Musul'da ilk haftanın görüntüsü

A -
A +
 
Musul operasyonunda ilk hafta doldu. Tablo şöyle:
-ABD Dışişleri Bakanlığı verilerine göre terör örgütü DAEŞ’e karşı Irak ve Suriye’de yürütülen mücadeleye 66 ülke çeşitli biçimlerde katkı veriyor. Bunlar arasında 10 kişilik eğitimci askerî personel gönderen Estonya da var, 5000 kişilik birlikle hava saldırıları ve özel birlik operasyonları yapan ABD de.
-Musul’a yönelik harekâtta Irak kuvvetleri 30.000 kişiden oluşuyor. Fakat bunların hepsi Irak’ın resmî silahlı kuvvetlerine mensup değil. Doğrudan İran’ın denetimi ve yönlendirmesi altındaki Haşdi Şâbi “milisleri” 43 Şii Arap ve bazı Şii Kürt aşiretlerinden gelen savaşçılardan oluşuyor. Operasyona katılan peşmerge güçlerinin sayısı tam olarak net değil ama aralarında peşmerge kıyafeti giymiş yüzleri maskeli ABD askerlerinin de bulunduğu cuma günü basına yansıdı. Türkiye tarafından Başika kampında eğitilen, Musul Valisi Esil Nuceyfi’ye bağlı 3000 kişi de operasyonda yer alıyor.
-Türkiye inisiyatif alıp -Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ifadesiyle “hem arazide hem de masada” olmak için- operasyona katılıyor. ABD Savunma Bakanı Asthon Carter perşembe günü gerçekleştirdiği Ankara ziyaretinde, Türkiye’nin Musul operasyonunda yer almasını desteklediklerini açık bir dille söyledi.
-Operasyonun gidişatı ve Musul’un geleceği için siyasi görüşmeler de hız kazandı. Paris’te perşembe günü 20 ülkenin temsilcisinin katıldığı bir toplantıda Musul operasyonunun muhtemel sonuçları değerlendirildi. 25 Ekim’de de operasyona katılan ülkelerin savunma bakanları yine Paris’te bir araya gelecekler.
Son bir haftanın genel görüntüsünden başlıca üç sonuç çıkarmamız mümkün:
1-Türkiye’nin tüm ikazlarına rağmen, Musul operasyonu başlatılırken bölgede meydana gelebilecek insani felaketlerin asgariye indirilebilmesi için bir önlem alınmadığı netleşti. Uluslararası insani yardım örgütleri, 700.000 ila 1 milyon kişinin Halep’ten göç edebileceği, bunların büyük bir bölümünün de Türkiye’ye yönelebileceği değerlendirmesini yapıyor.
2-ABD ve Irak’ın, Musul operasyonunun insani olduğu kadar askerî boyutlarıyla ilgili de yeterince hazırlık yapmadığı ortaya çıkıyor. Sanki ABD başkanlık seçiminden önce Obama’nın “Teröre karşı Irak’ta büyük bir zafer kazandık” diyebilmesi için alelacele başlatılmış bir operasyon gibi duruyor.
3-Irak güçlerinin görünüşteki ortak hedefinin terör örgütü DAEŞ’in Musul’dan çıkartılması gibi gözükmekle beraber, aslında Musul’un gelecekteki statüsü hakkında birbirine zıt hedefleri bulunduğu açıklık kazandı. İbadi Musul’u Sünni Araplardan tamamen arındırmak istiyor. Bu “arındırmanın”, “mezhepsel temizlik” boyutuna taşınabileceğinin en çarpıcı göstergesi Haşdi Şabi “milisleri”nin eylemleri. Nuceyfi’ye bağlı Ninova Muhafızları’nın hedefi “mezhepsel temizliği” engellemek. Peşmerge ise, 2003’teki Irak savaşından beri Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi sınırlarına dâhil etmek istediği Musul’un siyasi geleceği tartışmalarında pazarlık payını yükseltmek istiyor.
Türkiye hem Suriye’de hem Irak’ta baştan beri yaşanmakta olan insani felakete dikkati çekiyor; terörle mücadelenin, tüm terörist gruplara karşı yapılırsa başarı sağlanabileceğini, PKK uzantısı YPG’den “müttefik” olamayacağını dile getiriyor; mezhep çatışmasının önlenmesi için Irak’ta terörist olmayan tüm gruplara eşit mesafede bir merkezî yönetim anlayışı olması gerektiğini vurguluyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son günlerde daha sık dile getirdiği, Türkiye’nin güvenliğinin sağlanmasındaki İleri Savunma Konsepti, Suriye’de olduğu gibi Irak’ta da uygulama alanı bulacak. Türkiye’nin desteklediği Özgür Suriye Ordusu’nun Dabık’tan sonra El-Bab’ı da ele geçirmesi hâlinde, hedeflenen 5000 kilometrekarelik güvenli bölge fiilen oluşturulmuş olacak. Benzeri bir bölgenin Irak’ın kuzeyinde de, dost yerel güçlerle birlikte tesis edilmesi, Türkiye sınırına yığılabilecek on binlerce mültecinin can güvenliğinin Irak sınırları içinde sağlanabilmesi için gerekli. Bu aynı zamanda, Türkiye’nin terörle mücadelesinde önemli bir dönüm noktası oluşturabilir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.