Ömür sermayesini fırsat bilmeli

A -
A +
Ölmeden önceki zaman, ömür, birer fırsattır, ganîmettir. Ömrü faydasız işlerle telef etmemeli, Allahü teâlânın rızâsına uygun şeylere sarf etmelidir...

Allahü teâlânın insana ihsân ettiği ömrün kıymetini bilmeli, ele geçen fırsatları değerlendirmelidir. Zira bu dünyâ, âhıretin tarlasıdır. Burada tohumlarını ekmeyip yiyenler, böylece bir tohumdan kat kat meyve kazanmaktan mahrum kalanlar, ne kadar talihsizdirler. Kardeşin kardeşten kaçacağı, ananın evlâdını tanımayacağı mahşer günü için, hazırlık yapmalıdır. Akıllı kimse, bu dünyayı fırsat bilir ve bu kısa zamanda, Allahü teâlânın beğendiği işleri yapar. Cenâb-ı Hak, bu kısa zamanda yapılacak hayırlı işlere ve ibâdetlere sonsuz nimetler ihsân edecektir. Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri;
"Hayatta olduğunuz müddetçe, ömrü fırsat biliniz. Bir müddet sonra hayat kapısı kapanacak, bu dünyadan ayrılacaksınız. Gücünüz yettiği müddetçe hayırlı işler yapmayı ganîmet biliniz. Tövbe kapısı açıkken ve elinizde bu imkân varken bunu fırsat biliniz ve tövbe ediniz. Duâ etmeye imkânınız varken, duâ ediniz. Sâlih kimselerle berâber olmayı fırsat biliniz" buyurmuştur.
İmânı, i'tikâdı düzelttikten ve İslâmiyete uygun ibâdetleri yaptıktan sonra, vakitleri, kalbi temizlemekle mâmûr etmek lâzımdır. Allahü teâlâyı hatırlamadan, bir ân geçirmemelidir. Vücut, eller, ayaklar dünya işleri ile uğraşırken, kalb hep Allahü teâlâ ile olmalı, Onu hatırlamakla lezzet duymalıdır. Süfyân-ı Sevrî hazretleri buyuruyor ki:
"Bir kimsenin, duâ ederken yalnız kendisine duâ edip, ana, babasına ve diğer Müslümanlara duâ etmemesi, Kur'ân-ı kerîm okumayı bildiği hâlde her gün en azından yüz âyet okumaması, câmiye girdiği hâlde iki rekat olsun namaz kılmadan çıkması, kabristandan geçtiği halde mevtâlara selâm vermemesi, bir yerde yalnız olarak yaşıyorsa, cuma günü şehre geldiği hâlde cuma namazı kılmaması, bulunduğu beldeye bir âlim geldiği hâlde, onun ilminden hiç istifâde edememesi, bir kişi ile dost olduğu hâlde ismini öğrenmeden ayrılması, bir tanıdığı kendisini dâvet ettiği hâlde dâvetine gitmemesi, gençlik çağı büyük bir fırsat olduğu hâlde o zamanını boşa geçirmesi, kendisi tok ve komşusunun aç olduğunu bildiği hâlde, ona bir şeyler vermemesi o kimsenin gafletindendir."
Netice olarak, ölmeden önceki zaman, ömür, birer fırsattır, ganîmettir. Ömrü faydasız işlerle telef etmemeli, Allahü teâlânın rızâsına uygun şeylere sarf etmelidir. Beş vakit namâzı, mümkün olduğu kadar cemâatle edâ etmeli, vakitleri istiğfârsız geçirmemeli, gafletten hoşlanmamalı, dünya zevklerine aldanmamalı, ölümü düşünmeli, âhıreti göz önünde bulundurmalı ve harâmlardan yüz çevirmeli, Allahü teâlâdan gayri şeylerin sevgisinden korunmalıdır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.