İbâdet etmemenin sebebi

A -
A +

Kişinin îmân ve ibâdet edememesi, nefsine tâbi olmasındandır. Hâlbuki îmân etmek, İslâmiyetin emir ve yasakları, hep, nefsi kırmak, ezmek içindir.

Dünyada ve âhırette saâdete kavuşmak, rahat ve neşeli yaşamak için, îmân etmek, emirleri yapmak ve yasak edilenlerden sakınmak lâzımdır. İbâdet, emirleri yapmak, takvâ ise harâmlardan, yasak edilmiş olanlardan sakınmak demektir. İbâdetlerin doğru olması için, nasıl yapılacaklarını öğrenmek ve öğrendiklerine uygun olarak yapmak lâzımdır. İhlâs, gerek beden, gerek mal ile yapılan farz veya nâfile bütün ibâdetleri Allah rızâsı için yapmaktır. İnsanın nefsi, Allahü teâlâya ve Onun emirlerine düşman olduğu için, îmân etmek ve emirleri yapmak, harâmlardan sakınmak istemez. İbâdetleri yapmakta ve harâmlardan sakınmakta gevşek davranır.

İmâm-ı Rabbânî hazretleri, bir talebesine hitâben buyuruyor ki:
"Bütün varlıkların özü olan insan, eğlence için, yiyip içmek, gezmek, yatmak, keyif sürmek için yaratılmadı. Kulluk vazîfelerini yapmak, Rabbine itâat, Ona sığınmak ve yalvarmak için yaratıldı. Muhammed aleyhisselâmın bildirdiği ibâdetlerin hepsi, insanlara faydalıdır. İnsanlara yaradığı için emredilmiştir. Yoksa, hiçbir ibâdetin Allahü teâlâya faydası yoktur. Teşekkür ederek, minnet ile ibâdet yapmalı, emirleri yapmaya ve yasaklardan kaçınmaya çalışmalıdır. Allahü teâlâ hiçbir şeye muhtaç olmadığı hâlde, kullarını emir ve yasaklar vermekle şereflendirdi. Biz kulların, bu büyük ihsâna, bol bol teşekkür etmemiz, bunun için de, emirleri yapmaya, cândan sarılmamız lâzımdır.

İyi biliyorsun ki, dünyâda biri, mevki sâhibi olsa, emrinde bulunanlardan birine, mühim bir vazîfe verse, bu vazîfenin yapılmasında, emir verene de fayda olduğu hâlde, bu işçi, bu vazîfeye ne kadar çok ehemmiyet ve kıymet verir. Bu vazîfeyi, bana büyük bir zât verdi diye öğünür ve seve seve yapmaya çalışır değil mi? Yazıklar olsun! Allahü teâlânın büyüklüğü, yüksekliği, bu kimsenin büyüklüğü kadar değil midir de, İslâm dîninin istediklerini yapmaya, böyle çalışılmıyor. Utanmak, gaflet uykusundan uyanmak lâzımdır.

Allahü teâlânın emirlerini yapmamak, iki sebepten ileri gelir:

1- Allahü teâlânın emirlerine, yasaklarına inanılmamıştır.

2- Allahü teâlânın emirlerine ehemmiyet vermemektir. Bu emirlerin büyüklüğünü, mevki sâhibi kimselerin büyüklüğünden aşağı görmektir. Her iki sebeple de, ibâdet etmemenin çirkinliğini düşünmek lâzımdır."

Netice olarak, kişinin îmân ve ibâdet edememesi, nefsine tâbi olmasındandır. Hâlbuki îmân etmek, İslâmiyetin emir ve yasakları, hep, nefsi kırmak, ezmek içindir. İslâmiyete uyuldukça, nefsin istekleri azalır. Bunun içindir ki, İslâmiyete uymak, nefsin isteklerini yok etmektedir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.