Haram şeyi ilaç olarak kullanmak

A -
A +
“Kullanılması haram olan şey hastalığa iyi geleceği bilinir ise kullanılmasına izin verilmiştir."
 
Sual: Haram olan bir şeyi ilaç olarak kullanmanın ve ihtiyacı olan birine kan vermenin dinimizdeki hükmü nedir?
Cevap: Konu ile alakalı olarak Dürr-ül-muhtârda deniyor ki:
“Zaruret olmadıkça insanın bir parçasını kullanmak haramdır. Kullanması haram olan şeyi ilaç olarak yemek ve içmek de caiz değildir.” İbni Âbidîn hazretleri bunu açıklarken buyuruyor ki:
“Kullanılması haram olan şey, temiz olsun, necis, pis olsun, ilaç olarak kullanmak haramdır. Fakat, hastalığa iyi geleceği bilinir ise ve ondan başka ilaç yoksa, kullanılmasına izin verilmiştir. Ölüm tehlikesi olduğu ve başka çare bulunmadığı zaman, kadına ve erkeğe kan vermek caiz olur.” Şeyh Tâhir-üz-Zâvî, fetvâsında diyor ki:
“İslâm dini, sıhhati korumayı ve bedenin selametini emretmektedir. Hastaya kan vermek, insani vazifedir. Çünkü, hayatı korumak, bazen kan verilmesine bağlı olmaktadır. Kan vermek, süt kardeşliğine sebep olmaz, nikâhı bozmaz.”
           ***
Sual: Sütten yapılmakta olan kefir denen içeceği, içmenin, kullanmanın, dinimiz açısından bir mahzuru var mıdır?
Cevap: İmâm-ı Muhammed'e göre, gaz çıkarmış ve tadı keskin olmuş içeceklerin, sarhoş etmeyecek kadar azının içilmesi de haram olur, fetva da böyledir. Diğer üç mezhepte de böyledir. Çünkü, Peygamber Efendimiz;
(Çoğu sarhoş eden içkinin, azını içmek de haramdır) ve;
(Sarhoş eden her içki şaraptır ve hepsi haramdır) buyurdu.
Bu hadis-i şerif, gaz çıkarmış ve tadı keskin olmuş içeceklerin hepsinin haram olduğunu bildirmektedir. Muhammed aleyhisselam, maddelerin hakikatlerini, fen bilgilerini öğretmek için değil, bunların hükümlerini bildirmek için gönderilmiştir.
Kısrak, inek, deve sütleri, mayalanıp, tadı keskin olunca, müselles gibi olurlar. Birincisine Kumis, ikincisine Kefir denir ki, bira gibi haramdırlar. Bu hususta, İskilibli M. Âtıf Efendi'nin "Men’i müskirât" kitabında geniş bilgi vardır.
           ***
Sual: Cemaate sonradan gelen ve imama rükûda yetişen bir kimse, ne yapmalı ve nasıl hareket etmelidir?
Cevap: Konu ile alakalı olarak Umdet-ül-islâmda deniyor ki:
“Cemaate yeni gelen bir kimse, imamı rükûda görürse, ayakta tekbir getirip, rükûya eğilir. Tekbiri rükûya eğilirken söylerse, namazı sahih olmaz. Rükûya eğilmeden, imam kalkarsa, o rekâte yetişmemiş olur.”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.