Diplomatımızın katili serbest kalacakmış

A -
A +
1973-1994 arasında dış temsilciliklerimizde görev yapan 34 kahraman Türk evladı, terör örgütleri tarafından kalleşçe düzenlenen saldırılarda şehit edildiler. Ay yıldızlı bayrağımızı en iyi şekilde temsil etmekten, devletimizin menfaatlerini dışarıda müdafaa etmekten, gurbetteki vatandaşlarımızın vatan hasretini bir nebze azaltmaktan başka bir gayeleri yoktu. Kimi arabasının içinde, kimi büyükelçilikteki çalışma odasında, kimi evinin önünde katledildi. Teröristler, bazıları yabancı ülke vatandaşı toplamda 77’den fazla insanı bu saldırılarda katlettiler. Türk kanını akıtmaya yemin etmiş, gözü dönmüş Ermeni ve Rum teröristlerin çoğu eylemlerini gerçekleştirdikten sonra sırra kadem bastılar.
Ev hırsızlarını, banka soyguncularını birkaç saat içinde yakalamakla övünen birçok yabancı emniyet teşkilatı, en kalabalık şehirlerde, günler süren takiplerle planlanmış bu kanlı eylemlerin faillerinin birçoğunu nedense yakalayamadı! ASALA, JCGA, 17 Kasım gibi terör örgütlerinin –yıllar sonra- birçok ülkenin gizli servisiyle nasıl iç içe çalıştıkları ortaya çıktığında, şehitlerimizin mübarek kanını akıtanların sadece bu maşalar olmadığı hakkında şüpheler de arttı.
O maşalardan biri, 28 Ocak 1982’de Los Angeles Başkonsolosu’muz Kemal Arıkan’ı katleden cani Hampig Sasunyan’dı. Cinayet ortağı Krikor Saliba, bir şekilde izini kaybettirmiş, önce Fransa’ya oradan da Lübnan’a kaçmış, iç savaş sırasında 1983’te “kaza kurşunuyla” geberdiği mensubu olduğu terör örgütünce açıklanmıştı. Polis tarafından yakalanan Sasunyan ise Los Angeles’te yargılandı ve “af olmadan” ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
Sasunyan’ın 2016’da yaptığı şartlı tahliye talebi mahkeme tarafından kabul edildi ama Kaliforniya eyaleti Valisi Gavin Newsom bu kararı uygulamayı reddetti. Taşnak Ermenilerin bir “kahraman” olarak gördükleri katil Sasunyan için sürdürdükleri mücadele devam etti. En son Los Angeles Bölge Yüksek Mahkemesi bir kez daha Sasunyan’ın tahliyesine karar verirken, evvelce katilin salıverilmesini engelleyen Vali Newsom bu kez kararın uygulanmasına engel olmayacağını açıkladı.
Planlayarak cinayet işleyen katili salıveren Kaliforniya eyaleti, ABD’de ölüm cezasının geçerli olduğu 28 eyaletten biri. En son 2006’da bir katil 76 yaşında zehirli iğne ile infaz edilmişti. O günden bu yana ölüm cezaları kesinleşmiş 730’dan fazla katil eyaletteki çeşitli hapishanelerde tutuluyor. Eyalet kanunlarında yer almasına rağmen, ölüm cezaları infaz edilmediği için bu mahkûmlar ölene kadar parmaklıklar arkasında kalmaya devam edecekler. Hiçbir alçak ya da yüksek mahkeme de bunları salıvermeyecek. Ama Sasunyan’ı salıveriyorlar.
ABD Dışişleri Bakanlığı, Kaliforniya mahkemesinin ve Valisi’nin bu tutumlarını “karardan derin hayal kırıklığı duyuyoruz” şeklinde tepkiyle karşıladı. Fakat bu “derin hayal kırıklığı” Sasunyan’ın salıverilmesini şimdilik engellemeyecek. Çünkü, “ABD’de kuvvetler ayrımı var”, çünkü “ABD’de yürütme yargıya müdahale edemez”, çünkü “ABD’de federal hükûmet eyaletlerin yerel hukukuna karışamaz”. Öyle mi? Demokrat Parti’den bir eyalet valisinin iki dudağının arasındaki –üstelik daha evvel yapmış olduğu- bir işlemi, ABD’nin Demokrat yönetiminin dile getirdiği “samimi hayal kırıklığına” rağmen bir kez daha yapmaması düşünülebilir mi? Bir katilin salıverilmesini engellediği için bir eyalet valisini, katili ve cinayeti kutsayanlardan başka kim eleştirebilir?
Mademki, katilin salıverilmesini şu an hâlâ engelleyebilecek tek kişi Kaliforniya Valisi Newsom’dur, o hâlde validen kendi vicdanına şu üç soruyu sormasını isteriz: “Sasunyan’ın katlettiği kişi, bir Türk diplomatı değil de evinden işine gitmekte olan sıradan bir Amerikan vatandaşı olsaydı, bu salıverme kararını onaylar mıydı?”; “Bir Amerikan vatandaşını katleden, Müslüman bir katil söz konusu olsaydı, kendisine gelen dilekçeleri okuma zahmetine girer miydi?”; “Kendisi Ermeni lobisinin ve seçmeninin çok etkili olduğu Kaliforniya’nın değil de, başka bir eyaletin valisi olsaydı, yine aynı şekilde davranır mıydı?”
Neresinden baksanız ayrımcılık ve çifte standart dolu bu salıverme kararı, teröristlerce şehit edilenler için duyduğumuz derin acıyı daha da artırıyor.
18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü’nün yaklaştığı şu zamanda, hilal uğruna can veren tüm şehitlerimizi rahmet anıyorum.
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.