Nimetlerden mahrum kalmanın sebebi

A -
A +

Yüz çeviren, elbette bir şey alamaz. Ağzı kapalı bir kap, nisan yağmuruna elbette kavuşamaz...

Sual: Bazı kimseler dünya, bazı kimseler de âhiret nimetlerinden mahrum kalmaktadır. Bunun sebebi nedir?

Cevap: İnsanların, Allahü teâlânın ihsan ettiği dünya ve ahiret nimetlerine kavuşamamalarının sebebi, bu nimetlerden yüz çevirdikleri içindir. Yüz çeviren, elbette bir şey alamaz. Ağzı kapalı bir kap, nisan yağmuruna elbette kavuşamaz. Dünyada Allahü teâlâyı inkâr eden çok kimsenin, dünya nimetleri içinde yaşadığı görülüp, mahrum kalmadıkları zannediliyor ise de, bunlara dünya için çalışmalarının karşılığı verilmektedir. Yalnız dünya için çalışanlara verilen dünyalıklar hakikatte azap ve felakettir. Allahü teâlânın aldatarak, nimet şeklinde gösterdiği musibetlerdir. Nitekim Müminun suresi, 55. ve 56. ayetinde mealen, (Kâfirler, mal ve çok evlat gibi dünyalıkları verdiğimiz için kendilerine iyilik mi ediyoruz, yardım mı ediyoruz sanıyor. Peygamberime inanmadıkları ve İslamiyeti beğenmedikleri için, onlara mükafat mı ediyoruz, diyorlar? Hayır öyle değildir. Aldanıyorlar. Bunların ni'met olmayıp, musibet olduğunu anlamıyorlar) buyuruldu.
Allahü teâlâdan yüz çevirenlere verilen dünyalıklar, hep haraplıktır, felakettir. Şeker hastasına verilen tatlılar gibidir.

      ***

Sual: Hakiki, iyi bir Müslüman olmak için kısaca ne yapmak, nelere sahip olmak lazımdır?

Cevap: İslam dininin temeli; ilim, amel ve ihlastır. İlim; iman, fıkıh ve ahlak bilgileridir. Bunlar, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarından öğrenilir. Amel, bu bilgilere uygun işlerdir. İhlas; ilmin ve amelin, Allah rızası yani Allahü teâlânın sevgisini kazanmak için elde edilmesidir. Bu üç temele malik olan Müslümana hakiki Müslüman denir. Hakiki Müslüman olmak demek, yalnız âdetlere tabi olarak ibadet etmek değil, İslam’ın emrettiği güzel ahlakı edinerek, insanlık vazifelerini yaparak, ruhen de tertemiz olmak demektir. İbadet eden, fakat hileyi zekâ eseri sayan, insanları aldatan, hatta bazen zararlı propagandalara aldanarak insan öldüren, ortalığı yakıp yıkan, yalan söyleyen bir kimse, Müslüman olduğunu söylese de hakiki Müslüman değildir.

      ***

Sual: Kötü huylu olan bir kimse, kalbinin temiz olduğunu söylese, buna itibar edilir mi?

Cevap: Kötü huylar, kalbi hasta eder. Bu hastalığın artması, kalbin ölümüne yani küfre, inkâra sebep olur. Kötü huyların en kötüsü olan küfür, inkâr ise, kalbin en büyük zehridir. İmanı olmayanın, “Kalbim temizdir, sen kalbe bak” gibi sözleri, boş laflardır. Ölmüş olan kalp temiz olmaz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.