"Düşüncen, dünya lezzetleri olmasın!"

A -
A +
Abdülkâdir Geylânî hazretleri buyurdu ki: "Düşüncen, yiyecek, içecek, giyecek ve dünya lezzetleri olmasın. Bütün bunlar, nefsin ve insan tabiatının istediği şeylerdir..."

Dünyada yapılan her işten, düşünceden, fayda veya zarar hâsıl olur. Fayda hâsıl olanlara hayır, zarâr hâsıl olanlara ise şer denir. Allahü teâlâ, hayırları, şerlerden ezelde ayırmıştır. İnsanın bütün istekleri, Allahü teâlânın ve Onun Resûlünün rızâsına kavuşmak için olmalıdır. Peygamber efendimiz; (Bir kimsenin bütün istekleri, benim getirdiğim şeyler olmadıkça, îmân etmiş olmaz) buyurmuştur.
Malı, mevkiyi hayır için arayan ve hayır işlerde kullanan, rahata, huzûra kavuşmuştur. Mal, mevki gâye olmamalı, hayra vâsıta olmalıdır. Mal, mevki, bir deryâya benzer. Çok kimse, bu denizde boğulmuştur. Hadîs-i şerîfte; (Dünyada, kalıcı değil, yolcu gibi yaşamalı! Öleceğini hiç unutmamalı!) buyuruldu.
İnsan, dünyâ zevklerine daldıkça, dertler, üzüntüler, güçlükler de artar. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Yalnız dünya için çalışana, yalnız kaderinde olan kadar gelir. İşleri karışık, üzüntüsü çok olur.)
Bir insanın maksûdu, arzûsu, sağ kaldıkça ele geçirmek istediği ve ele geçirmek için, her zillete, alçalmaya katlandığı, hiç vazgeçmediği şey ise, bu maksûdu, onun mâbûdu olur ve bu hâli ibâdet olur. Çünkü ibâdet, zilletin son derecesidir. Allahü teâlâdan başka mâbûd tanımamak için, Ondan başka maksûd olmamak lâzımdır. Hadis-i şerifte; (Arzûsu âhıret olup, âhıret için çalışana, Allahü teâlâ dünyayı hizmetçi yapar) buyuruldu.
Abdülkâdir Geylânî hazretleri, oğluna hitaben buyuruyor ki:
"Ey oğul! Senin düşüncen, yiyecek, içecek, giyecek ve dünya lezzetleri olmasın. Bütün bunlar, nefsin ve insan tabiatının istediği şeylerdir. Kalbin düşüncesi nerede, nefsin ve tabiatın istekleri nerede? Kalbin düşüncesi Allahü teâlâdır. Senin düşüncen, Rabbin ve Onun katında bulunan nîmetler olmalıdır. Dünyadan, haram ve şüphelilerden neyi terk edersen, mutlaka bunun karşılığında âhirette ondan daha hayırlısı vardır. Ömründe sâdece şu içerisinde bulunduğun günün kaldığını farzet de âhiret için hazırlık yap."
Akıl ve ilim sâhipleri, akla, ilme uyarak, hayır işler. Aklı ve ilmi olmayan câhiller ise, nefislerine, şeytâna uyarak günâh işler, dünyada ve âhirette azâba sürüklenirler. Sehl bin Abdullah Tüsterî hazretleri; "Harâm yiyenlerin yedi âzâsı, istese de, istemese de günâh işler. Helâl yiyenlerin âzâsı, ibâdet eder, hayır işlemesi kolay ve tatlı gelir" buyurmuştur.
Netice olarak insan, dünyâda ve âhırette kendisine faydalı, hayırlı olan şeyleri tercih etmelidir. İstekleri, arzûları, hep cenâb-ı Hakkın ve Onun Resûlünün râzı olduğu, beğendikleri olmalıdır. Böylece dünyâ ve âhıret saâdetine kavuşmalıdır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.