Kelime-i tevhidin anlamı, fazileti

A -
A +
Peygamber efendimiz buyurdu ki: "Zikrin en kıymetlisi, Lâ ilâhe illallah demektir."
 
Sual: Kelime-i tevhidi nasıl anlamalıyız ve kelime-i tevhidin fazileti nedir?
Cevap: Bu konuda İmâm-ı Rabbânî hazretleri Mektûbât kitabında buyuruyor ki:
“Önce, batıl, bozuk ilahları yok etmek, sonra hak olan mabudu bilmek lazımdır. Nasıl olduğu bilinen ve ölçülebilen her şey yok edilmeli, nasıl olduğu bilinmeyen bir Allaha iman etmelidir. Bu yok bilmeyi ve iman etmeyi en iyi anlatan kelime; (Lâ ilâhe illallah) güzel kelimesidir. Peygamber efendimiz; (Zikrin en kıymetlisi, Lâ ilâhe illallah demektir) buyurdu. Bir hadis-i şerifte; (Yedi kat göklerin ve bunlarda bulunanların ve yedi kat yerin hepsi, Lâ ilâhe illallah kelimesi ile ölçülse, bu kelimenin sevabı daha çok olur) buyuruldu. Nasıl daha çok olmaz ki, bu kelimenin bir kısmı, Allahü teâlâdan başka her şeyi, yerleri gökleri, Arş'ı, Kürsi'yi, Levh ve Kalem'i, bütün âlemi ve âdemi hep yok etmekte, diğer kısmı da, yerlerin, göklerin, tek yaratıcısı, hak olan mabudun var olduğunu bildirmektedir.
Allahü teâlâdan başka her şey, ister afâkta, insanın dışında, ister enfüsde, insanın içinde olsunlar, hepsi anlaşılabilen, ölçülebilen şeylerdir. Âfâk ve enfüs aynalarında görülen her şey de böyledir. Hepsinin yok bilinmesi lazımdır. Bildiğimiz, öğrendiğimiz, hatırımıza, hayalimize gelen, duygu organlarımıza etki eden her şey de böyledir. Hepsi mahlukturlar. Çünkü, insanın bildiği, hissettiği her şey, kendi eseri, yaptığı şeydir. Bizim, Allahü teâlâyı tenzih etmemiz, bir şeye benzemez dememiz, benzetmek olur. Bizim anladığımız büyüklük, küçüklüktür. Tasavvufçulara olan keşifler, tecelliler hep Allahtan başka şeylerdir. Allahü teâlâ Verâ-ül-verâdır. Yani, ötelerin ötesidir. Bunların hiçbirine benzemez.
İbrahim aleyhisselam, kafirlere; (Niçin kendi yaptığınız putlara tapıyorsunuz? Sizleri ve yaptığınız işleri Allahü teâlâ yarattı!) dedi. Bunu Kur’ân-ı kerim haber veriyor. İster elimizle yapmış olalım, ister aklımız ve hayalimizle meydana getirelim, yaptığımız şeylerin hepsi, Allahü teâlânın mahluklarıdır. Hiçbirinin tapınmak için değerleri yoktur. Tapınılmaya hakkı olan, yalnız Allahü teâlâdır. O, bildiğimiz, düşünerek bulduğumuz şeylerin hiçbirine benzemez ve nasıl olduğu anlaşılamaz. Ona gayb yolu ile inanmaktan başka çare yoktur.”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.