İyi niyetle günah işlenmez!..

A -
A +

Amel, yani iş, üçe ayrılır. Bunlardan birincisi, Mâsıyyet yani günâh olan işlerdir. Bunlar, Allahü teâlânın beğenmediği şeylerdir. Allahü teâlânın emrettiği şeyi yapmamak veyâ yasak ettiğini yapmak mâsıyyettir. İkincisi ise, Tâat yani Allahü teâlânın beğendiği şeylerdir ki bunlara Hasene de denir. Allahü teâlâla, tâat yapan Müslümâna Ecir yani Sevâp, nimet, iyilik vereceğini vâdetmiştir. Üçüncüsü de, Mubâh yani günâh veyâ tâat olduğu bildirilmemiş olan işlerdir. Bunlar, yapanın niyetine göre, tâat veyâ günâh olurlar. Mubâhlar, iyi niyyet ve güzel düşüncelerle yapılınca, insan sevâp kazanır. Kötü niyyetlerle yapılırsa veyâ bunları yapmak, bir farzı vaktinde edâ etmeye mâni olursa, günâh olurlar. Farzlar yapılırken, kötü niyetler karışırsa, borç ödenmiş, cezâdan kurtulmuş olunur ise de, sevâp kazanılmaz. Belki günâh da olur. Harâm işleyenlerin farzları ve sünnetleri sahîh olur yani borçlarını ödemiş olurlar ise de, sevâp kazanamazlar. Hadis-i şerifte; (Bid'at sâhiplerinin ibâdetleri kabûl olmaz) buyurulmuştur. Hadîkada, bu hadîs-i şerîf; "Günâhlardan sakınmayan Müslümânların ibâdetleri sahîh olsa da kabûl olmaz" diye açıklanmaktadır. "Günahlar gaflet getirir" Hâris el-Muhâsibî hazretleri; "Günahlar gaflet getirir. Gaflet ise, kalbin katılaşmasına sebeb olur. Kalbin katılaşması, insanı Allahü teâlâdan uzaklaştırır ve Allahü teâlâdan uzaklık ise, Cehenneme götürür" buyurmuştur. Harâmlar iyi niyetle yapılsa da, mubâh olamaz. Yani harâm işleyenlere, hiçbir zamân sevâp verilemeyeceği gibi, özürsüz harâm işleyen kimse, muhakkak günâha girer. Harâmlardan sakınan, vazgeçen, sevâp kazanır. Başka bir sebeple harâm işlemeyen kimse, sevâp kazanmaz, sadece günâh işlememiş olur. Şir'at-ül-islâm ve Hadîka kitaplarında; "Harâmların iyi niyetle yapılması, bunları harâmlıktan çıkarmaz. İyi niyet, harâmlara ve mekrûhlara tesîr etmez. Bunları tâat hâline çevirmez" denmektedir. Bir kimsenin, arkadaşlarının gönlünü hoş etmeyi niyet ederek, onlarla oturup içki içmesi câiz olmaz. Böyle durumlarda, (Amel niyete göre değerlenir) hadîs-i şerîfini söylemek de, doğru değildir. Çünkü iyi niyetler, ibâdetlere ve mubâh işlere tesîr eder. Harâm olan şeyler, iyi niyetle de câiz olmaz. Mubâhlar iyi niyetle yapılınca, hayır olup sevâp kazanılır. Fakat, mümin kardeşinin gönlünü hoş etmek niyyeti ile harâm işlemek, câiz olmaz ve (Mümini sevindireni, Allahü teâlâ sevindirir) hadîs-i şerîfine uyulmuş olmaz. Ancak zarûret ve fitne uyandırmamak için, içmemek şartı ile oturabilir ise de, önceden bundan sakınmak lâzımdır. Riyâ ile ve hakkı bâtıl ile karıştırarak mevki sâhibi olmak câiz değildir. İyi niyetle olsa da, câiz değildir. Çünkü, harâmları ve mekrûhları, iyi niyetle yapmak câiz olmaz. Hattâ, bazı harâmların iyi niyetle yapılması, dahâ büyük günâh olur. Niyetin iyi olması, tâatlarda, ibâdetlerde faydalı olur. Mubâh, hattâ farz olan bir amel, niyete göre günâh olabilir. Ebû Ali Rodbârî hazretlerine; -Efendim, bir kimse günah işler; meselâ çalgı dinler ve bunu dinlemek bana helâldir. Çünkü ben öyle bir makama yükseldim ki, günahlar bana zarar vermez, bana tesir etmez, benim kalbim temizdir, sen kalbe bak derse bu kimse hakkında ne dersiniz? diye sorulunca; -Öyle bir makâma kavuştuğunu söyleyen, Cehenneme kavuşmuştur. Çünkü haram olan şeylerin helal olacağı hiçbir makam yoktur. Haram olanlar, her makamda haramdır, cevabını vermişlerdir. Ebû Hafs-ı Nişâbûrî hazretleri; "Zehir, ölümün habercisi olduğu gibi, günahlar da küfrün habercisidir" buyurmuştur. Gülerek günâh işleyen... Günâhlar, niyetsiz veyâ iyi niyet ederek işlenirse, günâh olmaktan çıkmaz. (Ameller, niyete göre iyi veyâ kötü olur) hadîs-i şerîfi, tâatlara ve mubâhlara niyete göre sevâp verileceğini bildirmektedir. Bir kimse, birinin gönlünü almak için başkasını incitse veyâ başkasının malı ile sadaka verse, yâhut harâm para ile câmi yaptırsa, bunlara sevâp verilmez. Bunlara sevâp beklemek, câhillik olur. Zulüm, günâh, iyi niyetle işlenirse, yine günâh olur. Böyle işleri yapmamak sevâptır. Herhangi bir kimse, bunları bilerek yaparsa, büyük günâh olur. Günâh olduğunu bilmeyerek yaparsa, Müslümânların çoğunun bildiği şeyleri onun bilmemesi, öğrenmemesi de günâh olur. Netice olarak, dinin emirlerini Allahü teâlânın rızası için yani ihlâs ile yapana sevap vardır. Hayırlı iş yapana da, niyetine göre sevap verilir. Kötü iş yapanın ise, niyetine bakılmaz. Bir kimse, kötü işleri iyi niyetle yapsa da, cezâsını çeker. Çünkü iyi niyetle günah işlenmez. Bekir bin Abdullah el-Müzenî hazretlerinin buyurduğu gibi: "Kim gülerek günâh işlerse, ağlayarak Cehenneme girer."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.