"Hangisinin hayırlı olacağını bilmem!"

A -
A +

Hazret-i Ömer buyurdu ki: "Yarın fakir, muhtaç kalırsam hiç üzülmem. Zengin olmayı da, hiç düşünmem. Çünkü hangisinin benim için hayırlı olacağını bilmem."

İnsanlar, kendilerine hangi şeyin hayırlı, faydalı olacağını iyi bilemez. Allahü teâlânın işlerinin faydalarını, insanlar anlayamayabilir. Fakat, en faydalı, en iyi şeklin, Onun yarattığı şekil olduğuna inanmak lâzımdır. Dünyada bulunan her şey, hastalık, kuvvetsizlik, yok olmak, kusur, dert ve elem, hikmetsiz, faydasız, yersiz değildir. Hepsi, en uygun, en faydalı şekilde yaratılmıştır. Fakir yarattığı bir kimseye, en uygun şey, fakir olmaktır, zenginlik felâketine sebep olabilirdi. Zengin yarattığı da, bunun gibidir. Allahü teâlânın lütfu, merhameti o kadar çoktur ki, dünyayı ve dünyada olan her şeyi en iyi şekilde yaratmıştır. Bundan daha iyisi mümkün değildir. Mesrûk bin el-Ecdâ hazretleri, tevekkül sâhibi bir zât idi. İmâm-ı Gazâlî hazretleri, İhyâ kitabında, bu zâtın şöyle buyurduğunu nakletmektedir:

"Çölde yaşayan bir bedevînin bir merkebi, bir köpeği, bir de horozu varmış. Horoz kendilerini sabah namazı için uyandırır, köpek bekçilik yapar, merkeb de su ve çadırlarını taşırmış. Bu bedevi, tevekkül sâhibi ve her şeyi hayra yoran bir kimseymiş. Bir gün horozlarını tilki alıp götürmüş. Âile fertleri buna üzülse de kendisi;

-Belki hakkımızda hayırlısı budur demiş. Bir müddet sonra da, merkeplerini kurt parçalamış. Yine çoluk çocuğu üzülse de kendisi;

-Belki hayırlısı budur demiş. Bir müddet sonra da köpekleri ölmüş. Adamcağız yine;

-Belki hakkımızda hayırlısı budur demiş... Bir gün sabahleyin uyandıklarına, bakarlar ve görürler ki, etraflarındaki komşular eşkıyâlar tarafından esir alınıp götürülmüşler. Çünkü gece onların hayvanları gürültü yaparak yerlerini belli edince, eşkıyalar bunların yerlerini kolayca tesbit etmişler. Fakat bunların hayvanı olmadığı için, eşkıyalar karanlıkta bunları fark edemeyince bunlar kurtulmuşlar. Demek ki bunların hakkında hayırlısı, adamın dediği gibi bunların alınması, ölmesi imiş. Allahü teâlânın gizli lütuflarını ve ihsânlarını bilen ve Ona tevekkül eden, Onun işinden râzı olur..."

Allahü teâlânın, vermesi gibi, alması da hayırlıdır. Verdiği zaman hayırlı olduğu gibi, aldığı zaman da hayırlıdır demelidir.

Netice olarak, Allahü teâlâya tevekkül eden, Ona güvenen bir kimse, Onun beğendiklerini beğenir ve kendisine hiç ummadığı yerden rızık göndereceğini bilir. Eğer göndermezse, o zaman da, benim için böylesi hayırlı imiş der ve her şeyde kendisi için bir hayır arar. Hazret-i Ömer'in buyurduğu gibi:

"Yarın fakir, muhtaç kalırsam hiç üzülmem. Zengin olmayı da, hiç düşünmem. Çünkü hangisinin benim için hayırlı olacağını bilmem."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.