Dış politikayı tahkim etme zamanı

A -
A +
Türkiye 2013 yılından beri görünür bir şekilde sistematik baskılama süreci ile karşı karşıya kaldı. Genellikle de müttefikleri! tarafından devreye sokulan planlarla uğraştı/uğraşmaktadır. Farklı araçlar kullanılarak Türkiye çevrelenmek istendi; bazen terör kartı devreye sokularak farklı terör grupları desteklendi bazen de doğrudan Türkiye’nin yanı başına yerleşildi. Tüm yapılanlara rağmen Türkiye etrafına örülmek istenen çemberi kırmasını başardı. İlk göze çarpan Suriye’de oluşturulmak istenen “terör kuşağı” idi. Bu kuşak aynı zamanda Irak’ın kuzeyini de içine alacak şekilde genişletilmek istendi. Müttefikler! Bir taraftan Türkiye’ye karşı “terör kuşağı”nı oluşturmaya çalışırken, diğer taraftan da Türkiye’nin direncini kırmaya matuf örtülü ve açık silah ve mühimmat ambargosunu devreye soktular. Tüm karşı çıkışlara, tehditlere, hasımca davranışlara rağmen Türkiye; Basra Körfezi’nden Akdeniz’e uzanan hatta güvenliğini sağlamak için operasyonlar yaptı ve hâlâ sınır dışındaki varlığını sürdürmektedir. Öyle anlaşılıyor ki güneyinde işleyen ve güvenliği sağlayacak bir devlet yapısı oluşana kadar da var olmaya devam edecek. Libya ve Doğu Akdeniz’de de yaptığı anlaşmalar ve fiilî varlık göstererek çıkarlarını korumaya çalışmaktadır. Karabağ’ın işgalden kurtarılması sürecinde Kafkasya’nın da önemli bir oyuncusu olduğunu gösterdi. Kısaca; Türkiye, ülkenin aynı anda dört tarafında operasyon yapacak ve sonuç alacak kapasitesinin olduğunu dost düşman herkese göstermiş oldu.   Zor süreçte deneyim   Kabul edelim, yaklaşık on yıldır Türkiye zor bir süreç geçirdi. Fakat, bu süreçte Türkiye, var olan diplomatik deneyimine çok şey kattı. 1. Aynı anda, ABD ve Rusya gibi dünyanın iki önemli gücüyle zaman zaman iş birliği yaparak ama daha çok karşı karşıya gelerek diplomasi yürüttü. 2. İran, İsrail, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emîrlikleri, Mısır ve Yunanistan gibi bölgesel hırsları olan ülkelerle uğraşmak zorunda kaldı. 3. Türkiye, bölgedeki devletlerin bir kısmı çökünce veya akademik kavramla söyleyecek olursak “başarısız devlet” konumuna gelince, sayıları artan devlet dışı aktörlerle nasıl bir ilişki kuracağını deneyimledi. Özgür Suriye Ordusu gibi örgütlerle çalışırken, PYD/YPG ve DEAŞ gibi radikal terör örgütleriyle mücadele etti. 4. Müttefiklerinden, ortaklarından destek bulamayınca, pardon onların engellemeleri neticesinde kendi savunma sanayi ürünlerine yöneldi ve İHA/SİHA/TİHA sistemi başta olmak üzere birçok kalemde başarılı ve dikkat çekici ürünleri Suriye, Irak, Libya ve Akdeniz gibi alanlarda kullanıma soktu. Savunma sanayi alanındaki yerlilik oranını yüzde yirmilerden yüzde yetmişlere çıkardı. 5. Ad hoc diplomasiyi kullanarak büyük oranda otonom davranma becerisini ortaya koydu. 6. Yakın çevremizde yaşanan olayların, terör örneğinde olduğu gibi, ülke içine sirayet edecek yıkıcı sonuçları engellendi.   Şimdi ne yapılmalı?   Şimdi dış politikayı tahkim etme zamanıdır. Diplomasi işletilse de yaklaşık beş yıldır askerî unsurların daha görünür olduğu bir süreç işletildi. Yakın çevremizde yaşanan sürecin bir sonucu olarak, dış politikada güç unsuru kullanılmak durumunda kalındı. Artık yakın çevresinde etkinlik alanı oluşturan ve yakın tehlikeleri engelleyen Türkiye, mevcut durumu kalıcı kılmak için yeni bir süreci devreye sokmalıdır. Özellikle, Arap Baharı süreci ile ilişkilerinin bozulduğu veya soğuduğu ülkelerle yeni bir sürecin başlatılacak olması Türkiye’nin kazanmış olduğu etki alanını ve gücünü kalıcı kılacaktır. Mısır ile başlatılan sürecin elverdiğince diğer ülkelerle de başlatılması hem Türkiye’nin hem diğer ülkelerin, dolayısıyla bölge barışı, istikrarı ve gelişimi açısından faydalı olacaktır. Devlet dışı aktörlerin cirit attığı ve “başarısız devletler’in fazla olduğu yerdeki Türkiye öyle bir bölgede, iyi işleyen devletin değeri daha da önemli hâle gelir. Türkiye, birçok alanda güçlü bir kapasiteye sahip olduğunu gösterdi. Bu yüzden, bölgede işi olan devletler istese de istemese de Türkiye ile iş tutmak zorunda kalacaklardır. Bunu değerlendirmek gerekir. Bu deneyim fazlası ile mevcuttur.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.