"Kalbinizdeki niyetlerinize bakarım"

A -
A +

İnsan, bir iş yapacağı zamân, önce kalbine bir fikir, bir düşünce gelir ve bunu yapmak ister. İşte bu isteğe, niyet denir. Yapılan ibâdetlere sevâb verilebilmesi için, niyet etmek lâzımdır. Niyet, kişinin, emre itâat ve Allahü teâlânın rızâsına kavuşmak için yaptığını kalbinden geçirmesi demektir. Niyet, ibâdetlere ve mubâh işlere tesîr eder. Harâm işler, iyi niyetle câiz olmaz. Yiğitlik göstermek veyâ para, mal kazanmak için gazâ eden kimse, cihâd sevâbı kazanamaz. Mubâhlar iyi niyet ile yapılınca, hayır olup sevâb kazanılır. Fakat, mümin kardeşinin gönlünü hoş etmek niyeti ile harâm işlemek câiz olmaz ve (Mü'mini sevindireni, Allahü teâlâ sevindirir) hadîs-i şerîfine uyulmuş olmaz. Amel yani yapılan işler üç kısma ayrılır: 1-Ma'sıyyet yani günâh olan işler. Bunlar, Allahü teâlânın beğenmediği şeylerdir. Allahü teâlânın emrettiği şeyi yapmamak veyâ yasak ettiğini yapmak ma'sıyyettir. 2-Tâat yani Allahü teâlânın beğendiği şeylerdir. Bunlara Hasene de denir. Tâat yapan Müslümâna, ecir yani sevâb, nimet, iyilik verileceği vadedilmiştir. 3-Mubâh yani günâh veyâ tâat olduğu bildirilmemiş olan işlerdir. Yapanın niyetine göre, tâat veyâ günâh olurlar. "Ameller, niyete göredir" Günâhlar, niyetsiz veyâ iyi niyet ederek işlenirse, günâh olmaktan çıkmaz. (Ameller, niyete göre iyi veyâ kötü olur) hadîs-i şerîfi, tâatlara ve mubâhlara niyete göre sevâp verileceğini bildirmektedir. Bir kimse, birinin gönlünü almak için başkasını incitse veyâ başkasının malı ile sadaka verse, yâhut harâm para ile okul, câmi yaptırsa, bunlara sevâp verilmez. Bunlara sevâp beklemek, câhillik olur. Zulüm, günâh, iyi niyet ile işlenirse, yine günâh olur. Böyle işleri yapmamak sevâptır. Mubâhlar, iyi niyetle yapılınca tâat, kötü niyetle yapılınca da, günâh olur. Bir kimse, sünnet olduğu için koku sürünür, şık giyinirse, câmiye saygı, câmide yanına oturan Müslümânları incitmemek, temiz olmak, sıhhatli olmak, İslâmın vakârını, şerefini korumak için niyet ederse, her niyeti için ayrı sevâplar kazanır. Bazı âlimler; "Her mubâh işte, hattâ yemede, içmede, uyumada ve helâya girmekte bile iyi niyet etmeyi unutmamalıdır" buyurmuşlardır. Süleyman bin Cezâ hazretleri buyuruyor ki: "Câmiden dışarı çıkarken, 'İlâhî bana fazlınla rahmet kapısını aç!' deyip sol ayağınla dışarı çık. Çıkarken inşâallah bundan sonraki namâza da geleceğim diye niyet eyle! Çünkü Resûlullah efendimiz buyurdu ki: (İyi ameller ancak niyete bağlıdırlar.) Niyetsiz ibâdet olamaz. Bir insan iyi bir amel işlemeye niyet etse, fakat o işi işlemek nasîb olmasa, o kimseye niyetinin sevâbı yazılır." İnsan, mubâh bir işe başlarken, niyetine dikkat etmelidir. Niyeti iyi ise, o işi yapmalıdır. Niyeti, yalnız Allahü teâlâ için olmazsa, yapmamalıdır. Hadîs-i şerîfte; (Allahü teâlâ, sizin sûretlerinize, mallarınıza, bakmaz. Kalblerinize ve amellerinize bakar) buyuruldu. Yani, Allahü teâlâ, insanın yeni, temiz elbisesine, hayrât ve hasenâtına, malına, rütbesine bakarak sevâp ve ikrâm vermez. Bunları ne düşünce ve ne niyetle yaptığına bakarak, sevâp veyâ azâb verir. Muhammed Ma'sûm hazretleri; "Her işte iyi niyet yapmalıdır. Kalb ile, hâlis olarak, Allahü teâlâ emrettiği için niyet etmedikçe, hiçbir ibâdete başlamamalıdır. Faydasız hele zararlı olan şeylerle vakit geçirmemelidir" buyurmuştur. Allahü teâlânın rızâsına, sevgisine kavuşmak ve sevâp kazanmak niyeti ile farzları, sünnetleri yapmaya, harâmlardan, mekrûhlardan kaçınmaya yani İslâmiyetin hükümlerini yerine getirmeye, İbâdet etmek denir. Niyetsiz ibâdet olamaz. Resûlullah efendimize tâbi olabilmek için, önce îmân etmek, sonra İslâmiyetin hükümlerini öğrenmek ve yapmak lâzımdır. İhlâs ve Allah korkusu... Allahü teâlâ kalblerde olan ihlâsa ve Allah korkusuna bakar. Amellerin, ibâdetlerin kabûl edilmesi yani sevâp verilmesi için, hem şartlarına uygun olması, hem de ihlâs ile niyet edilmesi lâzımdır. Peygamber efendimiz; (Müslümân Müslümânın cânına, mâlına ve ırzına saldırmaz. Allahü teâlâ, bedenlerinizin kuvvetine, güzelliğine bakmaz. Amellerinize de bakmaz. Kalblerinize bakar) buyurmuşlardır. Netice olarak, Allahü teâlânın bir hadis-i kudside buyurduğu gibi: (Ölüm, bütün gizli işlerinizi açığa çıkarır, kıyâmet onları ortaya kor. İşlediğiniz günahın küçüklüğüne değil, onu kime karşı işlediğinize bakın! Rızkınızın azlığına veya çokluğuna değil, onu veren Rabbinize bakın! Benim gazabımdan emin olmayın! Hangi işiniz için kızacağımı bilemezsiniz. Ben sizin görünüşlerinize, servetlerinize değil, kalbinizdeki niyetlerinize ve buna uygun olan amellerinize bakarım.)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.