Krampon...

A -
A +

CHP’NİN adayı belli olmadığı için seçim yayını yapamayan Halk TV, 3 büyüklerin kalan maçlarını yayınlama kararı aldı...
∆∆∆
DÜNKÜ kupa maçına çıkmayan Beşiktaş, günü Erman Toroğlu’nun diline düşmekle geçirdi.
∆∆∆
FUTBOL Ekonomi Forumu’nun ardından Arda Turan: “Benim hakkımda bir şey demişler mi?..”

Ana Kumanda

(...BEYAZ TV / Beyaz Futbol)
AHMET ÇAKAR: Şimdi Terim’in bu takıma ismi dışında hiçbir katkısı olmadı doğru mu beyler?.. 
ERTEM ŞENER: Haksızlık etmeyin hocam, Terim bu takımı bu noktaya getirdi...
AHMET ÇAKAR: Daha ağırını söylüyorum: Galatasaray’ın herhangi bir amigosu bile takımı bu noktaya getirirdi...

Temel’in yeri...

Temel pazarcılık yapıyor; “Elmaya geelll elmayaa... Çernobil’in elmaları bunlarrr” diye bağırıyor...
“Deli misiniz” diye sormuş kadının biri;
“-Çernobil’in elmalarını kim alır ki?...” 
Temel; “Valla yenge yetiştiremiyorum” demiş;
“-Kimi karısına, kimi kayınvalidesine alıyor, kalmıyor bile yani...” 

 

İtirafım var...

(…isim: abdul …şehir: istanbul 
…yaş: yirmi sekiz)
Şirkette ürün kalitesi toplantısındayız...
Patron anlatıyor, biz de not alıyormuşuz gibi yapıyoruz...
Bir yandan da oturduğum yerde duramıyor, masanın ayağını ayağımın altına almışım “Tak tak tak” diye vuruyorum...
“Bir masa bu kadar yumuşak olmaz” diye düşünürken iyice bastırarak kontrol ediyorum, patronun “Aghhh... Yavaaaş” sesiyle yerin dibine giriyorum...
(omer.soztutan@tg.com.tr 
itiraf edin, rezil edelim…)

 

Öğrendim ki;

“-Kaybetmenin hazzını 
bilmeyen, kazanmanın 
yolunu bulamıyor...”

 

Bizim pano

Fatih tatilde cep telefonunu çaldırmış...
Demişler ki;
-En yakın bayimize giderseniz aynı numarayı size verirler...
Başından geçenleri anlatırken Serdar beklenen sorusunu soruyor;
“-Nasıl yani?... Şimdi sen hırsızla aynı numarayı mı kullanacaksın?..”
∆∆∆
Yağmur yağmıştır, biz büfede muhabbetteyiz...
MURAT: Hasan Abi su damlıyor başımıza?...
HASAN: Nereden, yukarıdan mı?.. 
∆∆∆
Bünyamin ninesine sormuş, “Babaanne yaşlılık nasıl bir şey” diye... “Yavrum anlaman için kulaklarına pamuk tıka” demiş, “Ayakkabılarının içine birer avuç çakıl koy... Ellerine lastik eldiven tak, gözlük camlarını vazelinle sıva. O zaman bir yaşlının neler hissettiğini anlarsın!..”

Krampon...

Çocuk...

 

“-Çocukluğumda ne kadar rahattım...
İçimde iki üç kişi birden konuşmazdı...
Bir tek kişiydim ve sadece kendi yaşantımdan haberdardım...
Sonra herkes bana neyin iyi, neyin kötü olduğunu söylemeye başladı...
Konuk geldiği zaman, ‘Niçin konuşmuyorsun, bak, sana adını soruyorlar’ derken, yarım saat sonra, ‘Küçükler konuşmaz’ diye azarladılar...
Böylece ben, iki ben oldum…
Benlerden birisi bir şey yaparken, öteki ben sürekli onu ayıpladı...
Neleri sevmem, nelerden hoşlanmam gerektiğini, biri diğerine söylemeye başladı...
Çocukken ben kendimdim ve iyi bir bendim...
Büyüdükçe dışarıdaki otoriteleri temsil eden ben de sesini duyurmaya başladı...
O zaman kafam iyice karıştı;
Çünkü o kadar çok otorite var ki dışarıda...”
(…B. Stevens)

Yıldız Abla Günlüğü

 

-Cahile laf anlatamazsın, çünkü o zaten biliyordur…
-Ahmet Kaya’nın “Şu kahpe dünya seni bana düşman eder mi” sorusuna cevapsın.
-Ne zaman kalp sesimizi duymamaya başladık, o zaman kaybettik…
-Çok şey bilmene gerek yok, haddini bil yeter…
-Umutlarımızın ömrü, insanlarla paylaşıncaya kadar…
-Kökü sağlam olan ağacın orman umurunda olmaz…
-Ne demek zamana ihtiyacım var, sen antika mısın?..
-Herkes kendi kırıklıklarıyla bir başkasını kesiyor.

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.