Krampon...

A -
A +

KONSER çıkışı Shakira’yı kaçırıp Pique’yi fidye olarak almak isteyen Beşiktaşlı bir grup, gece yarısı operasyonuyla çökertildi…

∆∆∆

BATUHAN Karadeniz’i transfer eden Adana Demirspor, “En cesur girişimci” ödülüne layık görüldü.

∆∆∆

APPLE; Adnan Hoca baskınını değerlendirdi, “O kadar silikon bizde yok…”

Bizim pano
Yemek sonrası kafeterya muhabbetinde “Bizde mevsim yaz iken, Avustralya’da kış... Bizde kış iken orada yaz” olduğu konuşuluyor...
Serdar’ın kafası iyice karışıyor ve soruyor;
“-Bi dakka şimdi... Bizde aylardan ocak olunca, orada ağustos mu oluyor?..”

Ana Kumanda
(…KANAL D / Gelinim Mutfakta)

GELİN: Ne zaman ağlamak istesem bol bol soğan doğrarım...
FATİH ÜREK: Siz de doğal davranın... Canınız istediğinde ağlayın, istemediğinde ağlamayın...
GELİN: Ama o zaman çok ağlayıcı bir gelin derler bana...

Temel’in yeri...
Temel’le Dursun kahvede akşam haberlerini seyrediyormuş...
Haberde adamın biri köprüden atlayıp intihar edeceğini söylüyor...
Bunu gören Dursun, Temel’e dönüyor ve “Elli lirasına bahse girerim ki adam atlamayacak” diyor...
Temel kabul ediyor...
Haberin sonunda adam atlıyor, Temel de Dursun’a elli lirasını veriyor...
Dursun “Bunu alamam, sen benim arkadaşımsın” diyor...
Temel ısrar ediyor:
“Hayır, iddia iddiadır...”
Dursun:
“Bak, bunu saat 5 haberlerinde de seyretmiştim, bu nedenle paranı alamam...” diyor...
Temel:
“Ben de seyretmiştim, ama tekrar atlayacağını sanmıyordum...

ÖĞRENDİM Kİ;
“-Bütün zorluk, basit yaşamakta…”

İtirafım var...
(...isim: muharrem ...şehir: gaziantep ...yaş: yirmi bir)

Arkadaşları, “Film seyredeceğiz” diye her türlü çerez hazırlığını yaparak eve doldurup, filmin konusunu anlamaya çalışırken birden “The End” yazması,
Aslında 1. CD’den önce 2. CD’yi taktığınızı anlamanız,
Üstelik olayı benimle birlikte o sırada orada bulunan 6 üniversite talebesinin çözememesi...
Yeryüzünün en rezil hatırası olarak kalmaya adaydır...
    (omer.soztutan@tg.com.tr
- itiraf edin, rezil edelim…)

Mutluluk...
“-Mutlu denilen kişilerden biri misiniz?..
Öyleyse her gün üzüntü çekiyorsunuz demektir...
Her günün bir büyük kederi ya da küçük tasası vardır…
Dün sevdiğiniz bir kimsenin sağlığı için endişeleniyordunuz; bugün kendi sağlığınız sizi korkutmaktadır…
Yarın bir para sıkıntısı baş gösterecektir; öbür gün bir iftiracının acı sözü, daha öbür gün bir dostun felaketi…
Ardından havanın durumu, sonra kırılan ya da kaybolan bir şey…
Daha sonra vicdanınızın ve bel kemiğinizin hoş karşılamadığı bir zevk; bir başka gün memleket işlerinin gidişatı…
Kalp acıları da cabası. Ve bu böylece sürüp gider.
Bir bulut dağılır, bir başkası oluşur…
Yüz günden belki ancak bir tanesi tam bir neşe, tam bir güneş içinde geçer...
Ve düşünün ki, mutlu olan şu az sayıda kişiden birisiniz!
Diğer insanlara gelince, sürekli durgun gecedir üzerlerindeki.
Düşünceli kimseler az kullanırlar “mutlular” ve “mutsuzlar” sözlerini...
Besbelli bir başka dünyanın bekleme odası olan bu dünyada mutlu kişi yoktur…
İnsanlar arasındaki hakiki bölünme şudur:
Aydınlıktakiler ve karanlıktakiler...”
    (…Victor Hugo)

Nostalji...
(…Muharrem İnce incileri)

-Günaydın, iftarımı yapıyorum. Allah herkesin tuttuğu namazları kabul eylesin, hayırlı cumalar…

-Erdoğan, Hulûsi Akar’ın apoletlerini söktü... O sökünce oooo ben sökeceğim deyince aaaow…

-Traktörü geri geri sürdüğüm ve sahnede bisiklete bindiğim günleri, bir de bana bakmanı çok özledim Recep…

-Sayın Millî Eğitim Bakanım; atanamayan fizik öğretmenleri için sizden hamle bekliyorum…

-Tayyip Erdoğan başkan oldu, yeni kabine kurdu, ben hâlâ sizi kaçırılmadığıma ikna etmeye çalışıyorum…

-Adnan Oktar Bey’e çok üzüldüm. Geride bıraktığı cemaatine kapım sonuna kadar açık maşallah…

 

 

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.