Televizyon ve radyodan Kur’ân dinlemek

A -
A +
Televizyon veya radyoda Kur’ân-ı kerim dinleyen kimse de, bir iş yapmamalı, konuşmamalıdır...
 
Sual: Televizyon veya radyoda okunan Kur’ân-ı kerimi dinlerken, saygılı olmak için ne şekilde hareket etmelidir, nasıl dinlemelidir?
Cevap: Televizyon veya radyoda Kur’ân-ı kerim dinleyen kimse de, hiç olmazsa, televizyonu, radyoyu yükseğe koymalı, bir iş yapmamalı, konuşmamalı, kıbleye karşı edeple oturmalıdır. Kur’ân-ı kerimi ve mevlidi dinledikten sonra veya önce, çalgı, şarkı ve başka haram şeyleri dinlemek, bunlara saygısızlık olur. Kur’ân-ı kerim, okunup da, kendisine saygı göstermeyenlere lanet eder. Okuyanlar ve söyleyenler için günah olan her şey, okutanlar ve dinleyenler için de, günahtır. Televizyonda ve radyoda, hafızın Kur’ân-ı kerim okumasına sebep olan dinleyiciler, bir cambazı seyredenler gibi oluyor. Yani cambaz, ipe çıkıp oynarken, ipten düşüp ölürse, bunu seyredenler de günaha girer. Çünkü, onlar seyretmeselerdi, cambaz ipe çıkmayacak, oynamayacak ve ölmeyecekti. Evet, öldürülen kimse, eceli geldiği için ölür. Fakat, bunun ölümüne sebep olan da, cezasını görür.
           ***
Sual: Kur’ân-ı kerimi, şarkı kalıplarına, bilinen belli makamlara uyarak okumak ve böyle okunanları dinlemek uygun olur mu?
Cevap: Konu ile alakalı olarak Halebî-yi sagîr kitabında deniyor ki:
“Kur’ân-ı kerimi nağme ile, yani sesi musiki perdelerine, şarkı kalıplarına uydurarak okumak, harfleri bozmaz ise, âlimler mekruh demiştir. Zira fasıkların nağmelerine teşebbüh, benzemektir. Eğer harfler değişirse, haramdır. Okuması mekruh olan bir şeyi dinlemek de mekruhtur. Okuması haram olan şeyi, dinlemek de haramdır. Kur’ân-ı kerimi teganni ile, şarkı kalıplarına uyarak okuyan hafızlara emr-i ma'ruf yapmak, doğrusunu bildirmek vaciptir. İnatlarına, düşmanlıklarına sebep olacaksa, bunları dinlememeli, orayı terk etmelidir.”
           ***
Sual: Kur’ân-ı kerimi güzel okumak için, bilinen belli makamları öğrenme mecburiyeti var mıdır?
Cevap: Kur’ân-ı kerimi doğru ve güzel okumak için, bilinen şarkı kalıplarını, makamları, musikiyi öğrenmeye lüzum ve ihtiyaç yoktur. Sadece tecvit ilmini öğrenmeye lüzum vardır. Âlimlerin çoğuna göre, tecvid ilminde, harflerin ağızdaki yerleri, medler, harflerin uzatma miktarları ve daha birçok şeyler öğrenmeden okunan Kur’ân-ı kerim, doğru olmaz, ezan ve namaz da sahih olmaz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.