Beş vakit namazı vaktinde kılmalıdır

A -
A +

Namaz, ibâdetlerin en üstünüdür ve îmândan sonra, en kıymetli ibâdet, namazdır. Îmân gibi, onun da güzelliği, kendindendir. Başka ibâdetlerin güzelliği ise, kendilerinden değildir.

Farzları yapmaya, haramlardan sakınmaya İbâdet etmek denir. Allahü teâlâ, ibâdet yapanları sever. Bunları âhırette Cennete sokacağını, sonsuz nimetler vereceğini Kur'ân-ı kerîmde bildiriyor. Haram işleyen, Cehennemde azap görecektir. Haramlar derece derecedir. Büyük haramın cezâsı da çok olacaktır. Büyük haramlardan birisi de, beş vakit namazdan birini vaktinde kılmamaktır. Namazın farz olduğuna inanmayanın, îmânı gider. İnanıp da, tembellikle kılmayanın îmânı gitmez, kâfir olmaz, buna fâsık denir. Özrü olanın da, olmayanın da, vaktinde kılmadığı namazı, vakti çıktıktan sonra, hemen kazâ etmeleri farz olur.

Seyyid Emîr Hamza hazretleri, talebelerine vasiyetlerinde buyuruyor ki:
"Ey talebelerim, dâima namaz vakti ne zaman girecek de namaz kılacağım diye bekleyin. Abdesti, namaz vakti girmeden alınız. Namazı huşû ve hudû ile kılınız ve Allahü teâlâdan korkunuz. Namaz vaktinde hiçbir şeyle meşgûl olmayınız. Nitekim Peygamber efendimiz; (Vakit geçmeden namaza, ölüm gelmeden tövbeye acele ediniz) buyurmuştur.

Her zaman günâhlarınıza tövbe ediniz. Tövbe, bütün tâatların başıdır. Tövbe, sadece dil ile olmaz, tövbe, işlenen günâhlara kalpten pişmanlık ve bir daha o günâhı işlememektir. Allahü teâlâdan dâima korkunuz. Başkasının günâhlarına değil, kendi günâhlarınıza bakınız.

Günâhlarınıza pişmân olup, o kadar ağlayıp tövbe ediniz ki, gerçekten size tövbekâr densin. Dünyada iken günâhlara pişman olup, kulluk vazifesini yaparak âhireti kazanmak lâzımdır. İşin aslı budur. Resûlullah efendimiz; (Günâhından tövbe eden kimse, hiç günâh işlememiş gibidir) buyurmuştur. Gaflet uykusundan kendinizi uzak tutunuz ki, uyanık olasınız. Mümkün mertebe lüzumsuz konuşmayın, sakın boş söz söylemeyin. Dâima namaz ve oruçla süslenin.
Ne kadar hasta olsanız, ayağa kalkamayacak hâlde bulunsanız da, namazı kazâya bırakmayınız. Îmâ ile de olsa namazınızı kılınız. Eğer Allah korusun, kazâya kalırsa, en kısa zamanda kazâ ediniz. Hastalığınızı, günahlarınıza keffâret biliniz. Zîrâ kula gelen belâlar, sabır ve tövbe ile kalkar.

Namazı öyle kılınız ki, yalnız ve kalabalıkta iken de, namazdaki hâliniz değişmesin. İnsanların yanında iken çok yavaş kılmayın ki, bu hâl, kendini insanlar nazarında iyi göstermek olur."
Netice olarak, beş vakit namazı vaktinde kılmalıdır. Çünkü namaz, ibâdetlerin en üstünüdür ve îmândan sonra, en kıymetli ibâdet, namazdır. Îmân gibi, onun da güzelliği, kendindendir. Başka ibâdetlerin güzelliği ise, kendilerinden değildir. Bu sebeple namazı, vaktinde ve şartlarına uyarak doğru kılmalıdır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.