Ayaküstü...

A -
A +

Vatanını sevenlerin bir sahtesi var bir de asıl;
Birisi cepheye koşuyor, diğeri yurt dışına asıl.
HHH
Dünya bir pazardır, pazarda yaşıyoruz;
Ölen bedendir bil, mezarda yaşıyoruz.
HHH
Bizler vatan için ödemişiz çok bedel;
Göz dikene biz de ödetiriz çok bedel.
HHH
Dünyada kuruluyor yeni bir düzen;
Yıkılıyor bak düzenleri yıkan düzen.
HHH
Ölümden korkmayana ne yapsın ölüm;
Her yaşayanın sonu değil mi zaten ölüm.
(...Mustafa Koç / Okur – Yazar)

Öğrendim ki;
“-Bazen beklemek, yolculuktan çok yoruyor…”

Krampon...
HAFTA
sonu Fenerbahçe maçı nedeniyle Trabzon ve çevresinde hırdavatçılarda kapı kolu yok satıyor...
HHH
HAYRİ Ülgen; "Gönül ister ki, hocalar eğitimci olsun. Mesela Mesut Bakkal'dan sonra Mesut Carrefour gelsin, Mesut Migros gelsin” açıklaması ile Nobel’e göz kırptı.
HHH
İMZALARIN kalbe atıldığı Beşiktaş’ta, Aboubakar 252 bin avro alacağı için siyah-beyazlı kulübe icra takibi başlattı…

Ana Kumanda

    (...TV 8 / Bay Tahmin)
MURAT ÖZARI: Biz burada çok faydalı bilgiler de veriyoruz...
FİKRET ENGİN: Tabii Abi... Mesela Kleopatra da eşek sütüyle yıkanıyormuş...
HHH
FİKRET ENGİN: Ne çıkıyor Abi boğanın burnundan?..
MURAT ÖZARI: Civciv çıkıyor...

Yıldız Abla Günlüğü
-Bir gün ağır konuşursam sustuklarıma sayarsınız…

-Bir kalbin olduğuna inanmak istiyorum şaşırt beni…
-Mesele arkamızdan konuşuyor olmanız değil, kafamızı çevirince susuyor olmanız.
-Genel olarak kalabalık ortamları sevmiyorum, buna kalbin de dâhil.
-Artık eyvallah emojisi yapmaları gerekmiyor mu?
-Emek harcadığın insanlar, gün gelip seni harcadığında büyüyorsun.
-Eksik olmayın dedik, fazla olmaya başladınız.

Bizim pano
    (...Başa gelen görünmez kazalar)
-Serdar’ın, kapısı kapalı olan terzinin açık camından ütülenecek takım elbiseyi atması... Elbisenin açık ütünün üstüne düşmesi...
HHH
-Fatih'in evlenirken gelinin ayağı yerine yanlışlıkla nikâh şahidinin ayağına basması... Kemikte çatlak meydana gelmesi, gelinin olaydan kazasız kurtulması...
HHH
-Serdar'ın servise yetişmek için laptop'ı kapatırken bir elini arada unutması... Bilgisayara hiçbir şey olmaması, Serdar’ın iki gün rapor alması...

itirafım var...

(…isim: ziraat ...şehir: istanbul ...yaş: yirmi altı...)
Bir bankanın şubesinde çalışıyorum...
Müşteriler kuyruk olmuş, onları öğlen paydosuna yetiştirmek için uğraşıyorum...
Cep telefonuma kulaklığı takmışım, çalınca hemen kulağıma götürüp, hem iş yapıyor, hem konuşuyorum...
Ancak o gün, telefon çalınca olaylar kâbus gibi gelişiyor; elim masaya koyduğum gömlek düğmelerinden birini alıp, sağ kulağıma sokmaya çalışıyor...
Fark edince en öndeki müşteri ile göz göze gelip gülücük atarak yerine koyuyor... İyice sapıtılıp, bu kez masa telefonu kulağa götürülüyor...
Üzerimdeki ilgi dalga dalga yayılıyor ve son olarak kulaklık bulunup takılıyor...
"Alo... Alo" diye böğürülürken, kablonun telefona takılı olmadığı görülüyor...
İnsanın kaçası geliyor, kaçamıyor...

Temel'in yeri...
Temel ofisten eve geldiğinde bir de bakmış, Fadime iki gözü iki çeşme ağlıyor...
Hemen yanına giderek sormuş... Fadime;
"-Kendimi çok kötü hissediyorum... Ütü yaparken senin takım elbisenin pantolonunun arkasını yakarak kocaman bir delik açtım..."
Temel, karısını rahatlatmak için; "Canını sıktığın şeye bak Fadime" demiş;
"-O elbisenin iki pantolonu vardı zaten... Diğerinin arkasını keserek buna yama yap işte..."

Hayat...

Her zaman yapılan yanlış nedir, bilir misin?
Yaşamın değişmez olduğunu sanmak, trenin ray değiştirmeden sonsuza kadar gideceğini düşünmektir...
Oysa kaderin hayal gücü bizimkinden daha renklidir...
Artık çıkış yolunun kalmadığını sandığın bir durumda umutsuzluğun zirveye vardığında,
Rüzgâr hızıyla her şey değişir,
Altüst olur ve bir andan ötekine geçerken kendini yeni bir yaşantının içinde bulursun...
    (...Susanna Tamaro)

Ayaküstü...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.