok garip.

-Yanında değildir ama kokusu burnuna gelir ya…

-Gidem biraz kankalarıma güzel güzel akıl verip kendim abuk sabuk şeyler yapam…

-Gönlüm kilo vermek isterken midem inadına daha fazla yemek istiyor…

-Arkamdan konuştuğunuz kadar benimle konuşmuyorsunuz, darılıyorum…

-Sen bir de beni nikâh masasında ‘Evet’ derken gör…

-Sevdiğin kişi tarafından ilgi görünce çaydanlığa bile gülümsüyorsun…

-Evet anne halıdaki tüm saçlar benim saçım, siz kelsiniz. Evet tamam.

-Navigasyona karaktersiz yazsam senin adresin çıkar hâlâ konuşuyorsun…

Yılın çifti: Ben ve dertlerim...

Bizim pano
ÖMER ABİ: Kadayıfı pek sevmem de, ona benzer bir tatlı vardı... Hani peynirle yapılan, ismini unuttum şimdi, kadayıfa benzer hani?
SERDAR: Tel kadayıf. 

 

itirafım var...

 

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.