"Nasihat, müminlere fayda verir..."

A -
A +

Nasihat etmek yani dinimizi doğru olarak öğrenmek ve öğretmek, her Müslümanın vazifesidir. Ama nasihate, insanın önce kendinden başlaması gerekir!..

Âlimlerin ve her Müslümanın birbirine, mümkün olduğu kadar, emr-i ma'rûf ve nehy-i münker yapması yani nasihat etmesi farzdır. Nasihat vermek, dînimizin birinci vazîfesidir ve Peygamberlerin en üstününe uymaktır. Nasihat, birinin yüzüne karşı olmamalı, umûmî olarak, ortadan söylemeli, hiç kimse ile münakaşa etmemelidir. İslâm âlimlerinden Seyyid Emîr Hamza hazretleri, talebelerine vasiyet ve nasihatlerinde buyuruyor ki:
"Elinizden geldiği kadar hiçbir mahluka hakâret gözü ile bakmayınız. Çünkü o, Allahü teâlânın katında sizden daha makbul olabilir. Birbirinizi çok seviniz. Sevdiğiniz kimse, Allahü teâlânın dostlarından biri olabilir. Buna çok dikkat ve gayret ediniz. Kimseye dünyalık için tâzim, hürmet etmeyiniz ki, dininiz dünya uğruna gitmesin.
Birisi size düşmanlık ederse, onunla meşgul olmayınız. Çünkü düşmanlığın sonu gelmez. İnsanların sevgisine de aldanmayınız! Zîrâ bu sevgileri devamlı değildir. İnsanların elinde olana göz dikmeyiniz. Allahü teâlânın size verdiğine kanâat ediniz. Kanâat eden, her zaman neşeli ve rahattır.
İnsanlardan ve makamlarından yardım beklemekten ümîdi kesip, Allahü teâlâya bağlanmalıdır. Başkalarından yardım bekleyen kimse, insanlar yanında hor görülür. Birinin size karşı kusuru olursa, şikâyet etmeyin, kabahati kendinizde arayın. Daima özür dileyici olun. Kimsenin ayıbını aramayın. Nasihat kabul eder görünen münâfıklara nasihat etmeyin. Bir kimse yanlış konuşmuşsa, insanlar arasında yanlışını ona söylemeyin. Yalnız olduğu zaman ve nasihat kabul edici olduğunu bilirseniz, o zaman söyleyin.
İnsanlardan bir sıkıntı gelirse, affedin. Karşılığında iyilik yapmaya bakın. Biri size hürmet etmezse, sakın ondan dolayı hatırınız kırılmasın. Bir kimse size hürmet eder ve sizden iyi olarak bahsederse, ona sevinmeyin. İnsanların övmesini ve kötülemesini aynı tutarsanız, felaket uçurumuna düşmezsiniz. Size bir acı haber gelir veya hasta olursanız, Allahü teâlâdan razı olmaya dikkat edin ve Allaha hamd edin.
Mecbur olmadıkça insanlardan bir şey istemeyin. Hiç kimseye zulüm ve günahta yol göstermeyin. Kendisine hürmet gösterilenler, sizi yanına çağırırsa, onunla mağrur olmayın. Elden geldiği kadar ilmiyle amel eden âlimlerin sohbetinde bulunun. Zîrâ ilimsiz amel, şeytanın oyuncağı olur."
Netice olarak, nasihat etmek yani dinimizi doğru olarak öğrenmek ve öğretmek, her Müslümanın vazifesidir. Ama nasihate, insanın önce kendinden başlaması gerekir. Zâriyât sûresinde, meâlen buyurulduğu gibi:
(Onlara nasihat et! Nasihat, müminlere elbette fayda verir.)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.