Dünyayı hatırlayan kalp, hastadır!..

A -
A +
Kalp hastalığının ilâcı; İslâmiyetin hükümlerine uymak, emirleri yapmak, yasak edilenlerden sakınmak ve Allahü teâlâyı çok zikretmek, ismini, sıfatlarını hatırlamak, kalbe yerleştirmektir.

Dünyayı ve dünyalık olan şeyleri seven, hatırlayan kalp, hastadır. Kalbin temiz olması, dünya denilen şeyleri sevmekten, hatırlamaktan kurtulması demektir. Kalp hastalığının ilâcı; İslâmiyetin hükümlerine uymak, emirleri yapmak, yasak edilenlerden sakınmak ve Allahü teâlâyı çok zikretmek, ismini, sıfatlarını hatırlamak, kalbe yerleştirmektir.

Vaktiyle Muhammed Şüveymî hazretlerinin huzuruna biri gelerek, sıkıntıda olduğunu, bunun için kendisine yardımcı olmasını ister ve çok yalvarır. Bu kimse, bir kadınla evlenmek istemekte, kadın ise bunu kabul etmemektedir. Gelen kimsenin derdini dinleyen Muhammed Şüveymî hazretleri, ona ıssız bir odayı göstererek;

-Buraya gir, kapıyı kapat ve devamlı olarak o kadının ismini söyle! buyurur. Orada bulunanlar, ilk bakışta buna bir mânâ veremezler ise de, bu zâtın sözlerinde bir hikmet bulunacağını düşünerek neticeyi beklemeye başlarlar.

O kimse, o kapalı odada gece-gündüz evlenmek istediği kadının ismini tekrar etmeye devam eder... Bir müddet geçtikten sonra, kaldığı odanın kapısı vurulur. Kapıya kulak verdiğinde, evlenmek istediği kadının;

-Ben filan kadınım, senin için geldim, kapıyı aç dediğini işitir. Adam bu kadının önceki hâlini, bir de şimdiki hâlini düşünür ve birden kalbi değişir. Kendi kendine; "Mâdemki iş böyledir, mâdemki sevdiğine, ismini çok anmakla kavuşuluyor. O hâlde ben niye başka şeylerle meşgul oluyorum. Rabbimin ismini zikretmekle meşgul olur, Ona ulaşmayı tercih ederim" diye düşünür. Kadını da geri gönderip, Allahü teâlânın ismini zikretmekle meşgul olmaya başlar. Kısa zamanda kalp gözü açılır ve evliyâlık yolunda ilerlemeye başlar... Bu hâli görenler, Muhammed Şüveymî hazretlerinin o kimseyi, o ıssız odaya koymasının hikmetini böylece anlamış olurlar.

Netice olarak Muhammed Ma'sûm hazretlerinin, bir talebesine hitaben buyurduğu gibi:
"Ey mesut ve bahtiyâr kardeşim! Mâdemki, Allahü teâlânın sevdiği kullarının yolunda yürümek arzusundasın, bu yolun şartlarını ve edeplerini gözetmelisin! Önce, sünnet-i seniyyeye yapışmak ve bid'atlerden sakınmak lâzımdır. Çünkü, Allahü teâlânın sevgisine ulaştıran yolun esâsı, bu ikisidir. İşlerinizi, sözlerinizi, ahlâkınızı, dînini bilen ve seven âlimlerin sözlerine ve kitâplarına uydurmalısınız. Sâlih kullar gibi olmalısınız ve onları sevmelisiniz. Uykuda, yemekte ve söylemekte orta derecede olmalısınız. Sâlihlerle düşüp kalkmayı aramalısınız. (İnsanın dîni, arkadaşının dîni gibidir) hadîs-i şerîfini unutmayınız! Âhıreti isteyenlerin dünya lezzetlerine düşkün olmaması lâzımdır."
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.