Sadıklarla, salihlerle beraber olmak

A -
A +
Tövbe suresi, 120. âyetinde mealen buyuruldu ki: "Ey müminler! Daima, her zaman, sadıklarla birlikte bulunun!"
 
 
Sual:Kur’ân’da, sadıklarla beraber olunması emredilmektedir. Bunlar kimlerdir ve niçin bunlarla birlikte olmak emredilmiştir?
Cevap: Allahü teâlânın sevgisine kavuşmak için çalışana Salih denir. Bu sevgiye kavuşmuş olana Ârif veya Veli denir. Başkalarının da kavuşmalarına vasıta olana Vesile ve Mürşid, bunların üçüne de Sadık denir. Allahü teâlâ, Âl-i Îmrân suresinin 31. âyetinde, mealen buyuruyor ki:
(Onlara söyle! Eğer Allahı seviyorsanız, bana tabi olunuz! Allah, bana tabi olanları sever.)
Allahü teâlâyı sevmenin alameti, Onun Resulüne tabi olmaktır. Tabi olmak, emirlerine, yasaklarına uymak demektir. Onun emir ve yasaklarına İslamiyet denir. Allahü teâlâyı seviyorum diyenin, İslâmiyete uyması lazımdır. İslâmiyete uyana Müslüman denir. Allahü teâlâ, Müslümanların, birbirlerini sevmelerini, inanmayanları da sevmemeyi emretti. Bunun için, Hubb-i fillah, Allahı sevenleri sevmek ve Buğd-ı fillah, Allahü teâlânın düşmanlarını sevmemek, imanın şartı oldu. Müslüman olmayana kâfir, Müslümanlıktan ayrılıp, kâfir olana mürted denir. Müslüman görünen kâfire de münafık denir. Bunların üçünü de sevmemek, imanın şartıdır. Tövbe suresi, 120. âyetinde mealen;
(Ey müminler! Daima, her zaman, sadıklarla birlikte bulunun!) buyuruldu. Bu âyet-i kerime, sadıklarla, salihlerle beraber olmayı emretmektedir. Bir hadis-i şerifte;
(Allahü teâlânın, kalbime akıttığı, doldurduğu feyizlerin, nurların hepsini Ebu Bekir'in kalbine akıttım!) buyuruluyor.
Hazret-i Ebu Bekir’in, takvası, ibadetleri herkesten çok olduğu, Resulullah efendimizin büyüklüğünü herkesten daha çok anladığı, Onun sevgisini herkesten çok kazandığı için, feyizler, nurlar, Ona daha çok geldi ve gelen feyizlerin hepsini aldı. Bunlardan anlaşılıyor ki dinimiz, evliya ile beraber bulunmayı, Resulullah efendimizin yolunu bunlardan öğrenmeyi istemektedir.
           ***
Sual:Ölen hamile bir kadının, karnını yararak, çocuğu çıkarmanın dinen mahzuru olur mu?
Cevap: Konu ile alakalı olarak Eşbâhda deniyor ki:
“Çocuğun yaşayacağı ümit edildiği zaman, çocuğu anasının karnından çıkarmak için, ölmüş olan anasının karnını yarmak caiz olur. İmâm-ı a'zam Ebû Hanife, bu sebeple, bir kadının karnının yarılmasını emir etmiş, kurtarılan çocuk, çok yaşamıştır.”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.