Ölmeden önce ölmek

A -
A +

Peygamber efendimiz, "Mûtû kalbe en temûtû= ölmeden önce ölün" buyuruyor. Peki ölmeden önce ölmek ne demektir? Bunu İslâm âlimleri açıklamışlar. Âyet-i kerimeleri Peygamber efendimiz, Peygamber efendimizin sözlerini de müctehid olan İslâm âlimleri açıklar. İşte bu hadis-i şerifi de İslâm âlimleri açıklamışlar ve buyurmuşlardır ki: "Dünyada inanılan şeyler öldükten sonra görülecek. İnsan ölüp hakikatleri görünce nasıl olacak ise, neleri yapmış olmayı isteyecek ise şimdiden onları yapması ölmeden evvel ölmek demektir." Amellerin, ibâdetlerin kıymeti, îmânın derecesi ile ölçülür. İbâdetlerin parlaklığı, ihlâsın miktârına bağlıdır. İmân ne kadar kâmil, olgun ise, ihlâs o kadar çok olur. Ameller de, o kadar çok nûrlu olur ve kabûl edilir. İmânın kâmil olması ve ihlâsın tamâm olması, ma'rifete ya'ni Allahü teâlâyı tanımaya bağlıdır. Kendi hesabını kendisi görür Ma'rifet ve hakîkî îmân da, ölmeden önce olan ölmeye bağlıdır. Bu hâl kimde daha fazla var ise, onun îmânı dahâ kâmil, olgun olur. Bunun içindir ki, hazret-i Ebû Bekir'in îmânı, bütün ümmetin îmânlarından üstün oldu. Paygamber efendimiz, hazret-i Ebû Bekir için (Yer yüzünde, yürüyen ölü görmek istiyen, Ebû Kuhâfe'nin oğluna baksın!) buyurmuştur. Ölmeden önce ölen kimse, münakaşa etmez, yalan demez, haram yemez, gıybet etmez, kimsenin kalbini kırmaz, kimsenin malında, mülkünde, makamında gözü olmaz. Ahıretteki hesabı ve o gün hangi halde olacağını düşünür ve daha dünyada iken kendi hesabını kendisi görür. Zaten Peygamber efendimiz: (Ölmeden evvel ölünüz. Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz!) buyurmuştur. Öldükten sonra olacak şeyleri düşünen ve o gün rezil olmamak için kendine çeki düzen veren bir kimseden, kimse şikayetçi olmaz. Ve bu kimse de, hiç kimseden şikayetçi olmaz. Ne şikayet eder ve ne de şikayet edilir. Ölüden kimseye zarar gelmez ki... Peygamber efendimiz; (Ölümü çok hatırlayınız. Onu hatırlamak, insanı günah işlemekten korur ve âhırette zararlı olan şeylerden sakınmaya sebep olur) buyurmuştur. İş işten geçmeden!.. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: "Cehennemden kurtulmak istiyen, helâl ve harâmları iyi öğrenmeli, helâl kazanıp, harâmdan kaçınmalıdır. Dinin sâhibinin yasak ettiği şeylerden sakınmalıdır. İslâmiyyetin hudûdunu aşmamalıdır. Gaflet uykusu ne zamâna kadar sürecek, kulaklardan pamuk ne vakit atılacak? Ecel gelince, insanı uyandıracaklar, gözleri, kulakları açacaklar. Fakat, o zamân pişmânlık işe yaramayacak. Rezîl olmaktan başka, ele birşey geçmeyecektir. Hepimize ölüm yaklaşıyor. Âhıretin çeşit çeşit azâbları, insanları bekliyor. İnsan öldüğü zamân, kıyâmeti kopmuş demektir. Ölüm uyandırmadan ve iş işten geçmeden önce uyanalım! Allahü teâlânın emirlerini ve yasaklarını öğrenip, şu birkaç günlük ömrümüzü, bunlara uygun geçirelim. Kendimizi âhıretin çeşitli azaplarından kurtaralım! Tahrîm sûresi 6. âyetinde meâlen; (Ey îmân edenler, kendinizi ve çoluk çocuğunuzu öyle bir ateşten koruyun ki, onun tutuşturucusu insanlarla taşlardır) buyuruldu." İmânı olan ve aklı olan ve bâliğ olan erkek ve kadınlara, Mükellef denir. Mükellef olanların, ölümü çok hâtırlaması sünnettir. Çünki, ölümü çok hâtırlamak, emirlere sarılmaya ve günâhlardan sakınmaya sebep olur. Harâm işlemeye cesâreti azaltır. Peygamber efendimiz buyurdu ki, (Lezzetleri yıkan, eğlencelere son veren ölümü çok hâtırlayınız!). Müslümânın ölümü hayâttır Bu dünyâ, bir konaktır. O cihâna bakınca zindândır. Bu geçici varlık, bir görünüştür. Gölge gibi, yavaş yavaş çekilmekte, geçip gitmektedir. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki, (İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar) Dünyâ hayâtı, rü'yâ gibidir. Ölüm uyandırıp, rü'yâ bitecek, hakîkî hayât başlıyacakdır. Müslümânın ölümü, hayâttır. Hem de, sonsuz hayât! Bir köylüye; -Sen öleceksin demişler. O da, -Ölünce nereye giderim diye sormuş. -Allahü teâlâya, cevâbını alınca, -Hayrı ancak kendisinde bulduğumuz Rabbime kavuşturacak olan ölümden korkum kalmamıştır der. İnsanın meşgalesi, asıl maksadını unutturmamalıdır. Asıl maksat, zengin olmak, şan şöhret sahibi olmak değil, ahireti kazanmaktır. Her an son nefes endişesi ile yaşamalıyız. Korkusuz, endişesiz yaşamak tehlikelidir. Gerçi suyun aktığı yönden gideceği yer belli olur. Ancak, milyonda bir de olsa tersi olabilir. Bunun için korkmak lazımdır. Zira Peygamber efendimiz buyuruyor ki: (Akıllı kimse, ölmeden önce hesâbını gören, ölümden sonra kendisine yarayacak şeyleri yapan kimsedir.)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.