Din âliminin özellikleri

A -
A +
“Dünyaya gönül kaptırmayan, başa geçmek sevdasında olmayan din âlimleri, ahiret adamlarıdır."
 
 
Sual: Din âlimi olmak için ne gibi özelliklerin olması gerekir?
Cevap: Din adamları üç kısımdır: Akıl sahibi, ilim sahibi, din sahibi. Bu üç sıfatı birlikte taşıyan din adamına Din âlimi denir. Bir sıfatı noksan olursa, ona güvenilmez. İlim sahibi olmak için, akıl ve nakil ilimlerinde mütehassıs olmak lazımdır. İmâm-ı Rabbânî hazretleri, Mektûbât kitabında buyuruyor ki:
“Dünyaya gönül kaptırmayan, mal, mevki, şöhret kazanmak, başa geçmek sevdasında olmayan din âlimleri, ahiret adamlarıdır. Peygamberlerin (aleyhimüsselâm) vârisleri, vekilleridir. İnsanların en iyisi bunlardır. Kıyamet günü, bunların mürekkebi, Allahü teâlâ için canını veren şehitlerin kanı ile tartılacak ve mürekkep, daha ağır gelecektir. (Âlimlerin uykusu ibadettir) hadîs-i şerifinde methedilen, övülen bunlardır. Ahiretteki sonsuz nimetlerin güzelliğini anlayan, dünyanın çirkinliğini ve kötülüğünü gören, ahiretin ebedî, dünyanın ise fani geçip tükenici olduğunu bilen onlardır. Bunun için kalıcı olmayan, çabuk değişen ve biten şeylere bakmayıp, bâki olana, hiç bozulmayan ve bitmeyen güzelliklere sarılmışlardır. Ahiretin büyüklüğünü anlayabilmek, Allahü teâlânın sonsuz büyüklüğünü görebilmekle olur. Ahiretin büyüklüğünü anlayan da, dünyaya hiç kıymet vermez. Çünkü, dünya ile ahiret birbirinin zıddıdır. Birini sevindirirsen öteki incinir. Dünyaya kıymet veren ahireti gücendirir. Dünyayı beğenmeyen, ahirete kıymet vermiş olur. Her ikisine birden kıymet vermek veya her ikisini aşağılamak olamaz. İki zıt şey bir araya getirilemez. Ateş ile su bir arada bulundurulamaz.
Tasavvuf büyüklerinden bazısı, kendilerini ve dünyayı tamamen unuttuktan sonra, birçok sebepler için, dünya adamı şeklinde görünürler. Dünyayı seviyor, istiyorlar sanılır. Halbuki, içlerinde hiç dünya sevgisi, arzusu yoktur. Sûre-i Nûrda; (Bunların ticaretleri, alışverişleri, Allahü teâlâyı hatırlamalarına hiç mâni olmaz) mealindeki âyet-i kerime bunlar içindir. Dünyaya bağlı görünürler. Halbuki, hiç bağlılıkları yoktur. Hâce Behâeddîn-i Nakşibend Buhârî kuddise sirruh buyuruyor ki; “Mekke-i mükerremede Mina pazarında, genç bir tacir, aşağı yukarı, ellibin altın değerinde alışveriş yapıyordu. O esnada, kalbi, Allahü teâlâyı bir an unutmuyordu.”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.