Ayaküstü...

A -
A +
‘Bana yoğurt almayı değil, yoğurt yapmayı öğret’ dedi.
Evin kızı anasına.
∆∆∆
Ne zaman adam oluruz sorusuna “Dereyi geçtikten sonra da dayıya dayı dediğimiz zaman” dedi.
“Çoğumuz sefayı bulunca, vefayı unutuyoruz” diye ilave etti.
 
(...Mustafa Koç / Okur – Yazar)
 
ÖĞRENDİM Kİ;
 
“-Güç zalimde değilse, kıymetliymiş…”
 
Krampon...
 
FUTBOL Federasyonu Başkanı olma teklifini kahvede alan vatandaş isyan etti: "Beni götürmeyin abi, çoluğum çocuğum var"... 
∆∆∆
MESUT Özil'in maçtan sonra rakibine, “Yiyorsa çıkışta bekle” demesiyle Türk mü Alman mı olduğu tartışmaları sona erdi.
∆∆∆
İŞLERİNDEKİ yoğunluk sebebiyle bir süredir lig maçlarını takip edemeyen F.Bahçe taraftarına, takımın son dört haftadır kazandığı alıştıra alıştıra söylenecek.
 
Bizim pano
 
Mustafa Abi, asker arkadaşına;
"Ee askerliği ne yaptın sen?.."
***
Recep abi, taksiciye;
"-Şu kuşların döndüğü yerden döneceğiz..."
***
Serdar, ölen komşunun yakınına;
"-Allah gecinden versin..."
***
Abdullah, otobüsten inerken;
"-Abi bu ön kapının düğmesi yok mu?.."
***
Sırrı, çay bahçesinde hesap öderken;
"-Açık çay kaç paraydı usta?.."
 
Ana Kumanda
 
(...TV 8 / Bay Tahmin)
 
FİKRET ENGİN: Fatih Terim Galatasaray’a döner mi?
MURAT ÖZARI: Fikret kelebeklerin ağzı yok biliyor musun?..
∆∆∆
MURAT ÖZARI: Sen hiç washington portakalı yedin mi?..
FİKRET ENGİN: Abi, millet sana güvenip kupon yapıyor, sen portakal diyorsun yaa…
MURAT ÖZARI: Kuponun garantisi yok Fikret, portakalın var…
∆∆∆
FİKRET ENGİN: Murat abi bu maçla ilgili bir yorumum yok, tutarsız bir skor olur çünkü.
MURAT ÖZARI: Tutarsız bir skor söyleyeceğim ben de zaten.
 
Temel'in yeri...
 
Temel'le Dursun tatil için Mısır'a gitmiş...
Piramitleri gezerken Dursun sormuş;
"-MÖ 312 ne anlama geliyor Temel?.."
Temel cevap vermiş;
"-Ben de tam olarak bilmiyorum ama, adama çarpıp onu bu hâle getiren arabanın plakası galiba..."
 
Gülümsemek...
 
''-Eğer bir insanı ve onun kalbini öğrenmek istiyorsanız, onu susarken, konuşurken, ağlarken ya da heyecanlanırken değil; gülümserken gözlemleyin. 
İnsanların yüzüne iyi bakın; acısı çok olanın, gülümsemesi çok güzel olur...
Eğer bir insanın gülüşü iyiyse, o iyi bir insandır.
İnsanların büyük çoğunluğu gülmeyi bilmiyor.
Bilmiyor çünkü bunda becerilesi bir şey yok, bu doğal bir hâldir.
Gülümseme her şeyden önce samimiyet gerektirir.
İnsanlardaysa en eksik şey samimiyettir…
Gülüş, kinsizlik gerektirir.
İnsanlar ise çoğunlukla kindar ve ironik şekilde gülerler...
Gülümseme, ruhun hiç şaşmayan aynasıdır…
Çocuklara dikkat edin.
Yalnız çocuklar kusursuz bir gülüşle gülmesini bilirler.
Bu yüzden onlar hayranlık uyandırıcıdırlar. 
 
(…Dostoyevski)
 
itirafım var...
 
(...isim: m.y. ...şehir: istanbul ...yaş: bilinmiyor)
 
Annem Topkapı Sarayını gezmiş, çok etkilenmiş...
Anlatırken de bizi, dolayısıyla sizi de etkiledi farkında değil...
Annem müze izlenimlerini tek cümleyle şöyle dile getirdi,
"-O kadar çok öteberi gördük ki, anam anam..."
***
40 yıllık evli olan babam, annemi ilk defa lokantaya götürdü...
Heyecan had safhada tabii...
Annem eline geçirdiği bir şişeyi eline döktükten sonra, babama da ikram ediyor...
Babamın kokuyu tez alıvermesi annem için bir düğünde bir bayramda rezillik olmuştu.
Çünkü annemin kolonya diye döktüğü şey sirkeydi...
***
Ablam bir olay anlatırken şu yorumda bulundu:
"Fare dağa küsmüş dağın haberi olmamış..."
Abla tavşan olmasın o dedim, verdiği cevap gayet kayıtsızdı,
"-Neyse ne işte..."
 
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)
 
Kazara!..
 
(...Yeni versiyonu ile Leyla Gümüş'ten)
 
Adamın işi varmış, Ankara'ya gidiyormuş, tam uçağa binerken kulağında bir ses:
"-Binme, bu uçak düşecek..."
Dönmüş, bakmış, kimse yok, ama içine de bir kurt düşmüş, binmemiş...
İkinci uçağı beklerken kötü haber ulaşmış:
"-Uçak düştü kurtulan olmadı..."
Koşmuş Haydarpaşa'ya, bilet almış, tam trene binecek, aynı ses kulağında;
"-Binme bu trene, raydan çıkacak..."
Dönmüş, bakmış yine kimse yok, trene binmemiş, gelmiş eve...
Sabah gazeteyi açınca tüyleri ürpermiş;
"-Tren Eskişehir'de raydan çıktı, şu kadar ölü, şu kadar yaralı..."
Koşup otobüse bilet almış, tam binerken yine o ses;
"-Freni patlayacak..."
Dönmüş yine kimse yok... Dayanamamış, bağırmış:
-Sen kimsin yahu?...
"-Ben senin altıncı hissinim..."
Adam iyice kızmış :
"-Ula evlenirken neredeydin?.."
O ses yine dalgalanarak söylenmiş;
"-Büyük kazalara karışmıyoruz..."
 
Ters açı...
 
Ayaküstü...
 
“-Bizim ora!..”
(…Alparslan Demir’den)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.