Ruh âlemini akıl ile anlamak

A -
A +
Aklı olan, Allahü teâlânın varlığını ve birliğini hemen anlar ve ispat eder.   Sual: Kendi aklını ölçü alıp, tasavvuf âlimlerinin, ruh âleminden keşif yoluyla anlayıp bildirdiklerini, akla uygun değildir diye kabul etmemek, akla da ilme de uygun olur mu?Cevap: Bu konuda Şihâbüddîn-i Sühreverdî hazretleri buyuruyor ki: “Milyonlarca yıldızın bir araya gelip bir sistem kurduğunu ve her sistemin boşlukta bozulmadan hareket ettiğini söyleyen astronomi adamlarının sözlerine, görmeden inanıldığı gibi, tasavvufçuların keşfettikleri, bildirdikleri âlem-i misâl ve ruh âlemine de inanmak lazım gelir.” İnkâr edenlere değil, haber verenlere inanmak doğru olur. Aklı olan, fen bilgisinden haberi olan, Allahü teâlânın varlığını ve birliğini hemen anlar ve ispat eder. Ahirete inanmak, böyle değildir. Buna, Allahü teâlâ haber verdiği için inanılır. Halbuki, akla uyan kimsenin, kendisi bu ruh âlemine ve sırlarına kavuşamasa, bilemese de, bunu, hiç olmazsa, olmayacak şey değildir diyerek, reddetmemesi lazımdır. Nitekim, akla uyanların önderlerinden olan İbni Sînâ; “Olamayacağı ispat edilemeyen bir şeye, olamaz dememelidir. Çünkü, ispat etmeden olamaz demek, anlamadığına inanmamak gibi, ayıp ve kusurdur” demiştir.            *** Sual: İslâm dini garip olarak başladı diye başlayan bir hadîs var mıdır, varsa bu hadîste ne anlatılmak istenmiştir?Cevap: Bütün Ehl-i sünnet âlimleri gibi İmam-ı Rabbânî hazretleri de, Mektûbât isimli kitabında bu hadîs-i şerifi nakletmektedir. Peygamber Efendimiz; (İslâm dini garip olarak başladı. Son zamanlarda da garip olacaktır. Bu garip insanlara müjdeler olsun! Bunlar, insanların bozduğu sünnetimi düzeltirler) buyurmuştur. Bu hadîs-i şerifi, Ehl-i sünnet âlimleri açıklarken buyuruyorlar ki: “İslâmiyetin başlangıcında, insanların çoğu, Müslümanlığı bilmedikleri, onu yadırgadıkları gibi, ahir zamanda da, dini bilenler azalır. Bunlar, bozulmuş olan sünneti, ıslah ederler. Bunun için, emr-i ma'rûf ve nehyi anilmünker yaparlar. Sünnete, yani İslâmiyete uymakta başkalarına örnek olurlar. İslâm bilgilerini doğru olarak yazıp, kitaplarını yaymaya çalışırlar. Bunları dinleyenler az, karşı gelenler çok olur. O zamanda, sevenleri çok olan din adamı, doğru arasına eğrileri, hoşa giden sözleri karıştıran kimsedir. Çünkü yalnız doğruyu söyleyenin düşmanları çok olur.”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.