Her iyilik sadakadır...

A -
A +

Allahü tealanın rızasına kavuşmak niyyetiyle, muhtaçlara, fakirlere, mal, para bağışlamaya ve her türlü iyilikte bulunmaya sadaka denir. Zaten sadaka; iyilik, ihsan, ikram anlamındadır. Fakir olan kimsenin de sadaka vermesi kıymetlidir. Zenginin ise sadaka vermesi, Allahü teâlânın kesin emridir. Zengine, malının zekâtını emredilen yerlere vermesi farz; sadaka-ı fıtrını vermesi de vâciptir. Kur'ân-ı kerîmde zekât karşılığı olarak "sadaka" kelimesi de kullanılmaktadır. Farz ve vâcip olanlardan başka, sevap kazanmak niyetiyle kendiliğinden verilen ve sevâbı, öldükten sonra da devam eden sadakalara; sadaka-i câriye denir. Sadaka-i câriye; vakıf gibi devam eden sadaka demektir. Faydalı bir kitap yazıp bırakmak, sadaka-i cariyedir. Çünkü insanlar bu faydalı kitaplardan istifâde ederek dünyâ ve âhiret saâdetine kavuşmaktadırlar. Sâlih bir evlât yetiştirmek de, bu cinsten bir sadakadır. Böyle bir evladın iyi amellerinin sevâbından babası da istifâde eder. Okul, câmi, çeşme gibi hayır hizmetleri de, sadaka-i cariyedir. İnsanlar bunlardan istifade ettiği müddetçe, bunları yapanlara sevap yazılmaya devam eder. Ödünç vermenin fazileti Sadaka vermek nâfile bir ibâdettir. Zekât vermek, borç ödemek, birinin hakkını iâde etmek ise, farzdır. Üzerinde zekât ve kul borcu bulunan kimselerin sadakalarına sevap verilmez. Dinde önce zekâtın verilmesi ve borcun ödenmesi emredilmiştir. Muhtaç olanlara ödünç vermek, sadaka vermekten daha faziletlidir, kıymetlidir. Fakirlere verilen sadaka, Allahü teâlâya ödünç vermek demektir. Hadîs-i şerîfte; (İnsanlar sadaka olarak verdiği şeyi, Allah rızâsı için verirse, Hak teâlâ hazretlerine verilmiş gibi sayılır ki, karşılığında bin veya iki bin sevap alır) buyruldu. Sadaka, Allahü teâlânın sevdiği, beğendiği bir ibâdet olup, O'nun rızâsını kazanmaya bir vesiledir. Bunun için sadakanın az ve çok olması arasında bir fark yoktur. Fakat niyetin hâlis, temiz olması şarttır. Sadaka; belâları önler, ömrü uzatır, bedene sıhhat verir, malı azaltmaz, arttırır. Peygamber efendimiz; (Allah, bâzı kullarına dünyâda çok nîmet vermiştir. Bunları kullarına faydalı olmak için yaratmıştır. Bu nîmetleri Allah'ın kullarına dağıtırlarsa, nîmetleri azalmaz. Bu nîmetleri Allah'ın kullarına ulaştırmazlarsa, Allah nîmetlerini bunlardan alır, başkalarına verir) buyurmuştur. Sadaka, sadece mal ile yapılmaz. İnsanlara zarar veren şeyleri, onların geçeceği yerlere atmamak veya atılanları kaldırmak, güler yüzle muamele etmek de hep sadakadır. Nitekim bir hadis-i şerifte; (Din kardeşlerine karşı güler yüzlü olmak, ona iyi şeyleri öğretmek, kötülük yapmasını önlemek, yabancı kimselere aradığı yeri göstermek, sokaktan, taş, diken, kemik ve benzerleri gibi çirkin, pis ve zararlı şeyleri temizlemek, başkalarına su vermek hep sadakadır) buyurulmuştur. Ramazan ayında yapılan nafile ibadetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu sebeple, bilhassa içinde bulunduğumuz bu ramazan ayında çok sadaka vermeye çalışmalıdır. Az da olsa, sadaka vermeyi ihmal etmemelidir. Sadaka verirken de, gerçek muhtaçları arayıp bulmalı ve sadakaları bunlara vermelidir. Mal, insanın sevdiği şeylerden birisidir. Cenab-ı Hak, mal ile insanı imtihan ederek: (Beni sevme iddianızda haklı iseniz, size verdiğim malların bir kısmını feda eyleyin!) buyurmaktadır. Sadaka vermekle mal eksilmez. Bilakis o malın, paranın bereketi artar. Allahü tealanın verdiği malı, parayı, Onun razı olduğu yerlere vermeyenlere, Cenab-ı Hak şiddetli azab eder. Onlara verdiği malları da çeşitli sebeplerle ellerinden alır. Bu konuda Peygamber efendimiz: (Allahü teala, bazı kullarına çok ni'met vermiştir. Bunları, kullarına faydalı olması için yaratmıştır. Bu ni'metleri Allahın kullarına dağıtırlarsa, ni'metleri azalmaz. Eğer bu ni'metler onlara ulaştırılmazsa, Allahü teala, o ni'metleri bunlardan alır, başkalarına verir) buyurmaktadırlar. "Tatlı dilli olunuz!.." Bir hurmanın yarısı ile de olsa, sadaka vermeye ve insanlara güler yüzle muamele etmeye gayret etmelidir. Nitekim hadis-i şerifte: (Bir hurmanın yarısı ile de olsa, Cehennem ateşinden korunun! Onu da bulamazsanız tatlı dilli olunuz!) buyurulmuştur. Yakınlara ya'ni akrabaya sadaka vermenin sevabı, diğer insanlara verilen sadakanın sevabından daha fazladır. Çünkü Peygamber efendimiz: (Beni hak Peygamber olarak gönderen Allaha yemin ederim ki, muhtaç akrabası dururken, başkasına sadaka veren kimsenin sadakasını Allahü teala kabul etmez) buyurmuşlardır. İnsanlara faydalı olmak, onlarla iyi geçinmek de sadakadır. Nitekim Peygamber efendimiz: (İki kişinin arasını bulmak sadakadır) buyurmuşlardır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.