Kadınlara özgü hastalıklar!

-Dedikodu yapmak istemeyip yanlarından uzaklaşan arkadaşlarının arkasından dedikodu yapmaya başlamaları...
…
-Ağlayan kız arkadaşlarına sinir olmalarına rağmen, en küçük şeyde ağlamaya başlamaları…
…
-İlginç olacağım diye mahalle kabadayısı gibi “Abi’li, eyvallah’lı” konuşmaları...
…
-Birkaç dakika önce yanınızdaki ortak arkadaşınıza “Bebeğim canım” demeleri, ortak arkadaş gidince hemen dedikodusunu yapmaları.
…
-Evden çıkmadan önce saatlerce makyaj yapıp, onlarca elbise denedikten sonra “Ay çok paspal geldim ya” demeleri…
…
-Formda kalmak için günlerce bir şey yememeleri, arkadaşlarına “Yiyorum yiyorum kilo alamıyorum” havalarına girmeleri…
…
-“Dizi izlemiyorum” demeleri ama fragmanlarının bile fanatiği olmaları. Gerçi bu erkeklerde de var…
…
-Hiçbir kötü zamanınızda yanınızda olmamaları, ama iş işten geçince, “Ay canım, haber verseydin gelirdim” demeleri.

Öğrendim ki;
“-İnsanın kendisine yapacağı kötülüğün sınırı yokmuş…”

Krampon...
TÜRKİYE Futbol Federasyonu: “Beşiktaş maç erteleme talebinde bulunmayınca birkaç oyuncuyu bu zorlu fikstürde dinlendirmek istedik...”
∆∆∆
PEPE ve Talisca’nın yokluğunda Aykut Kocaman, şartları eşit hâle getirmek için Hasan Ali Kaldırım’ı feda etti…
∆∆∆
KÖTÜ günler geçiren Eboue, Galatasaray’lı yetkililerle görüşmesinin ardından hâline şükretme kararı aldı...
∆∆∆
HAKEM Beşiktaş’a 3 sarı kart daha çıkartmak için karşılaşmayı 7 dakika uzattı…

Yıldız Abla Günlüğü
-Birinin kollarımdan tutup her şey güzel olacak diye bağırmasına ihtiyacım var.
…
-Sessiz kalmak, kırıldığını göstermenin en iyi yoludur.
…
-Varken değerini bilmediğiniz hiçbir şeyin yokluğunda şikâyet etme hakkına sahip değilsiniz.
…
-”İki ay sonra hatırlamayacağım bile ya” dediğim her olayın arkasından en az 3 yıl ağladım…
…
-Umarım bir gün, dermanı bende olan bir derdin olur…
…
-Kişinin kalitesini kendisi belirlemesi muazzam bir adalet.
…
-Aşkın ölçüsü, ölçüsüz olmasıdır.

Temel’in yeri...
İki kişilik uçakta pilot kalp krizi geçirip ölünce arka koltukta oturan Temel, “İmdaaat. Pilot öldü düşüyoruz” diye telsizle kuleyi aramış…
“Düşmeyeceksiniz bayım” demiş telsizdeki kule görevlisi,
“-Şimdi dediklerimi harfi harfine yerine getirin. Önce yüksekliğinizi şeklinizi ve pozisyonunuzu bildirin.”
Temel, “Benim yerden yüksekliğim 1.60” demiş, “Pozisyon olarak arkadaki 2. koltukta dizlerim bitişik bir şekilde oturuyorum.”
Kule, “Hay Allah.. Anlaşıldı..” demiş,
“-O zaman benim dediklerimi hemen tekrarlayın.. Eşhedü en laa...”

Ana Kumanda
(…TEVE-2 / Kelime Oyunu)
İHSAN  VAROL: Sizinle stüdyoda ilk karşılaştığımızda bana Çağla demiştiniz, buraya Feride yazdırmışsınız?..
YARIŞMACI: Annem, ismim Feride olsun istemiş, babam Çağla. İkisini de kullanıyoruz yerine göre...
İHSAN VAROL: Yani beni görünce Çağla deme ihtiyacı hissettiniz... Peki!..

Düşünce...
“-İnsan hapishane duvarları içinde de özgür olabilir…
Özgürlük soyut bir kavramdır.
Bu duyguya sahip olandan bu hiçbir zaman alınamaz...
Şair demiş, zincirlerimle özgür!..
Öyle insanlar vardır ki; hapishane dışında da özgür olamazlar.
İnsan vücudu bağlanabilir, ama düşünceleri hapsedilemez.
Düşünceler özgürdür!..”
(…Bertolt Brecht)

Bizim pano
Bünyamin, çocukluğunda çıkan “Yarın” gazetesini çok garipsemiş,
“Yarın olacakları nereden biliyorlar” diye düşünüp duruyormuş...
∆∆∆
Ford’un sahibinin ismini hatırlamaya çalışırken herkes bir şey söyledi, “George Ford”, “Gerard Ford” diye...
Serdar son noktayı koydu, “Apranax Ford”...

...gündemin kırıntıları...
Bu saatten sonra bize akıl verenler;
Teröristlere silah verenlerdir…
∆∆∆
Soyağaçlarında üst soylarında;
Kaya, Toprak, Azra, Arda, Eylül, Nisan gibi isimlere rastlayan var mı?
∆∆∆
Soysuz gibi yaşadıktan sonra;
Soyunu merak etmenin ne önemi var?