İbadetleri, neşeli olarak yapmalıdır

A -
A +
Yorgun, hâlsiz, neşesiz olmak, farzları vaktinden sonraya bırakmak için özür olmaz.
 
Sual: Din kitaplarında, ibadetleri gücünüz yettiği kadar ve neşeli olarak yapınız deniyor. Bundan maksat nedir, neşeli olmayan kimsenin, ibadetleri terk mi etmesi gerekir?
Cevap: Hadîs-i şerifte; (İbadetleri takat getireceğiniz kadar yapınız. Neşe ile yapılan ibadetin kıymeti çok olur) buyuruldu. Beden istirahat edince, ibadetler zevk ile yapılır. Beden ve zihin yorgun iken yapılan işten usanç hasıl olur. Yorgunluğu gidermek için, ara sıra mübah olan şeylerle, bedene neşe getirmelidir. İmâm-ı Gazâlî hazretleri buyuruyor ki:
“Çok ibadet yapınca, beden yorulur, hareket etmek istemez. Bu zaman uyumakla veya salihlerin hayat hikâyelerini okumakla yahut mübah olan eğlencelerle bedeni neşelendirmeli. Böyle yapmak, usanarak ibadet yapmaktan efdaldir.”
İbadet yapmaktan maksat, hem nefisle cihad ederek, nefsi terbiye etmek, hem de, kalbe ferahlık getirmek, kalbi Allahü teâlâya bağlamak içindir. (Namaz, insanı kötü ve çirkin işler yapmaktan korur) buyuruldu. Severek, neşe ile kılınan namaz böyle olur. Bu neşeyi hasıl etmek için, nefsin mubahlardaki arzularını, ihtiyaç olduğu kadar, yerine getirmek lazım olur. Böyle yapmak, İslâmiyete uymak olur. İbadetlere sebep olan mubahlar da ibadet olur. (Âlimin uykusu, cahilin ibadetinden hayırlıdır) hadîs-i şerifi, bunun şahididir. Uyuklayarak, teravih namazı kılmak mekruhtur. Uykulu hâl gidince, neşe ile kılmalıdır. Uyuklayarak kılınan namazda gevşeklik ve gaflet hasıl olur.
Ancak bunları yanlış anlamamalıdır. Yorgunluk ve usanç hasıl olduğu zaman ibadet tehir edilir, terk edilmez. Farzları özürsüz terk etmek büyük günahtır. Kaza etmek farz olur. Vacibleri de kaza etmek vacib olur. Sünnetleri terk eden, bunların sevabından mahrum kalır. Özürsüz terk etmeyi âdet ederse, bu sünnetlere mahsus olan şefaatten mahrum kalır.
Yorgun, hâlsiz, neşesiz olmak, farzları vaktinden sonraya bırakmak için özür olmaz. Vaktinden sonraya bırakmak günahından ve azabından insan kurtulamaz. Farzlara ve haramlara ehemmiyet vermemenin küfür olduğu, imanı giderdiği, akait kitaplarında bildirilmiştir. Bu sebeple, Ehl-i sünnet âlimlerinin yazdıkları fıkıh ve ilmihal kitaplarını okuyup, imanı, farzları, haramları iyi öğrenmeli ve yakınlarına da öğretmelidir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.